Dünya birkaç haftadır korona ile yatıp virüsle kalktığı gibi, her birimizin adı âdetâ korona, soyadı ise virüs olmaya başladı! Çünkü bu cirmi (gözle görülemeyecek ve elle tutulamayacak kadar) küçük ama cürmü oldukça büyük olan korona virüsünün Dünyada girmediği ya da giremeyeceği bir ülke, bölge, il, ilçe ve belde, hattâ mezra, köy ve ev; etkilemediği ya da korkutmadığı bir tek insan yok! Ki, dünyanın en ileri teknolojisine, en gelişmiş tıbbî cihaz, en tesirli ilaç ve tedavi veya önleme yöntemlerine ve en ünlü şanlı doktorlarına, profesörlerine sahip olan ülkeler; ayrıca ‘Küçük dağları ben yarattım…’ dercesine kibirlenen böbürlenen zengin ve en güçlü devlet adamlarından tutun en varlıklı, en güçlü insanlara varıncaya kadar hemen herkes şu anda çaresiz, eli böğründe ve tabii ki evinde yerinde bekliyor-beklemek zorunda kalıyor! Yani, insanların tamamına yakını şu anda oda hapsine mahkûm olmuş durumda! Bu da biz insanların ne kadar âciz olduğumuzu göstermeye yetip artıyor…
Kısacası, bu mini mini minnacık bir virüs koca koca profesörleri veya tıp otoritelerini bile çaresiz, en donanımlı hastaneleri dahî yetersiz bıraktığı gibi, beni de tefekküre daldırıp birçok dünyalığı unutturdu. O nedenle ben gururundan kibrinden hiçbir şeyi görmeyen, dolayısıyla da kimseyi takmayan kişilere Dünya da bizim bu düştüğümüz durumdan çok daha ağırını Asya’da, Afrika’da, Filistin’de, Suriye’de ve diğer bazı ülke ve bölgelerde yılardır yaşayan milyonlarca insan ve bilhassa çocuk olduğunu hatırlatıyor ve kendilerine Cemal Kuru’nun yazmış olduğu ‘Gururlanma insanoğlu’ şiiri veya ilâhisiyle seslenmek istiyorum:
GURURULANMA İNSANOĞLU!..
Hazan görmüş bir gül gibi, solmamaya çare mi var?
Düşünmezsin hiç ölmeyi, terk etmezsin çok gülmeyi
Yakası yok ak gömleği, giymemeye çare mi var?
Altımızdan taşlar batar, üstümüzde otlar biter!
Yılan çıyan mekân tutar, tutmamaya çare mi var?
Katma mülke haram malı, kurtaramaz kilim halı!
Bu emânet olan canı, vermemeye çare mi var?
Nerde ecdat, nerde ata, Hakk’a karşı yapma hatâ
Tabut denen cansız ata, binmemeye çare mi var?
Yürüyelim Hakk izinde, hayır söyle her sözünde
Dört kişinin omzunda gitmemeye çare mi var?
Güzün döker sarı yaprak, yüzün örter kara topak!
Çürür kefen, vücut çıplak kalmamaya çare mi var?
Düşersin onulmaz derde. Gözden kalkar düğüm perde!
Kabir denen kara yerde, yatmamaya çare mi var?..
HASTALIĞIN VE ÖLÜMÜN BİLE HAYIRLISI GEREK!
Yine birçoğumuzun bildiği gibi, son iki üç haftadır insanlar amansız bir virüs olan koronaya yakalanan veya yakalanma riski ya da ihtimâli bulunan canı ciğeri mesabesindeki yakınlarını bile ziyâret edemedikleri gibi, bazılarının cenazelerine bile katılmakta zorlanıyorlar! Bu da insanın aklına ‘ölümün ve hastalığın bile hayırlısı lâzım!’ sözünü hatıra getiriyor’ diyor, herkese ‘hayırlı ve sağlıklı’ saygılar sunuyorum.
EY İMAN EDENLER! SİZE VERDİĞİMİZ RIZIKLARIN TEMİZ OLANLARINDAN YİYİN
Bakara Sûresi, 172. Âyet-i Kerîme
——————————————————————————————————–
YİYİN İÇİN; FAKAT İSRAF ETMEYİN
A’raf Sûresi, 31. Âyet-i Kerîme
———————————————
İNSANLARIN ÇOĞUNUN ALDANDIĞI İKİ NÎMET VARDIR. BUNLAR SAĞLIK VE BOŞ VAKİT
Hadis-i Şerif
——————————————————————————————————————-
İNSAN ABDEST ALIRKEN AĞZINA SU VERDİĞİ ZAMAN HATALAR AĞZINDAN ÇIKAR; BURNUNA SU VERDİĞİ ZAMAN HATALAR BURNUNDAN ÇIKAR
Hadis-i Şerif
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)