ÜZÜNTÜ VE KEDERDEN KURTULMANIN YOLU

İnsan bedeni ve ruhi yönü olan bir varlıktır. Beden insanın görünen yönünü ifade eder. Ruhi yönü de insanın iç âlemini ifade eder. Ünlü filozof İbnHazm, üzüntü ve kaygıyı, yaşanan hayatın bir realitesi olarak görür. Ve insanın sürekli bu üzüntü ve kaygıdan kurtulma çabası içinde olduğunu ifade eder. Ve bu âlemde ahiret için çalışma gerçeği dışındaki bütün dünya hallerinin gelip geçtiğini ve yok olmaya mahkûm olduğunu vurgular.

Hakikaten insanın dünyadaki yaptığı, iyi yaptığım dediği şey, insanların faydasına olan şey, insana mutluluk veriyor. Dolayısıyla mutluluğu bir süre sonra bir üzüntü ve keder takip ediyor. Ama insanın bu üzüntüden kurtulmaya çalışması da hayatın bir gerçeğidir. Dünya var edildiğinden bu güne kadar âlemde üzüntü ve kederi hoş gören, ondan kurtulmak istemeyen hiç kimse yoktur. İnsanın birçok davranışında üzüntüden kurtulma çabası vardır. Bütün insanların ulaşmak istediği hedef, âlemin yaratılışından hesap gününe kadar hep üzüntüden kurtulmak olmuştur. Bu durumda üzüntü ve ondan kurtulma çabası hayatın bir kaçınılmazı olmuştur.

İbnHazm’ a göre mal peşinde koşanlar fakirlik üzüntüsünü atmak, ilim peşinde koşanlar cehalet sıkıntısından, yemek yiyen açlığın, su içinde susuzluğun verdiği sıkıntıdan kurtulmak için bunu yapar. Ancak üzüntüden kurtulma çabasının bizi ulaştırmak istediği hedef, salt dünyevi bir huzur naif bir üzüntüsüzlük ve kaygısızlık hali değil, ahiret mutluluğuna kapı aralayacak bir üzüntüsüzlük halidir. (1)

Üzüntü ve kederden kurtulmanın yolu iyi-kötü âlim-cahil herkesin kurtulmak için çaba gösterdiği bu üzüntü ve kaygıyı yenip hakikate ulaşmanın yolu, ahiret için amel işlemek suretiyle Allah’ a yönelmektir. “Bir şeyi Allah için yapma” dışındaki her şey bize üzüntü ve keder yaşatır. Allah için yapılan bir şeyi ise şimdiki dünyada yaşadığımız ve sonraki ahirette yaşayacağımız, mutluluk takip eder. Ahiret için çabalamanın insanın her türlü eksikliğini giderme, onu her türlü kederden uzaklaştırıp hakikati anlamasına vesile olma gibi bir özelliği vardır.(2)

İbnHazm üzüntü ve keder konusunu net bir öğütle bitiriyor. Nefsini ancak ondan daha üstün ve değerli olan şeylerde harca. Bunlarda Allah’ ın zatı, hakka davet, mahremi koruma, Yaratıcının sana zorunlu kılmadığı önemsiz şeyleri terk etmek. Buna mukabil seni mutlu edecek gönlünü huzurla dolduracak şeylere yönelmek.

Nefsini dünyalıklar için harcayan, yakutu çakıl taşı karşılığında satan kimse gibidir. Asıl üzülecek şeyde budur. (3)

Günümüzde insanlığı düşündüğümüzde acaba ne kadarımız üzüntü ve kederden uzak yaşıyoruz. Dünyevileşme insanı üzüntü ve kedere gark ediyor. İşin içinde dünyevi beklentiler olunca insan üzüntü ve kederden kurtulamıyor. Bir mümin için hedef ilahi Rıza olursa üzüntü ve keder ona uğramaz. Balık bilmez ise Hâlik onu bilir.
Rabbimiz cümlemizi üzüntü ve kederden uzak olan, Hakkın rızasını arayanlardan eylesin.
Selam ve dua ile.

11/01/2018
İshak GÖKSEL
Bucak Müftüsü