Antalya’da yapılan 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde konuşan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol, vatandaşların hekim değerlendirmesinden geçmeden radyolojik yöntemlere başvurmaması gerektiğini dile getirdi. Çevikol, “Vücut içerisindeki organları ve ağrının sebebini hesaplamak için çoğunlukla radyolojik yöntemlere başvuruyoruz. Fakat burada önemli olan şöyle bir durum var, direkt ağrı olur olmaz radyolojik yönteme başvurmak gerekmeyebilir” şeklinde konuşurken, Prof. Dr. Berna Oğuz ise, “Uygunsuz şekilde yapılan tetkik istemleri; gereksiz bir iş yükü, aynı zamanda hastalarımıza gereksiz bir radyasyon dozu ve sonuçta da bir maliyet getiriyor” dedi.
“Baştan ayağa ağrı” temasıyla Antalya’da Türk Radyoloji Derneği tarafından düzenlenen ‘TÜRKRAD 2024- 45. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde açıklamalarda bulunan Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Can Çevikol ve Kongre Bilimsel Kurul Başkanı Prof. Dr. Berna Oğuz, ağrı çeşitleri ve rahatsızlığa neden olan ağrı durumlarında radyoloji işlemlerinin ne zaman devreye gireceği hakkında bilgilendirme yaptı.
Hekim kontrolü şart
Bireyin, ağrıyla yaşamı boyunca aşırı zorladığı eklemlerinde ya da vücudunun herhangi bir organında sık karşılaşabileceğini aktaran Prof. Dr. Can Çevikol, her ağrının radyolojik işlem gerektirmediğini ifade etti. Çevikol, “Ağrı bir semptom, vücutta bir problem olduğunu gösteriyor. Bunlar bir anda ortaya çıkabilir, bir travma sonucunda ya da daha uzun süren kronik ağrılar da olabilir. Bütün bunların hepsinde, vücut içerisindeki organları ve ağrının sebebini hesaplamak için çoğunlukla radyolojik yöntemlere başvuruyoruz. Fakat burada önemli olan şöyle bir durum var, direkt ağrı olur olmaz radyolojik yönteme başvurmak gerekmeyebilir. Mutlaka bir hekim tarafından değerlendirilip, tedavi sürecinden geçtikten sonra yanıt alınamayan durumlarda ya da hekimin laboratuvar sonuçlarıyla hastanın muayenesi ile birlikte değerlendirildiğinde durum aydınlatılabilir. Bunları aydınlatmak için, çoğu kez baştan parmak ucuna kadar hemen hemen her bölgeye ait görüntülemeler gerekebilir. Radyoloji alanından baktığımızda, standart görüntülemeler dışında cihazlardaki teknolojik gelişmelerle beraber biz artık daha ince kesiler alıp, daha detaylı dokuları inceleyebiliyoruz. Bazı durumlarda eskisinden daha fazla da bilgi verebiliyoruz, bunun yanında radyoloji içinde yer alan Algoloji diye bilim dalı da var. Girişimsel radyolojik uygulamalarla da ağrının giderilmesine yönelik birtakım işlemler de yapılabilir” şeklinde konuştu.
“Biz radyologların belki de en büyük sorunu, gereksiz tetkik yapmak”
Prof. Dr. Berna Oğuz ise ağrıları çeşitlendirerek, ağrıların tespit edilmesi konusunda vatandaşın kendi karar vermesinin doğru bir yöntem olmadığına dikkat çekti. Prof. Dr. Oğuz, “Ağrıları kronik ve akut diye ayırırsak bütün ağrı tiplerinde aslında tanıya giden yolda radyoloji var. Örneğin, bir boyun ağrısında, baş ağrısında bunun birçok sebebi oluyor. Altta yatan önemli sebepleri de önemsiz sebepleri de olabilir. Baş ağrısı yapan migren de tümör de olabilir. Ama bu durumda kendi kafamıza göre 'Hemen bir tomografi çektireyim, manyetik rezonans görüntüleme çektireyim' değil de, bir uzman hekim tarafından görünüp gerekli endikasyonlar konulduğunda radyolojiye ihtiyaç duyuluyor. Örneğin; bir baş ağrısında altta yatan sebep kanama da olabilir, tümör de olabilir. Bunun için radyolojik tetkiklere ihtiyaç duyuluyor. Bel ağrılarında daha çok manyetik rezonans yöntemleri tercih ederiz. Ağrının, akut ya da kronik olmasına göre de tomografi ya da MR çekeriz. Biz radyologların belki de en büyük sorunu; her başımız, her boynumuz, her sırtımız, her belimiz ağrıdığında hastaların gereksiz tetkik yaptırmaları. Çünkü, uygunsuz şekilde yapılan tetkik istemleri gereksiz bir iş yükü, aynı zamanda hastalarımıza gereksiz bir radyasyon dozu ve sonuçta da bir maliyet getiriyor. Doğru endikasyon konulduğu zaman, ağrının tanısında radyoloji çok önemli rol alıyor” diye konuştu.



Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)