Yakın akrabalarımın ve sevgili dostlarımın bilecekleri ya da hatırlayacakları gibi, bizim (Allah’a emanet) biri ikiz 3 oğlumuz var. Ve ikiz oğullarımızdan biri Burdur’da, diğeri İstanbul da, büyük oğlumuz da Gebze’de çalışır ve orada ikâmet ederken, 5’i erkek 6 torunumuzdan biri ve en büyüğü de Ankara Gazî Üniversitesi/Kimya Mühendisliği Fakültesi son sınıfta okuyor. Ve nasip kısmet olursa ise ki, inşaAllah sağlıklı ve sıhhatli bir şekilde nasip olur, bu yıl Kimya Mühendisi olarak mezun olacak… Ve Babaannesi ilk göz ağrımızı-torunumuzu Ankara’ya gidip görse ve bir süre yanında kalsa da, bana torunumuzun okulunu da, ikâmet ettiği evini yerini de görmek nasip olmadı… İşte ben de bu yüzden Cumartesi gününden itibaren Ankara da olacağım ve 10 gün kadar sonra Burdur’a dönmeyi düşünüyorum… O nedenle ‘gidelim selâmetle, gelelim saadetle inşaAllah’ diyorum…
BU, BENİM HAYATIMIN 3. TATİLİ OLACAK!
Eskisi varsa da sen kısa bir süre kamu görevinde bulunduktan sonra gazeteciliğe başladım… Yani benim hayatımın büyük bir bölümü gazetecilikte geçti. Ve meslektaşlarımın iyi bilecekleri gibi, millî ve dînî bayramlar dâhil gazetecilikte ‘tatil yapma’ gibi bir lüksünüz veya imkânınız yoktur! O nedenle ben biri bu yıl Kimya Mühendisi olacak torunumuzun doğumu sırasında, diğeri de bundan 7-8 yıl kadar önce olmak üzere 2 hafta izin kullandım… Ve bu haftaki Ankara ziyaretim de meslek hayatımın en uzun 3. tatili olacak…
Demem o ki, yıllarca çalıştığım basın yayın organlarının başta baskı merkezleri olan İstanbul’a, İzmir ve Ankara’ya defalarca gidip gelmeme rağmen o illerde kaldığım süre 2-3 günü geçmemiştir…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; ben bu yazıyı kaleme alırken aklım Ankara ve İstanbullarda ve de deprem bölgelerinde olduğundan dolayı yanlış bir cümle kurmamak için satırlarımı burada noktalamak istiyor, noktalarken de benim bu yazımı okuyan herkesten bana olan haklarını helâl etmelerini, tamamı ve Allah’ın (c.c) izni keremiyle dönüşte görüşmek istediğimi belirtiyor, herkese saygılar diliyorum…
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)