M. ÂKİF’İ ANALIM VE ‘SAFAHATI’NI OKULLARDA DERS KİTABI YAPALIM
Hemen Herkesin bildiği ya da bilmesi gerektiği gibi, 27 Aralık tarihi, 20 Aralık 1873 tarihinde ve İstanbul’da doğan, 27 Aralık 1936’da da yine İstanbul’da ahirete irtihal (vefat) eden Türk Şair ve (ilmî) siyaset adamı, veteriner hekim, öğretmen, mütefekkir ve müessir, hafız ve vaiz; İstiklâl Marşımızın yazarı, İstiklâl Şairimiz ve Burdur’umuzun ilk Milletvekili, edep ve edebiyat insanı Mehmed Âkif Ersoy’un âhirete irtihâlinin 87. Yıl dönümü! O nedenle ben Cenab-ı Hakk’tan Merhumun kendisine, akraba, eş ve dostlarına, yol ve dava arkadaşlarına ganî ganî rahmetler diliyor ve tıpkı Merhum gibi ‘Allah (c. c) bu asil ve necip millete bir daha İstiklâl Marşı yazdırmasın-yazdırmak zorunda bırakmasın inşaAllah’ diye dua ediyor ve sevgili okurlarımdan da bu duaya ‘âmin’ demelerini istirham ediyorum. Şimdi de Merhum hakkındaki nâçiz görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
MEHMED ÂKİF’İN SAFAHAT’I ‘İLK YA DA ORTA OKULLARDA DERS KİTABI OLMALI VE HER EVDE BİR SAFAHAT BULUNMALI
Mehmed Âkif Ersoy’un torunu Selma Argon Ersoy, ‘Yaşanmışlıkların Hikâyesi’ olarak nitelendirdiği ‘Safahat’ın okullarda ders kitabı olarak okutulmasını istiyor.
Dedesinin bir heyetle gittiği Berlin’deki esir kampında Hintli Müslümanlara vaaz verdiğini anlatan Selma Argon Ersoy, “Dedemin o yıllarda katıldığı otel küçük bir yerdi. Büyük bir yer ayırmışlar ama ‘ben burada kalmam. Sizin ödediğiniz her kuruş benim devletimin cebinden çıkıyor. Çünkü Almanlar müttefikimiz. Daha mütevazi bir yer istiyorum…” diyor ve yetkililer dedemin istediğini kabul ediyorlar ve dedem orada kaldı. Dışarıda ise dönmeye yakın kıyamet kopuyor. Çanlar çalıyor, sokaklarda herkes korkuyor. ‘Ne oldu?’ diyor, merak ediyorlar. Meğerse İngilizler Kudüs’ü almış. Onun için müttefiklerimiz seviniyor, düşünün. Bir şey değişti mi? Hiçbir şey değişmedi. Dedem çok üzülmüş ve 20 yıl sonrasını değil binlerce sene sonrasını düşünerek planlar yapar. Onun için birlik ve beraberliğimizi bozmamalıyız. Birlik beraberliğimizi bozarsak onlar bize öyle bir fesat gönderirler ki, öyle bir orduyla falan değil, öyle bir fitneyle birbirimize düşürürler ve biz birbirimizle uğraşırken vatan elden gider dedi…” demiş
Dedesini küçük yaştan beri anlamaya ve anlatmaya çalıştığını hatırlatan Ersoy, dedesinin 4 yaşında iken Kur’an-ı kerim okumaya başladığını ve aynı zamanda Farsça, Arapça ve Türkçeyi en iyi, en güzel şekilde öğrendiğini hatırlatmış ve sözlerini şöyle sürdürmüş:
”Dedem, ‘Çanakkale Şehidlerine’ isimli şiirinde Türk halkının hislerini ve aklından geçenleri bir araya topladı. Kalemiyle Türk halkının ruhunu yansıttı…”
Her neyse; Merhum Akif’in Torununun konu hakkındaki açıklamaları oldukça uzun. O nedenle ben Merhum hakkındaki kendi görüş ve nâçiz düşüncelerime geçmek istiyorum:
Şöyle ki; daha ilk çocuğunun adını Mehmed Akif koyacak kadar Akif sevdalısı ve yolunun yolcusu bir kişi olarak ben şahsen Mehmed Âkif’e büyük bir önem ve değer atfediyorum… O nedenle ben de tıpkı Âkif’in torunu gibi düşünüyor ve ‘Safahatın okullarda ders kitabı olarak okutulmasını ve anlatılması’ taraftarıyım…
Merhum Âkif’i anlamak ve anlatmak ben başta olmak üzere her babayiğidin harcı değildir… Ancak, bütün özellik ve güzelliklerinin ötesinde İlimizin ilk Milletvekili olması hasebiyle genelde biz Burdurlularda, özelde de benim nezdimde O’nun apayrı bir yeri ve altın niteliğinde değeri vardır… Çünkü Âkif, edebiyat tarihimizde büyük bir nezâket-nezâfet ve ustalıkla ortaya koyduğu manzumeleri, nesirleri ve fikirleriyle çok önemli ve yeri doldurulamaz bir değerdir.
Kısacası, Âkif Türkçeyi kullanmadaki yetkinliği ve etkinliğiyle dikkati çeken büyük ve gerçek bir üstattır…
MEHMED ÂKİF’İN ASIM’I DA İYİ İNCELENMELİ
Uzmanlar, 1. Dünya Savaşı’nın ‘manzum romanı’ olarak diyalog hâlinde kaleme alınan Safahat’ın 6. Kitabı Asım da toplumsal ve millî meselelere temas edilmiş ve bunları, içinde bulunulan durum, geçmişe duyulan özlem, ilim, fen ve sanat olmak üzere dört başlık halinde toplamışlar…
Safahatta, Mehmed Âkif’in kadim dostlarından ve yakın arkadaşlarından biri olan Fatih Gökmen’in
“ÇIKTI KIRKLAR BİZ ÜĞIZDAN DEDİLER TARİHİN İÇİMİZDEN VATANIN ŞAİRİ MEHMED ÂKİF GİTTİ YUSUF CEMİL ARARAT DA ‘CEVHERİN TARİHİ AHLÂFA EDER KEŞF-İ NİKÂB. ÂH GİTTİ TERCÜMÂN-I
EFSAH-İ ÜMMÜ’L KİTAP” beyitleri not düşülmüştür.
Velhâsıl-ı kelâm; Biz ‘Burdur olarak’ Merhumun adını bir caddemize, mahallemize, ilk öğretim okulumuza ve daha da önemlisi ilk ve tek üniversitemize vererek kendisine verdiğimiz değeri, sevgi ve saygıyı gösterdik. Ancak ismiyle maruf tutulmalı, millî görüş, mânevî düşünce ve birbirinden değerli şiirleriyle birlikte fikirleri unutulmamalı!
Hülâsâ-i netice; ‘Vatan Şairi ve Millî Şair’ gibi unvanlarla anılan ve İstiklâl Marşı’nı ‘o benim eserim veya malım değil milletimin eseridir-malıdır’ deyip en mükemmel eserini Safahatına almayacak kadar da mütevazı bir insan olan Mehmed Âkif Ersoy’un hayatı iyi incelenmeli-irdelenmeli; dolayısıyla da O’nun fikirleri, şiirleri, vaazları günümüzün vâiz, vâize, öğretmen ve öğrencilerine, şair ve yazarlarına ilham kaynağı olmalı… Bunun için de hem her evde bir Safahat bulunmalı, hem de Safahat okullar da ‘ders olarak okutulmalı’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
ASIM’IM NESLİ DİYRORDUM YA: NESİLMİŞ GERÇEK
İŞTE ÇİĞNETMEDİ NAMUSUNU ÇİĞNETMEYECEK!
KÖTÜLERİN ZULMÜ DEĞİL, İYİLERİN SESSİZLİĞİ
İNSANI KORKUTUR!..
SAHİPSİZ BİR VATANIN BATMASI HAKTIR. SEN SAHİP
ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR…
GİRMEDEN TEFKİKA BİR MİLLETE DÜŞMAN GİREMEZ;
TOPLU VURDUKÇA YÜREKLER, ONU TOP SİNDİREMEZ
Mehmed Âkif Ersoy
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)