İlgililerin veya ilgilenenlerin bilecekleri gibi, 26 Kasım tarihi “Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü” imiş! Ülkemiz de hiç yaşanmamıştır ve bundan sonra da yaşanmaz inşaAllah… Ama’ dünyanın çeşitli bölge ve noktalarında bugün de mutlaka kadına yönelik şiddetler veya işkenceler ya uygulanmıştır, ya da uygulanacaktır… Ve bu şiddet ile işkencelerin birçoğu basına yansımayacak, dolayısıyla da kamuoyunca duyulmayacaktır…
Yansıdığı kadarıyla bile günümüzde kadına yapılan şiddet oranı ve sayısı azımsanamayacak kadar fazladır! O nedenle ben bu yaşıma kadar ne anneme, ne eşime, ne kardeşime, (bir kız torunumdan başka kızım yok) ne de bir başka kadına kıza, hâttâ herhangi bir insan veya canlıya şiddet uygulamayan bir kişi olarak ‘şiddet uygulayıcılarını tel’in etmek, mağdurlarına ise ‘geçmiş olsun’ dileklerimi iletmek, aynı şeyleri tekrar yaşamamalarını dilemek istiyorum…’ Ve ister kadın olsun ister erkek, ister büyük olsun, ister küçük, isterse vahşi hayvan olsun, hiçbir canlıya şiddet uygulanmaması, uygulayanlarında cezasız kalmamasını diliyorum… Çünkü işkence dinimizce haram ve gühâh olduğu gibi, şiddete temayüllü veya kötü huylu olan insanların, uyguladıkları şiddetlerin cezasız kalması durumunda şiddetlerini artırarak devam edeceklerini düşünüyor, hattâ inanıyorum! Ki, bizim inancımıza göre, öldürülmesi caiz olan hayvanların bile işkence ile değil de, en az acı verecek şekilde öldürülmeleri gerekir…
AİHM’YE ve “AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİNE”
GÖRE “İŞKENCE.. YASAK” ANCAK, DÜNYA DA İŞKENCE
BİR TÜRLÜ ÖNLENEMİYOR…, ÖNLENEMEZ DE, ÇÜNKÜ
İŞKENCECİLERİN YAPTIKLARI YANLARINA KÂR KALIYOR
Günümüzde ‘istisnâları hariç’, işkence gören kişiler genelde kadınlar kızlar, işkence uygulayanlar da erkekler olduğu için, konu basın yayın organlarına da ‘Kadına işkence’ veya ‘Kadın cinayetleri’ olarak yansıyor-yansıtılıyor… O nedenle ben bu günkü yazımda kadına yapılan işkenceler üzerinde durmak istiyorum:
Şöyle ki, mâlum olduğu üzere, her kadın ya da kız muhakkak bir erkeğin herhangi bir akrabasıdır veya yakınıdır. O halde biz nasıl bir kadın akrabamıza veya yakınımıza işkence yapılmasını istemiyorsak, bizim de bir başka kadın veya kıza işkence yapmamamız ve vâki ya da muhtemel işkencelere mâni olmaya çalışmamız; Dolayısıyla da en azından maddî mânevî vebalden kurtulmamız gerekir!
İŞKENCE İLLÂ FİZÎKİ OLMAZ, BAZEN MÂNEVİ DE OLUR!
‘İşkence’ denince ilk aklımıza gelen şey fizîkî işkence ve kadına yapılan işkence ya da şiddet uygulaması geliyor… Ancak, bilindiği gibi, işkencenin türevleri veya çeşitleri vardır…
Mesâlâ bir kişi pop ya da batı müziği veya senfoni gibi müzikleri dinlemekten haz duyar, zevk alırken, bir başkası bunları dinlemekten nefret eder, büyük rahatsızlık duyar! Bu da o kişiye yapılan bir işkence yerine geçer… O nedenle işkenceyi sadece fizîki olarak yapılan bir şey sanmayalım veya saymayalım! Yani işkencelerin biri fizîkî olarak uygulananı, diğeri de mânevi olarak uygulananıdır… Ve fizîkî işkencelerin ağrı ve acıları zaman içinde geçebilse veya azalabilse ve en keskin kılıçların yaraları sarılabilse bile, dil ve davranış yaralarının sarılması veya gönül ya da kalp kırgınlıklarının telâfisi çoğu zaman zor olur, hattâ bazen hiç mümkün olmaz-olamaz! O nedenle ben ‘ne kadın ve kızlarımıza, ne çoluk çocuklarımıza, ne de bir başkasına ve ne madden ne de mânen işkence yapmayalım. Bunu tevessül eden ya da tevessül edecek olan kişilere mâni olmaya çalışalım! Dolayısıyla da ne maddî, ne de mânevi cezaların muhatabı olalım!’ diyor, herkese ‘işkencesiz’ saygılar sunuyorum.
KULLARIMA İŞKENCE ETMEYİNİZ!
Kutsî Hadis
EY İSRAİL OĞULLARI! SİZİ FİRAVUN HÂNEDÂNININ ELİNDEN KURTARDIĞIMIZ ZAMANI DA HATIRLAYIN. ONLAR SİZE EN KÖTÜ İŞKENCELERİ YAPIYOR; ERKEK ÇOCUKLARINIZI ÖLDÜRÜYOR VE KIZLARINIZI KULLANMAK İÇİN SAĞ BIRAKIYORLARDI. BUNDA SİZİN İÇİN RABB’İNİZDEN BÜYÜK BİR İMTİHAN VARDI. Â’raf Sûresi, 141. Âyet-i Kerime
MÛ’MİN ERKEK VE MÛ’MİN KADINLARA HER TÜRLÜ İŞKENCEYİ YAPAN, SONRA DA PİŞMAN OLUP BUNDAN VAZGEÇMEYENLERE CEHENNEM AZÂBI VE BİRDE YANGIN AZÂBI VARDIR. Bürüç sûresi, 10. Ayet-i Kerime
MÛ’MİN ERKEKLERE VE MÛ’MİN KADINLARA, YAPMADIKLARI BİR İŞTEN DOLAYI ‘HAKSIZ YERE’ İŞKENCE YAPANLAR ŞÜPHESİZ BÜYÜK BİR İFTİRA ETMİŞ VE AÇIK BİR GÜNÂH YÜKLENMİŞ OLURLAR. Ahzâp Sûresi, 58. Âyet-i Kerîme
MAZLUMUN (BED)DUASINDAN SAKININ!
ÇÜNKÜ MAZLUMUN DUASI İLE ALLAH
(c.c) ARASINDA (KABÛLE MÂNİ OLAN)
HİÇBİR PERDE-ENGEL YOKTUR…
ZULÜMDEN KAÇININ. ZİRA ZULÜM, KARANLIKLAR
OLACAKTIR… 2 ayrı Hadis-i Şerif
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)