İlgilenenlerin bilecekleri gibi, başta Ülkemiz olmak üzere Orta Asya’da, Ortadoğu’da, Anadolu’da, Balkanlar’da, kısaca Türk Dünyası’nda ve her Mayıs Ayı’nın 6’sında ‘Hıdırellez ya da Hıdrellez Bayramı’ kutlanır. Yani bu günde, darda kalanların imdadına yetiştiği rivâyet edilen Hızır (a.s) ile denizlerin hâkimi olduğuna inanılan İlyas aleyhisselâmların yeryüzünde buluşup görüştüklerine inanılır…
Hızır a.s ile İlyas (a.s) ‘adı geçen tarihte’ buluştular mı yoksa bu buluşma bir efsane veya başka bir şey mi onu bilmiyorum ama normalde veya genelde 5 Mayıs gecesi kış mevsiminin sona erip sıcak günlerin başladığını ya da başlayacağını biliyorum! Ayrıca Hıdrellez’in dînî değil, yöresel veya bölgesel bir özelliği ve güzelliği olduğunu düşünüyorum…
Yazımın başında da belirttiğim gibi Hıdrellez’in genelde Anadolu ve Balkan-Asya Türkleri arasında, Ülkemiz de bilindiğini ve kutlandığını biliyorum, ancak Hızır ile İlyas a.s’ların adı geçen tarih de veya bir başka tarihte buluşup buluşmadıklarını bilmiyorum… Fakat bu ve bu gibi günlerde insanımızın bir araya geldiğine, dolayısıyla da toplumsal ve sosyal barışa katkı sağladığına, kültür kardeşliğinin gelişmesine, pekişmesine ve soydaşların kaynaşmasına neden olduğuna inanıyorum…
HER GECEYİ KADİR, HER GELENİ HIZIR BİLELİM!
İnananların bildikleri ve hatırlayacakları gibi, geçtiğimiz Ramazan Ayının son günlerinde ve Nisan ayının 17’sinde mübârek Kadir Gecesi’ni idrâk etmiş-kutlamış ve o gece de çeşitli ibâdet-u taatlerde bulunmuş ve dualar yapmıştık…
Bu gün, Hıdrellez günü de bir Kadir Gecesi ve diğer mübarek gün ve geceler gibi mübârek veya önemli olması mümkün değil; ancak bizim her geceyi kadir bilmemiz ve her geleni de Hızır (a.s) bilmemiz ve ona göre davranmamız, dolayısıyla da ya Kadir Gecesini idrâk etmemiz veya Hızır (a.s)’a tevafuk etmeye çalışmamız gerekir!
Ve dînî bir hükmü veya Kur’an da ya da hadislerde bir karşılığı olmasa da, edile-i şeriyyeye, yani şer’i hükümlere; Kitaba, sünnete, icmâya ve kıyas-ı fukahaya ters düşmediği müddetçe birçok şey gibi Hıdrellez kutlanabilinir ve kutlanıyor da! Yani, insanoğlunun helâl daire de kalmak kaydı şartıyla eğlenmeye ihtiyacı olduğu gibi, ruhsatı da vardır!
NEEERRRDE O ESKİ HIRELLEZLER..!
Genelde Dünyamız da, özelde de bölgemizde, Ülkemiz de ve gönül coğrafyamızda birçok iyi güzel şeyin değiştiği gibi, mevsimler de, insanlar ve etkinlikler de değişti ve bir garip hal aldı maalesef!
Meselâ bizim gençliğimiz de 6 Mayıs ve Hıdrellez’i biz Höyük’ün ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) karşısında ve şimdiki Hızırilyas Mahallesi’nin bulunduğu tabii çimenlikte kutlar ve o gün kışlık, hattâ mevsimlik giysilerimizi çıkarır, yazlıklarımızı giyerdik… Ancak, son yıllarda birçok şeyin olduğu gibi mevsimlerin de yer değiştirdiği ve bir ay kadar mevsim kaymasının olduğu bir zaman dilimine girdiğimiz için Hıdrellez’i 6 Mayıs günü kutlama, dolayısıyla da ilkbaharı karşılama imkânı bulamıyoruz… Çünkü bırakın 6 Mayıs’ı, 6 Haziran da bile pardesü giydiğimiz ve soba ya da kalorifer yakıp ısındığımız oluyor!
HIDRELLEZ GÜNÜ YAPILAN BİD’AT ve HURAFELER!
Günümüzün kolaycı insanı, eskiden var olanlar ayrı, İslâm’a veya gelenek göreneklere sonradan sokulan ve kolayına gelen bid’ad ve hurafelere sımsıkı sarılırken; farz, vâcip, sünnet ve nâfile olan ibadet, taat, hayır ve hasenatlara, hattâ iyi güzel törelere, âdetlere, gelenek ve göreneklere ya mesafeli duruyor ya da gereğini yapmıyor…
Meselâ, Hıdrellez günü İslâmdan, dinden îmandan olmayan kır çiçeklerinin kaynatılarak suyunun içilmesi hastalıklara şifa vereceği, Hıdrellez gecesi bütün sulara nur yağacağı düşünülerek o gece suya girmenin-yıkanmanın her türlü hastalığa bağışıklık sağlayacağı, o gece evlerdeki yiyecek ve içeceklerin açık bırakılması, dileklerin bir kâğıda yazılarak gül ağaçlarının dibine konulması veya gömülmesi; belli yerlerde ateş yakıp üstünden atlanması ve atlarken de bir dilekte bulunulması gibi gelenek, görenek ama hurafelere sıkı sıkıya sarılıyor-bağlanıyor! Dileklerinden bir veya ikisinin tevâfuk etmesi halinde bu bid’ad ve hurafelere daha fala bağlanırken, tevafuk etmemesi durumunda ise büyü ve büyücü gibi değişik kişilere ve yollara başvuruyor maalesef… Ondan sonra da battıkça batıyor!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; helâl dairesi keyfe kâfî olduğu gibi, Hıdrellez kutlamaları da helâl dairenin dışına çıkılmadığı müddetçe yapılabilir… Hele hele helallerle haramların, mubahlarla şüpheli şeylerin bir birine girdiği bir devirde, Hıdrellez günü yapılan tüm meşru ve mubah etkinlikler de caiz olmalıdır!’ diyor, herkese ‘Hızır ve Hıdır (a.s)’lı günler diliyor, saygılar sunuyorum.
HIDRELLEZ YAZ KAPISI, YEDİ GÜN SÜRER TİPİSİ,
TUTTUĞUN DELEK GERÇEK, GÜNÜN KUTLU OLSUN.
HIZIR ALEYHİSSELÂM İLE İLYAS ALEŞHİSSELÂM A-BU
HAYAT SUYUNU BULSUN, TÜM ‘hayırlı’ DİLEKLERİNİZ
KABUL, HIDRELLEZ BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN!
BAHARDA AÇIK ÇİÇEKLER GİBİ, HIDRELLEZ DE BAHTINIZ
BEREKETİNİZ AÇILSIN, HIDRELLEZ BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN
BİR BİR ADIM ADIM, (ALLAH >c.c< BİR ADIM ADIM. KERİM VE
KEREM ALLAH, BAŞIMDA BİR DUMAN VAR YARDIM EYLE YA
ALLAH! LÂ İLEHE İLLALLAH MUHAMMEDÜRRESULULLAH,
YETİŞ İMDÂDIMA HIZIR İLE ALLAH! BİRSİN VE BİZ GİBİ KULLARIN
İMDÂDINA YETİŞİRSİN. BİZİM İMADINIZA DA YETİŞ ALLAH’IM
(ÂMİN)
Hıdrellez duası
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)