Taceddin Akbaş

GÜNÜMÜZ DE GÜCÜ YETEN YETENE VE ‘ÖLDÜREN ÖLDÜRENE’ GİDİYOR!

Taceddin Akbaş'ın 'GÜNÜMÜZ DE GÜCÜ YETEN YETENE VE ‘ÖLDÜREN ÖLDÜRENE’ GİDİYOR!' adlı köşe yazısı

Taceddin Akbaş

Hangi haber kanalını veya gazete sayfasını açsam ‘kardeş kardeşini veya akraba akrabasını, kadın kocasını ya da kocası karısını, oğlu babasını veya babası oğlunu, hattâ kadın evlâdını ya da evlâdı anasını, komşusu komşusunu, hasta ya da hasta yakını doktorunu veya doktor hastasını, erkek, kız arkadaşını darp etti, karısı kocasına ya da kocası karısına işkence yaptı veya şiddet uygulayıp öldürdü veya yaraladı…’ şeklinde haberleri görüyor ve kahroluyorum… Çünkü, ben ‘Yaratan’ın verdiği canı yine Yaratan alır! Ve O’nun yarattıklarına eziyet vermek, zulmetmek büyük günâhtır ve kesin haramdır!’ diyebiliyorum…

Meselâ şu an elimde tutmakta ve okumakta olduğun günlük bir gazetenin bir sayfası tamamen bahsime konu haberlerle dolmuş durumda ve o haberlerden bazıları ((Hasta yakınlarınca darp edilen doktor yoğun bakıma alındı… Magandaların yaraladığı çocuk öldü. Arâzi anlaşmazlığı nedeniyle çıkan kavga da kardeşini öldürdü. Ehliyetsiz sürücünün kullandığı otomobil devrildi ve baba ile birlikte iki oğlu öldü… İzmir açıklarında ve lâstik veya şişme botlarla bir yerlere gitmek isteyen düzensiz göçmenlerin botları battı ve şu kadarı çocuk olmak üzere bu kadar göçmen suda boğularak öldü…)) şeklinde uzayıp gidiyor maalesef! Ancak, ben bir felâket tellalı ya da kötü haberler getiren bir karga durumuna düşmemek ve okurlarımı daha fala üzmemek için diğer gazetelere bakmıyor, haber kanallarını dinlemiyorum. Yani ben sadece neden bu hâle geldiğimizi, sorgulamak, kendimce yorumlamak, sevgi ve saygıdeğer hocalarımıza ahir zaman da olduğumuzu biliyorum ama ‘kıyâmetin sathı mailinde veya dünyanın sonunda mıyız acaba?’ diye sormadan edemiyorum!

ÖLEN NE OLUR BİLMİYORUM… AMA, ÖLDÜREN KÂTİL OLUR VE KÂTİLLERİN YERİ CEHENNEMDİR

Bizim inanç ve îmanımıza göre bırakın insanları, çok mecbur kalınmadıkça karıncaları bile öldürmek caiz değildir! Ve yine bizim dînimize göre 5 tür hayvanın dışında hiçbir hayvanın öldürülmesine, hele hele hiçbirinin yakılarak öldürülmesine asla müsaade edilmez, kesinlikle izin verilmez! Amma velâkin, günümüz de ‘bana yan baktın, aracımı solladın, bana selektör yaptın, kaldırıma veya benim otoparkımın yerine veya tabii hakkım olan yere aracını park ettin, parti başkanımın aleyhinde konuştun, tuttuğum spor takımımı veya sporcumu yuhaladın…’ falan ettin filan ettin ya da etmedin diyerek muhatabını döven, söven, yaralayan, hattâ öldüren insanlar olduğu gibi; ‘Hastamızı iyi muayene etmedin veya zamanında müdahale etmedin… dolayısıyla da ölümüne neden oldun… ’ gibi nedenlerden dolayı doktorunu, hemşiresini veya herhangi bir sağlık görevlisini, yangın yerine zamanında gelmedin…’ dediği itfaiye görevlisini; görevini yerine getirmekte olan polisi, jandarmayı veya güvenlik görevlisini, kavga veya dövüş eden kişi ya da kişileri ayırmaya çalışan iyi niyetli kişileri bile darp eden, döven, söven, hattâ öldüren câniler var bu memlekette. Ki, cezaevleri bu ve bunun gibi insanlarla dolu olmalı ki, Adalet Bakanlığı bugün hapishanelerdeki hükümlü sayısını azaltmak için çareler arıyor! Bence o da doğru değil. Çünkü basit suçlardan veya herhangi bir kaza sonunda, hattâ haklı nedenlerden dolayı hapishanelere düşen kişilerin Mevlâ yardımcısı olsun ama hapishaneleri bile karıştıran mahkumları serbest bırakmak yanlışı yanlışla düzeltmeye çalışmak gibi bir durum ortaya çıkarır! Yani bu, o kişilerin kısa bir süre sonra yeni cinâyetler veya suçlar işleyerek cezaevlerine geri dönmeleri gibi anlamlara gelir! (Mağdurların durumları ise bir başka dram ve yazı konusu)

BİZİM DÎNİMİZ DE ÖLDÜRMEK… OLMADIĞI GİBİ BİZE ÖLÜ GELENLER BİLE DİRLTİLMEYE ÇALIŞILIR

Bizim dinimizde öldürmek yoktur! Hattâ bize (mânevî) olarak ölü gelen birini biz (mânen) dirilterek göndeririz! Ve ben bu tezimi yıllar öce yaşadığım bir anımı hatırlatarak müşahhaslaştırmak isterim:

Şöyle ki; bir gün Gazeteciler Cemiyetinde otururken Cemiyetin telefonu çaldı ve ben ahizeyi daha kaldırır kaldırmaz bir adam (adamın ismini unuttum ama ilçesi ben de mahfuz) oldukça öfkeli bir sesle ve çok heyecanlı bir şekilde kendisinin bir süt kooperatifinin başkanı olduğunu, günlerce ve tonlarca toplayıp verdiği sütün parasını alamadığı için, bir süt fabrikasını ya da mandırasını yakıp yıkacağını bizim de yakıp yıkma ânını görüntülememizi istemişti… Ses tonundan ve konuşmalarından blöf yapmadığı, yani söz konusu yeri gerçekten yakıp yıkmakta kararlı olduğu anlaşılan kişiyi ben bu kararından vaz geçirmek için çok dil dökmüş ve özetle, ‘fabrikayı veya mandırayı yaktığın zaman eline ne geçecek? Alacaklarını tahsil edemediğin gibi kendin hapis cezası alacaksın, çoluğunu çocuğunu da perişan edeceksin… O nedenle gel sen bu kararını bir daha gözden geçir…’ demiş ve o kişiyi riskli kararından vazgeçirmiştim. Oysa benin mesleğim-gazeteciliğim vicdanımın önüne geçmiş olsaydı, o kişiyi bu fiilinden caydırmak şöyle dursun daha da tahrik edebilir ve yapacağım o haber bana hem iyi bir para kazandırır hem de ünlü yapardı! Amma velâkin, ben mesleğimden önce o alacaklının da borçlunun da kendisini, ailelerini ve çoluk çocuklarını düşündüm. Bugünde olsa aynı şeyi yaparım… Ancak bunları derken, ‘dünya da veya çevremizde hiç dövülecek ya da öldürülecek kimse yok!’ demek istemediğimi bilmem hatırlatmama gerek var mı?

Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; günümüz de insanların canlarının da mallarının da ar ve namuslarının da hiç ehemmiyeti kalmadı! Çünkü gücü yeten yetene, karalayan karalayana, yaralayan yaralayana, hattâ öldüren öldürene gırla gidiyor. Oysa Mâide Sûresi’nin 32. Âyet-i Kerîmesinde Cenab-ı Hak “…Kim bir insanı (suçsuz yere) öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur! Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur…” buyuruyor!

Ben mücrim de ‘Allah (c.c) encâmımızı hayreylesin…’ diyor-diyebiliyor, herkese saygılar sunuyorum.

KİM BİR MÛ’MİNİ ‘KASTEN’ ÖLDÜRÜRSE, CEZASI
İÇİNDE EBEDİYYEN KALACAĞI CEHENNEMDİR!
Nisâ Sûresi, (4)92<
İKİ MÜSLÜMAN BİRBİRİNE KILIÇ ÇEKTİĞİNDE
ÖLDÜREN DE ÖLEN DE CEHENNEMDEDİR!
Hadis-i Şerif

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Taceddin Akbaş Diğer Yazıları

18
MAYIS

2024

Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz

Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı

17
MAYIS

2024

Bir farenin kurtardığı yuva

Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı

16
MAYIS

2024

Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim

Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı

15
MAYIS

2024

Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun

Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı

14
MAYIS

2024

Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)

Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı

13
MAYIS

2024

Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)

Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı

12
MAYIS

2024

Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!

Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı

11
MAYIS

2024

Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)

Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı

10
MAYIS

2024

Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!

Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı

09
MAYIS

2024

Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!

Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı

İlgili Haberler

Burdur'da Gasp Olayı! Yaşlı Adam Darp Edildi, Cüzdanı ve Telefonu Çalındı!
Bölgesel

Burdur'da Gasp Olayı! Yaşlı Adam Darp Edildi, Cüzdanı ve Telefonu Çalındı!

Burdur'da sokakta yürüyen yaşlı bir adam gasp edildi. Şüpheli, yaşlı adamın kafasına vurarak yere düşürdü ve cüzdanını ve telefonunu çaldı.

Burdur'da araç ortadan ikiye bölündü! Hurdaya döndü
Bölgesel

Burdur'da araç ortadan ikiye bölündü! Hurdaya döndü

Burdur’da sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu refüjde bulunan aydınlatma direği ve ağaca çarpan otomobil ortadan ikiye bölünürken, sürücü hafif yaralandı.

Bucak'ta ağır yaralanan çocuktan acı haber geldi
Bölgesel

Bucak'ta ağır yaralanan çocuktan acı haber geldi

Burdur'un Bucak ilçesinde meydana gelen 2 çocuğun ağır yaralandığı feci trafik kazasında acı haber geldi.

Bucak elektrik kesintisi! Bucak'ta elektrik kesintisi nerede yaşanacak?
Bölgesel

Bucak elektrik kesintisi! Bucak'ta elektrik kesintisi nerede yaşanacak?

Burdur'un Bucak ilçesinde 20 Mayıs 2024 Pazartesi günü elektrik kesintisi var mı? Burdur Bucak'ta elektrikler kesilecek mi? Bucak'ta yaşanacak elektrik kesintilerini sizler için derledik. Detaylar haberimizde..

Bucak'taki feci kazada yeni detaylar belli oldu
Bölgesel

Bucak'taki feci kazada yeni detaylar belli oldu

Burdur'un Bucak ilçesinde meydana gelen 2 çocuğun ağır yaralandığı feci trafik kazasında yeni detaylar belli oldu.

Bucak'ta Araçla motosiklet çarpıştı! 2 çocuk ağır yaralandı
Bölgesel

Bucak'ta Araçla motosiklet çarpıştı! 2 çocuk ağır yaralandı

Burdur'un Bucak ilçesinde meydana gelen feci trafik kazasında motorda bulunan 2 çocuk ağır yaralandı.