Ramazan Canural

Sen o yılları bilir misin evlat?

Ramazan Canural'ın 'Sen o yılları bilir misin evlat?' adlı köşe yazısı

Terör bulutlarının ülke semalarını dalga dalga sardığı o kapkara yıllarda; boğazında çaresizliğin düğümlediği bir hıçkırık ve peşinden yanaklarına yağmur gibi süzülen gözyaşların oldu mu hiç senin evlat?
Pis bir terör uğruna on binlerce evladını kara toprağa verirken umarsızlığın pençesinde kıvranan bu milletin o kara günlerine şahit olmuşluğun var mı hiç senin?
Doğu ve Güneydoğu’ dan her gün, beşer - onar şehit cenazesi gelirken, saçını başını yolarak, feryatları gök kubbeyi saran o şehit analarının, yürek parçalayıcı hallerini görüp de, “Kahretsin! Bu ne kalleş bir dünyadır yarabbi?” deyip, isyan ettiğin zamanlar oldu mu hiç senin evlat?
Gelen o şehit cenazeleri yüreğini dağlarken ve birileri de , onlara nazire yaparcasına, “Bu ülkede Apo’nun heykelini dikeceğiz, heykelini…,” diye, ekranlarda meydan okuduğu zaman;
“Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini,
Yoğ imiş kurtaracak bahtı kara maderini?”

Diye haykıran Namık Kemal misali,
Feryat ettiğin günlerin oldu mu hiç senin ?
Olmadı…
Sen o yılları bilir misin evlat?
Bilmezsin…
Çünkü sen küçücüktün o zamanlar!
Belki daha doğmamıştın bile…
Fakat şimdi görüyorsun değil mi?
O soysuzlar gerdeğe girecek damat misali, heyecanla, 14 Mayıs seçimlerini bekliyorlar.
Tek hedefleri var:
Kendilerine nefes aldıracak ve yapacakları terör eylemlerine karşı gevşek davranacak bir iktidar yakalayıp kaldıkları yerden devam etmek!
Ama sen de bilirsin …
Rüzgâr eken fırtına biçer!
Değil mi evlat?