Birçoğumuzun bildiği, gördüğü ya da duyduğu gibi, Antalyaspor’un oyuncusu, terörist İsrail’in Siyonist Futbolcusu Sagih Jehezkel, geçtiğimiz hafta oynanan Süper Lig maçında Trabzonspor’a attığı golden sonra İsrailli esirlere olan sevgisini saygısını göstermek için stadyumdaki kameralara dönerek bileğinde önceden alçıyla yazdırdığı “100 days (gün) 7.10” yazısını sırıtarak resmettirdi, kayıtları geçirtti! Ve aynı Jehezkel Antalya Gaziantepspor arasında oynanacak maç öncesinde de Filistin için yapılan saygı duruşuna katılmamıştı! Ki, bir zamanlar (şu an hangi takım olduğunu hatırlayamadığım) ülkemizdeki bir futbol takımında forma giyen İsrailli Haim Revivo isimli oyuncu da; Filistinli çocukların katili (2002 yılında) “Ben Ariel Şeron’un sahadaki elçisiyim…” demiş ve bugün 50. yaşını devirmiş olan aynı Haim (hain) Revivo Türkiye Futbol Federasyonu’nun (TFF) mazlum ve mağdur Filistin halkı için aldığı saygı duruşu kararına açıktan-alenen, “Sana yazıklar olsun Türkiye Futbol Federasyonu” deme saygısızlığı, nezaketsizliği ve cesaretini göstermişti!
Ayrıca, RAMS Başakşehir spor da oynayan ve benzer bir harekette bulunan İsrailli futbolcu Karzev’i, TFF ‘ideolojik propaganda’ yaptığı gerekçesiyle disipline sevk ederken, kulübünden bugüne kadar herhangi bir ses, yaptırım veya açıklama gelmemesi de oldukça düşündürücü; Terörist ve Korsan İsrail Devletinin Siyonist vatandaşı sporcularının Ülkemizde kardeş Filistin ve Gazze halkına saygısızlık yaparlarken, bağlı oldukları bazı spor kulüplerinden herhangi bir yaptırım veya tepki gelmemesi ise çok daha düşündürücü! Yani Siyonist futbolcular suçlu ama bizim kulüpler de suçsuz değil!
Bizim futbol kulüpleri koskoca dünya da bula bula terörist İsrail’in Siyonist futbolcularını bularak takımlarına transfer ederlerken, İsrail’in Gazze saldırısı henüz başlamamış olabilir… Ancak, aynı İsrail 1947 yılında ve Filistin toprakları üzerinde kurduğu korsan ve terör devleti eliyle Filistin halkına 77 yıldır kan kusturduğu, Müslümanları Kudüs’e sokmayıp Mescid-i Aksa’da cuma namazı dahî kıldırmadığı gibi, Gazze’yi de yaklaşık 4 aydır yaktı yıktı, taş üstünde taş, omuz üstünde baş bırakmadı maalesef! Yani İsrail’in 77 yıldır Filistin’e ve Filistin halkına çektirdikleri bir yana, 4 aya yakın bir süredir Gazze’de işlediği toplu cinayetler, yaptığı katliamlar ve soy kırımlar arşı âlâyı titretirken halkının yüzde 98-99’u Müslüman olan bir ülke futbol takımının değil terörist İsrail’in Siyonist kafalı bir futbolcusunu takımında oynatması veya tutması; bilerek isteyerek bir toplu iğnesini dahi satın alması doğru olmaz… Şu ana kadar şu veya bu nedenle Siyonist bir futbolcu transfer edilmiş ve Siyonistlerin ve destekçilerinin ürettikleri bir ürün alınmış ve satılmış bile olsa, bundan sonra olmamalı ve alınmamalı satılmamalı! Ki, ben şahsen geçtiğimiz günlerde bir marketten ‘yanılarak’ aldığım birkaç cipsi üşenmeden aynı markete götürüp iade ettim… Ve nadiren de olsa eskiden aldıklarım neyse ne amma, Gazze katliamı başladığı günden beri ‘bilerek-isteyerek’ hiçbir Yahudi ürününü almadım, yemedim içmedim! Dolayısıyla ve karınca misali de olsa tarafımı belli ettim-belli etmeye çalıştım!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; taatın dahî tâkâta göre yapıldığı bir Dînin.. mensupları olarak biz Müslümanlara alışverişlerimiz de ve harcamalarımızda bile bir sınır veya kural koyulduğu gibi, izleyicilerinin tamamına yakını Müslüman olan bir futbol takımının oyuncusu da, ((kendisi Müslüman olmak zorunda olmayabilir ama, her gün yüzlerce Müslümanın kanını akıtmaya devam eden bir Ülkenin vatandaşı olsa bile)) vampirlere-kan emicilere binlerce futbol izleyicisinin ve milyonlarca Müslümanın gözünün içine baka baka selâm gönderemez, sevgisini saygısını gösteremez… Gösterirse de bunun sonucuna katlanır veya bedelini öder… Ödemesi gerekir. Bunun en uygun bedeli de o takımdan kovulmaktır! Yani, Siyonist, Emperyalist veya kapitalist kafalı bir futbolcu Ülkemizdeki herhangi bir futbol takımında top koşturabilir, ama Gazzeli Müslümanların katillerine Türkiye’den ve milyonarca kişinin arasından selam gönderemez… Gönderirse de bağlı bulunduğu kulüp ve seyirci o kişiye hak ettiği cezayı verir veya vermesi gerekir!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
İman edip de hicret edenler, Allah (c.c) yolunda cihad edenlerle onları bağırlarına basanlar ve yardım edenler var ya işte gerçek mû’minler onlardır; bağışlama onlar için, büyük lütuf onlar içindir. (Enfâl, 8/74)
Hiçbiriniz, kendisi için isteğini mû’min kardeşi için de istemedikçe gerçekten îman etmiş olmaz. (Hadis)
Allah’ım! Senden; doğru bir dil ve doğru bir kalbe sahip olmayı istiyorum… (Dua)
ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM, ZÂLİMİ ASLA SEVEMEM
GELENİN KEYFİ İÇİN GEÇMİŞE KALKIP SÖVEMEM…
ŞUDUR BENİM EN BEĞENDİĞİM MESLEK,
SÖZÜN ODUN GİBİ OLSUN, HAKİKAT OLSUN TEK!
Mehmed Akif Ersoy
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)