Göller, güller ve gönüller diyarı İlimizin eski(mez) ve ender yetişen hafızlarından, âlimlerinden ve dünyanın ünlü hattatlarından biri olan Kayışzade lâkabıyla tanınan ve Burdur’da doğduğu için Burdûrî nisbesiyle de bilinen Osman Nuri Efendi (Demirkaya) unutulmaya yüz tutan, hıttâ unutulan değerlerimizden biri idi… Ancak, Diyanet İşleri Başkanlığı Burdur Müftülüğü, geçtiğimiz Mart ayının 28’inde Merhumu tanıma, tanıtma ve anma maksatlı bir panel gerçekleştirdi.
Vefatının 129 yıldönümü münasebetiyle ve ilk defa MAKÜ Konferans ve Sergi Salonu’nda gerçekleştirilen Panele Diyânet İşleri Başkanlığı’nın birbirinden değerli hocalarından Mushafları İnceleme Kurulu Başkanı Dr. Hâfız Osman Şahin, Marmara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fatih Özkafa, aynı Fakültenin Öğretim Üyesi Doç. Dr. Muhammed Abay, Araştırma Görevlisi Naci Demirci, Türkiye Yazma Eserler Kurumu Beyazıt Yazma Eser Kütüphanesi Müdürü Mehmet Arif Vural ile Burdur İl Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Osman Koçibay panalist olarak katıldı ve tüm panelistler Kayışzâde Osman Nuri Efendi’nin kamuoyunca bilinen ve bilinmeyen yönlerini anlattılar… Dolayısıyla da bizim 129 yıllık bir ihmalimizin kazasını veya telâfisini yaptılar! O nedenle ben ‘o günlerdeki bir yazım da böyle şümullü ve şuurlu ve de vefalı bir paneli akleden, organize eden, gerçekleştiren ve panele katılan tüm panelistlere ve dinleyicilere yürekten teşekkür etmiş ve bu tür panel ve programların ya da anmaların artarak devam etmesini; dolayısıyla da hayatta olan ilim ve bilim insanlarımıza verdiğimiz değerin yanında vefat etmiş olanlara da verelim!’ sadedinde cümleler kurmuştum. Bugünde önerimi biraz daha müşahhaslaştırmak ve ömrünü Kur’an yazmakla ve ahkâmına uymakla veya uygulamakla, yâni hayatını Mushaf yazmak, okumak ve uygulamakla geçen ki, Merhum 107. Mushafını yazarken ve Yusuf Suresi’nin 12. Ayetine geldiği sırada ve Hicrî 4 Ramazan 1311, Mîlâdi 11 Mart 1894 tarihinde ve câmi de cemaate teravih namazı kıldırırken ve tam rükua da iken vefat etmiş ve cenazesi İstanbul/Zesytinburnu’ndaki Merkez Efendi Kabristanına defnedilmiş… olan Kayışzâde’nin isminin bir okulumuza veya kurum ya da kuruşa verilmesi konusu üzerinde duracağım:
Şöyle ki; Merkezî Hükümet son yıllarda bir çok Türk ve din büyüğümüzün adını üniversitelere, hattâ ilk ve orta dereceli okullara, bazı kurum ve kuruluşlara verdiği gibi, bazı yerel yöneticiler de (belediyeler) mahalle ve cadde gibi yerlere ‘kendilerince uygun gördükleri’ zatlarının isimlerini verdiler…
Meselâ biz İstklâl Marşı Yazarımız, Millî Şâirimiz ve Burdur’umuzun ilk Milletvekili Mehmet Akif Ersoy’un ismini verdiğimiz bir Üniversitemiz, bir ilk okulumuz, bir mahalle ve bir caddemiz de var… Ve bildiğim kadarıyla Gölhisar ya da Çavdır İlçemiz de ‘Muhammed Hamdi Yazar’ isminde bir öğrenci yurdumuz olduğunu, ama Hacı Rahmi Sultan ve Kayışzâde Osman Nuri Efendi gibi âlimlerimizin isimlerinin verildiği bir mekân, kurum veya kuruluş bilmiyorum ya da hatırlamıyorum… O nedenle, ömrünü kur’an okumakla ve yazmakla geçiren ki, Hafız Osman hattı bugün Türkiye genelinde olduğu gibi diğer İslâm ülkelerinde basılan bir çok kur’an-ı kerimde kopyalanmış durumda… Ve mâlûm olduğu üzere imam hatip okulları, liseleri ve ilâhiyat fakülteleri kur’an ve sünnet, kısaca din-diyânet ağırlıklı okullar. O nedenle ya Kayışzâde’nin ismi şerifleri İlâhiyat Fakültemize ya da Burdur Merkez Anadolu İmam Hatip Lisemize veya uygun bir kurum ya da kuruluşumuza verilmeli… Dolayısıyla da hem o Merhuma olan vefa borcumuz ödenmeli hem de kendisinin rûhâniyetinden-mâneviyâtından istifâde edilmeli!’ diyor, herkese ‘Kayışzâdeli’ saygılar sunuyorum.
HAYAT GÜLMEYİ, SEVGİ HAK ETMEYİ, VEFA
UNUTMAMAYI, DOSTLUK SADIK KALMAYI
BİLENLER İÇİNDİR… Hz. Mevlânâ
İNSAN DEĞER VERDİĞİ ŞEYLERE GÖZÜYLE BAKAR
YÜREĞİYLE TAŞIR… GÜNLERİ SAYMAYIN, SAYILMAYA
DEĞER GÜNLER YAŞAYIN… BİZE DEĞER KAZANDIRAN
ŞEYLER, YAPTIĞIMIZ İŞLERDİR… Anonim
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)