12. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi'nde, akıllı ilaçlar ve immünoterapiler sayesinde kanser hastalarının sağ kalım oranlarının son beş yılda yüzde 16 arttığı açıklandı. Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, yeni tedavi yöntemlerinin yaşam kalitesini artırdığını söyleyerek, "Son 5 yıl içerisinde bu tedaviler sayesinde hastalarımız eski dönemlere göre yüzde 16 daha uzun yaşıyor" şeklinde konuştu. Dernek Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aytuğ Üner ise kanser vakalarının 2030 yılında dünya genelinde yaklaşık 30 milyona ulaşmasının beklendiğini söyledi. Yapay zekâ destekli erken teşhis modellerinin ve HPV aşılarının da umut verici gelişmeler sunduğu kongrede, bireyselleştirilmiş tedavi yaklaşımlarına dikkat çekildi.
Dünyada ve Türkiye'de kanserle mücadelede yeni gelişmelerin masaya yatırıldığı Türk Tıbbi Onkoloji Derneği tarafından düzenlenen 12. Türk Tıbbi Onkoloji Kongresi, 23-27 Nisan 2025 tarihleri arasında Antalya'da gerçekleştirildi. Kongrenin son gününde düzenlenen basın toplantısında Kongre Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, Dernek Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Karabulut ve Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Aytuğ Üner, Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur ve Doç. Dr. Gökşen İnanç İmamoğlu açıklamalarda bulundu.
Kongre Başkanı Prof. Dr. Murat Dinçer, kongrenin bilimsel açıdan zengin bir içerikle tamamlandığını belirterek, "Kongremiz 23 Nisan'da başladı. İlk açılışımız kurslarla yapıldı. Yaklaşık bin 500 katılımcıyla bu kongreyi gerçekleştirdik. Üç ana salonda yapıldı. Toplantılarımızın tamamı 60 bilimsel oturumumuz oldu. 152 oturum başkanımız, 187 konuşmacımız vardı. Uluslararası işbirliklerin öne çıktığı bir toplantıydı. Avrupa Onkoloji Birliği (ESMO) ile birlikte bir iş birliğimiz var ve onlardan da bize oturumlarda konuşmacı desteği geldi. 6 tane uluslararası konuşmacımız var. Bilim dünyasının önemli isimlerinden Özlem Türeci de kongremize katıldı. İki paralel salonda toplam sekiz oturumda sözlü bildiriler ve tebliğler gerçekleştirildi. 83 sözlü bildiri, 185 poster bildirisi yapıldı. Bilimsel anlamda oldukça zengin bir içeriğe sahip bir organizasyon gerçekleştirmiş olduk" dedi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Nuri Karadurmuş, kanser tedavisinde yaşanan gelişmelere dikkat çekti. Karadurmuş, "Kanser, erken evrede de olsa ileri evrede de olsa hepimizin aklına ilk olarak ölümü getiriyor. Bir anda hasta, ailesi ve yakın çevresi büyük bir maratona başlıyor. Biz sistemik tedavilerde artık çok daha ön plandayız. Kemoterapi, halk arasında korkulan bir tedavi olsa da biz medikal onkologlar için son derece önemli bir ajan. Hatta yeni akıllı ilaçlarla birlikte partnerlik yaparak tedavinin temel taşlarından biri olmaya devam ediyor" diye konuştu.
Ev şartlarında kullanılabilen akıllı ilaçlar ve immünoterapiler sayesinde hastaların yaşam kalitelerinin bozulmadan tedaviye devam edebildiğini dile getiren Prof. Dr. Karadurmuş, "Hastalarımız için saç dökülmesi gibi görsel kaygılar bile bazen tedavi önceliğinin önüne geçebiliyor. Akıllı ilaçlar ve immünoterapiler, bu konuda büyük bir avantaj sağlıyor. En önemlisi ise, bu tedavilerle hastalarımız son 5 yıl içerisinde eskiye göre yüzde 16 daha uzun yaşıyor" dedi.
Karadurmuş, immünoterapilerle vücudun kendi T lenfositlerinin, adeta birer jandarma gibi kansere karşı savaşta kullanıldığını belirterek, şu ifadelere yer verdi:
"Akciğer kanseri, böbrek kanseri, melanom ve bağırsak kanseri dahil olmak üzere 23 farklı kanser tipinde immünoterapilerle önemli başarılar elde ediyoruz. Ayrıca ağızdan alınan akıllı ilaçlar ve immünoterapilerin birlikte kullanılmasıyla kanserde direnç oluşumunu kırabiliyoruz."
PARP inhibitörleri ile DNA'daki kırık mekanizmalarının tedavi edilebildiğini, kemoterapi ve akıllı ilaçların tek bir molekül üzerinde birleştiği konjugat tedavi yaklaşımlarının da gelecekte önemli bir yere sahip olacağını vurgulayan Karadurmuş, "Gelecek bugün şekillenmeye başladı. Bugünden itibaren bu gelişmelerin klinik pratiğimizin temel bir parçası haline geldiğini görüyoruz" ifadelerini kullandı.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Bülent Karabulut, yapay zekâ teknolojisinin kanserle mücadelede sunduğu imkânları anlattı. Karabulut, "Yapay zekâ erken teşhis konusunda, MR ve PET gibi görüntüleme yöntemlerinde insan gözünden kaçabilecek detayları yakalayabiliyor. Meme taramaları, beyin tümörlerinin agresifliğinin tespit edilmesi gibi alanlarda etkin şekilde kullanıyoruz. Yakın gelecekte bireyselleştirilmiş tedavi modelleri oluşturabilecek yapay zekâ uygulamaları da mümkün olacak. Klinik araştırmalarda grupların özgünlüğünü korumak, randomizasyonu sağlamak ve veri güvenliğini artırmak için yapay zekâ destekli modellerden yararlanıyoruz. Yapay zeka sonuçta bir zekanın ürettiği bir veri topluluğu. Asla hekimin yerini alacak bir modelleme değil. Hekimin işini kolaylaştıracak, bizi ciddi anlamda asiste edecek bir yöntem. Biz onkolojide bunların faydalarını görmeye başladık. Kapımız sonuna kadar açık. Ama bir rol almak, rol değiştirmek değil, elimizi güçlendirmek amacıyla bu teknolojinin alanımıza girme hızını beğendik ama daha hızlı girmesini istiyoruz. Bu mesajı vermek istedim" dedi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Aytuğ Üner, kanser vakalarının dünya genelinde artış göstermeye devam edeceğini belirtti. Üner, "2030 yılında dünya genelinde kanser vaka sayısının 25-30 milyon aralığında olacağı öngörülüyor. Türkiye'de ise yıllık 163 bin 500 yeni kanser teşhisi konuluyor. Bu artış trendi devam edecek" dedi.
Erken teşhisin hayati önemde olduğuna işaret eden Prof. Dr. Üner, kadınlarda 40 yaşından itibaren mamografi ve ultrason taramalarının önemine değinerek, HPV virüsüne karşı geliştirilen aşıların çocukluk çağında hem kız hem erkek çocuklarına 12 yaşından itibaren yapılması gerektiğini vurguladı. Üner, ayrıca kadınların düzenli jinekolojik kontrollerle simir testlerini ihmal etmemesi gerektiğini de ifade etti.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Nahit Şendur, son 30 yılda kanser tedavisindeki başarının arttığını belirtti. Şendur, "On yıllık sağ kalım oranı yüzde 35'lerden yüzde 70'lere çıktı. Bu da önemli bir başarı. Hep kötü haber vermemeliyiz, iyi gelişmeler de var" dedi.
Prof. Dr. Şendur, COVID-19 pandemisi sırasında geliştirilen mRNA aşılarının, enfeksiyon hastalıklarında olduğu gibi onkoloji alanında da yeni bir dönemi başlattığını söyledi. Şendur, "mRNA aşıları hızlı bir şekilde günlük pratiğe girerek COVID pandemisinin yayılmasını engelledi. Bu teknoloji, immünoterapilerin sağladığı başarıyı bir adım öteye taşıdı" ifadelerini kullandı.
Kanser tedavisinde mRNA aşılarının gelecekte önemli bir yer tutabileceğini vurgulayan Şendur, "Özellikle yüksek riskli hastalarda, erken dönemde, cerrahi sonrasında adjuvan tedavi olarak kullanılarak nüksü engelleme ve uzun dönemde sağ kalımı artırma potansiyeline sahip. Ancak bu aşamada mRNA aşılarının etkisine dair sonuçlar henüz erken. Pratiği değiştirecek düzeyde etkili sonuçlar için klinik çalışmaların tamamlanmasını beklemeliyiz" dedi.
Prof. Dr. Şendur, mRNA aşıları üzerine yürütülen araştırmaların hem ileri hem de erken evre kanserlerde büyük bir hızla devam ettiğini belirterek, şöyle devam etti: "Gelecek on yılda, nasıl ki geçen on yılda hedefe yönelik tedaviler günlük pratiğimizi değiştirdiyse, aynı şekilde mRNA aşılarının da pratiğe gireceğini ve başarılı sonuçlar alınacağını öngörüyoruz" dedi.
Türk Tıbbi Onkoloji Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Gökşen İnanç İmamoğlu ise, kanserin önlenebilir nedenlerine dikkat çekti. İmamoğlu, "Sigara ve alkolden uzak durmak, sağlıklı ve dengeli beslenmek, düzenli fiziksel aktivite yapmak, obeziteden kaçınmak ve güneş ışığına kontrolsüz maruziyeti önlemek kanser riskini azaltmada etkili adımlardır. Ayrıca düzenli taramalara katılmak, erken tanı ve korunma açısından büyük önem taşır" dedi.




Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)