Burdur’un Bucak ilçesinde yaşanan boşanma davasında, düğün yapma sözü verip bu sözünü tutmayan koca hakkında verilen karar, Yargıtay tarafından da onanarak emsal haline geldi. 2021 yılında resmi nikah kıyan çiftin düğün merasimi gerçekleşmeyince, kadın tarafından açılan boşanma davasında erkek taraf “tam kusurlu” bulundu.
Düğün Sözü Tutulmadı, Aile Birliği Kurulamadı
Evlenmelerine rağmen düğün yapılmaması, kadının psikolojik açıdan yıpranmasına ve aile birliğinin oluşmamasına neden oldu. Mahkemeye sunulan dilekçede, kocanın sürekli bahanelerle düğünü ertelediği, kadının ise evlilikten beklediği manevi bağın bir türlü kurulamadığını ifade ettiği öğrenildi.
Ayrıca, eşinin kıskançlığı ve kısıtlayıcı tutumları da davada etkili oldu. Kadın, hakaret ve baskıya maruz kaldığını belirterek 100 bin TL manevi tazminat talep etti.
Erkek: "Düğünden Kaçmadım" Diyerek Savunma Yaptı
Koca ise kendisini savundu. Düğün yapmaktan kaçmadığını, evliliğe zarar verenin kadın olduğunu ileri sürdü. Karşı dava açarak 30 bin TL’lik manevi tazminat talebinde bulundu. Ancak mahkeme, bu savunmayı yeterli bulmadı.
Mahkemeden Net Mesaj: Düğün Sözü Evliliğin Parçası
Bucak 2. Aile Mahkemesi, evlilikte verilen sözlerin güven temelinde önemli bir yer tuttuğunu vurguladı. Düğünün yapılmaması, sürekli ertelenmesi ve erkeğin kısıtlayıcı tavırları, evliliği temelinden sarstı.
Mahkeme, tüm delilleri değerlendirerek kocayı tam kusurlu buldu ve kadına 15 bin TL manevi tazminat ödenmesine hükmetti. Düğün yapılmaması, evlilik birliğinin sağlanamaması için yeterli gerekçe olarak kabul edildi.
Dosya Üst Mahkemeye Taşındı, Karar Değişmedi
Tarafların itirazı üzerine dosya, Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi’ne taşındı. Bölge mahkemesi, yerel mahkemenin kararını usule ve yasaya uygun buldu.
Son sözü söyleyen Yargıtay 2. Hukuk Dairesi ise bu kararı onayladı. Temyiz dilekçesindeki itirazlar yetersiz bulunarak reddedildi. Böylece, düğün sözü verip tutmayan ve evliliğe zarar veren erkeğin tam kusurlu olduğu kesinleşti.
Artık Emsal Niteliğinde
Yargıtay’ın bu kararı, nikah sonrası verilen sözlerin hukuki bağlayıcılığı açısından önemli bir emsal oluşturdu. Özellikle düğün gibi toplumsal beklentilerin evlilikteki yeri bir kez daha yargı kararıyla netleşmiş oldu.