Hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın bildikleri gibi Ülkemiz de 14 Şubat tarihi ‘’Tıp Bayramı’’ olarak kutlanıyor… O nedenle ben daha yazımın başında tüm hekimlerimizin-doktorlarımızın ve sağlık çalışanlarının bu mutlu günlerini kutluyor, tamamına ‘aileleri ve sevdikleriyle birlikte’ sağlık, sıhhat ve afiyetler diliyorum… Ve bu bayram hakkındaki görüş ve düşüncelerimi aşağıda özetlemek istiyorum:
Bildiğim ya da duyduğum kadarıyla doktor-hekim olmak zor, doktorluğu-hekimliği devam ettirmek daha da zor. Yani kolay doktor olunmadığı gibi doktor olduktan sonra da kolay görev yapılmıyor… Çünkü sağlık ocaklarına veya sağlık merkezlerine giden hastaların fazla bedensel ya da zihinsel rahatsızlıkları olmasa da, genelde hastanelere, özelde de acil servislere giden hastaların birçoğunun ya bedensel ya da zihinsel rahatsızlıkları olduğu gibi, yakınlarının da psikolojileri bozuk oluyor… Hal böyle olunca doktorlarında bir insan olduklarını, yani onlarından da şahsi, ailevî ya da kurumsal bazı problemleri olabileceğini akıl ya da kabul edemeyen bazı hastalar ve hasta yakınları doktorları insanüstü bir varlık gibi görüyor ve kendilerinden çok şey bekliyorlar. Beklentileri karşılanmayınca da doktorlara ve yardımcı sağlık personeline bazen hakaret, bezen darp ediyor bazen de öldürüyorlar maalesef!
Bunları derken, ‘bu kurum ve kuruluşlarımızın içinde işini iyi yapmayan hekim veya sağlık personeli yok…’ demek istemiyorum. Yani Türkiye’deki sayılarını bilmiyorum ama oldukça kalabalık olduklarını ve yüklerinin de görüldüğünden daha ağır olduğunu bildiğim hekimler-doktorlar içinden de yanlış yapan kişiler mutlaka çıkacaktır… Ancak sayıları hesaba bile gelmeyecek kadar az olan hekim ve sağlıkçılar yüzünden koskoca bir doktor-hekim ordusu kötülenmemeli…
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsı; kazanılması zor olan bir fakülteyi kazanmak, bu fakülteden (Tıp Fakültesi) mezun olmak, ardından doçent ve profesör olmayı geçtim, aile veya uzman hekim olmak zor bir şey olduğu gibi, bedensel veya zihinsel bir rahatsızlığı olan hastalarla ve yakınlarıyla uğraşmak zorunda zoru olmalı… O nedenle ben işlerini iyi yapan, mesleğinin hakkını veren ve bunu yaparken de büyük fedakârlıklara katlanan tüm hekimlerimizin-doktorlarımızın ‘Tıp Bayramlarını’ kutluyor, tüm günlerinin bir bayram havası içinde geçmesini diliyor, herkese saygılar sunuyorum.
HEKİM HASTALIĞI İYİLEŞTİRMEZ, HASTAYI İYİLEŞTİRİR!
İbn-i Meymun
HEKİM; HÂKİM OLURSA HEKİMDİR!
R. Necdet Evrimer
TIPTA DOKTOR, FELSEFEDE HASTA OLURSUN!
Peyami Safa
HEKİM, KENDİ YARALARIYLA HEKİMLİK ÖĞRENİR!
Mehmed Uzun
ÜMİTSİZLERE İLAÇ, RUHLARA DOKTOR YOKTUR!
Irvin D. Yolom
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)