Genelde Batılıların, özelde de ateistlerin ve bilmem ne it(s)lerin, Müslümanların Kutsal Kitapları olan Kur’an-ı Kerim’e karşı bakışları her zaman aynı olduğu için, ateistler bazı ülkelerde ve uğursuz bir baykuş gibi arada bir çıkıp Kur’an’da yakabiliyorlar, İslâmiyete ve Müslümanlara hakaret edebiliyorlar…
Ve hemen hepimizin bildiği ve kahrolarak görüntülerini izlediği gibi, bir İskandinav Ülkesi ve halkının %70 Hıristiyan, %5’i Müslüman, geri kalan %25’lik bölümü ise ne idüğü bellembelirsiz olan İt(s)veç’te son yıllarda Kur’an düşmanlarının birinci, Dana(i)marka ise ikinci adresi olmaya başladı. Çünkü hemen herkesin bildiği gibi, öncekiler hariç, Irak asıllı ve İsveç vatandaşı olan Salwan Momıka adlı bir kefere; Irak’ın Stokholm Büyükelçiliği önünde; Rusya’nın Danimarka’daki Büyükelçiliği önünde de kimliği açıklanmayan bir kefere Kur’an-ı Kerim ve Irak bayrağını ayaklarının altına aldığı gibi; İslam Dînine ve Irak Devleti ile birlikte halkına hakarete yeltenmiş ve buna İsveç polisi ‘demokrasi’ uydurmacası adı altında seyirci kalmış! Irak Hükümeti de kesin bir dille İsveç Hükümetine ‘Kur’an-ı Kerim’e yapılan saldırıların sürmesi halinde’ İsveç’le olan ilişkilerini keseceğini bildirmişti!
İSVEÇ HEM NATO’YA ÜYE OLMAK İSTİYOR
HEM DE ÜLKESİNDE KUR’AN YAKTIRIYOR!!
Yine hatırlanacağı üzere, aslında, Ülkesi’nde ve bir ay içinde bir Allah (c.c) kelâmı ve milyarlarca Müslüman’ın kutsal kitabı olan Kur’an-ı Kerim’in 2. kez yakılmasına izin veren İsveç’in (NATO üyeliği) ipi halkının yüzde 98-99’u Müslüman olan T.C Devleti veya Hükümetinin elinde ama daha önce de yazdığım gibi uyduruk bir demokrasi adına Kur’an yakma fiiline müdahale etmeyen İsveç hükümeti dünyadaki kendi ipini kendi çekiyor! Buna rıza gösteren hâkimi, savcısı ve polis ya da jandarma yetkilisi de kendisini (tek yakıtı insan ve taş olan) ahret Cehennemi kazanının altına atıyor… Çünkü, ister inanın ister inanmayın, Kur’an-ı Kerim’i, yani Allah (c.c) kelâmını yakmak veya yırtmak ya da ayaklar altına almak ne kadar günah ise, buna müsaade etmek veya izin vermekte o kadar günâhtır ve ‘cehennem de dal odun yoktur! O nedenle şairin dediği gibi ‘ateşini herkes buradan götürür..!’
MÜSLÜMANLAR ‘YEKVÜCUT’ OLABİLSELER
BUNLARI TÜKÜRÜKLERİYLE BOĞABİLİRLER!
Sayıları 2 milyar’a yaklaşan, dolayısıyla da Dünyadaki her 4 kişiden biri Müslüman olan; ayrıca dünyanın yer altı yerüstü zenginliklerini elinde bulunduran, ayrıca birçoğu stratejik bölgelerde olan İslam ve Türk Dünyası Ülkeleri güç birliği yapabilseler var ya, bu kefere ve fecere güruhunu tükürüğüyle boğar! Amma velâkin her biri ayrı telden çalan bu ülkelerin yöneticileri yurttaşlarını da kontrpiye de bırakıyorlar… İslam ülkelerinin ve Müslüman milletlerin bu zaaflarından veya boşluklarından yararlanan tüm gayrimüslim devletler, milletler, İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde Kur’an-ı Kerim yakılıyor, yırtılıyor ve Müslümanlara zulmediyor veya zulmedilmesine göz yumuyorlar!..
MÜ’MİNLER BİR VÜCUDUN AZALARI GİBİDİR
O NEDENLE ‘BİR UZVUN HASTALAĞI’ BÜTÜN
VÜCUDU ETKİLER VEYA ETKİLEMESİ GEREKİR
Bu sözler ben mücrime değil, sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e ait olduğu gibi, aşağıdaki sözlerde yine Efendimizin sözlerinden seçilmiş olan sözlerdir…
1- Müslümanlar birbirlerini sevecekler…
2- Birbirlerine acıyacaklar…
3- Birbirlerini görüp gözetecekler…
4- Birbirleriyle kenetlenip tek vücut olacaklar…
5- Biri hastalandığında diğer Müslümanlar da onun rahatsızlığını hissedecekler:
Amma velâkin, günümüz Müslüman’ının çok azı istisnâ, bırakın bir başka ülkedeki, bölgedeki ya da ildeki din kardeşini; köylüsünün, kasabalısının, uzak yakın akrabasının veya komşusunun ve cami cemaati arkadaşının derdiyle bile dertlenmiyor, dolayısıyla da ilgilenmiyor… Bunun böyle olduğunu bilen kefere ve fecere güruhu da Kur’an-ı Kerim de yakıyor, insan, çoluk çocukta ta yakıyor maalesef.
MÜSLÜMAN’IN DERDİYLE DERTLENMEYEN
BİZDEN VEYA KÂMİL MÜSLÜMAN DEGİLDİR
Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav) ‘mealen’ böyle buyuruyor ama günümüz de kaç Müslüman bunu biliyor veya uyguluyor ona bir bakmak lâzım!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; bahsime konu yakma olayları dünyada bir ilk değil, son da olmayacaktır… Yani, küfür her yer de ve her fırsatta küfrünü icrâ ve îlan edecektir… Çünkü küfür tek millettir ve Cehenneme de odun lâzımdır! Önemli olan biz Müslümanların ne yaptıkları ya da yapacaklarıdır… Ve mâlûm ülkelerde gerçekleştirilen Ku’an yakma olayları tesadüfî değil, planlı projeli ve İnananların tepkisi ölçme maksatlıdır! Ve Devletimizin bu ülkelere bir takım yaptırımlar uygulama gibi yetkisi olsa da, bizim bir vatandaş olarak İsveç ve Danimarka gibi ülkelerde Kur’an-ı yakma eylemlerini ve Kur’an ehline yapılan zulümleri engelleme, hattâ bu güruhu uyarma gibi bir imkân ve ihtimâlimiz yok… O nedenle ben ‘biz hiç olmazsa bu güruhu tel’in, protesto ve en azından buğuz edelim!’ diyor, herkese ‘Kur’anî’ saygılar, ‘İslâmî’ sevgiler sunuyorum.
NEDEN AZMİN BU KADAR SÜREKSİZ,
SEN Mİ YOKSA DAVAN MI YÜREKSİZ?..
CEHENNEM DE OLSA GELEN, GÖĞSÜMÜZ DE
SÖNDÜRÜRÜZ, BU YOL Kİ HAKK YOLUDUR
DÖNMEK BİLMEZ YÜRÜRÜZ…
BEKÂYI HAKK TANIYAN, SÂ’Yİ BİR VAZİFE BİLİR,
ÇALIŞ ÇALIŞ Kİ BEKÂ SÂY OLURSA HAK EDİLİR…
YUMUŞAK HUYLU İSEM KİM DEMİŞ Kİ UYSAL
KOYUNUM; KESİLİR BELKİ AMA ÇEKMEYE GELMEZ
BOYNUM…
BİR ZAMANLAR BİZDE MİLLET, HEM NASIL MİLLETMİŞİZ
GELMİŞİZ DÜNYAYA MİLLİYET NEDİR ÖĞRETMİŞİZ!
Mehmed Akif Ersoy
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)