Nevşehir

Başkan Okan Geçgel gözaltı olayını gündeme taşıdı! 'Ters kelepçe ile götürdüler'

TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel, gazeteci Can Taşkın’ın gözaltına alınış biçimini sert sözlerle eleştirdi. Geçgel, basın özgürlüğüne vurulan bu darbenin tüm gazetecilere gözdağı niteliğinde olduğunu söyledi.

Türkiye İnternet Gazeteciler Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel, son köşe yazısında Nevşehir’de yaşanan gözaltı olayını gündeme taşıdı. TİGAD Nevşehir İl Temsilcisi ve CT Haber Genel Yayın Yönetmeni Can Taşkın’ın sabah saatlerinde evine yapılan polis baskınını “hukuksuzluk” olarak nitelendiren Geçgel, uygulanan ters kelepçe ve baskın yöntemini eleştirdi.

Geçgel, “Karşınızdaki kişi bir suçlu değil, bu milletin haber alma hakkı için mücadele eden bir gazetecidir” sözleriyle tepkisini dile getirdi.

TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel yazdığı köşe yazısında şu ifadelere yer verdi;

"Geçtiğimiz Pazartesi günü sabahın erken saatlerinde, TİGAD Nevşehir İl Temsilcisi ve CT Haber Genel Yayın Yönetmeni Can Taşkın’ın evine polis baskını yapıldı. Sanki karşınızda bir terör örgütü üyesi varmış gibi ev arandı, ters kelepçe takıldı ve kamuoyunun gözü önünde küçük düşürülmeye çalışıldı.

Oysa karşılarındaki kişi bir suçlu değildi. O, bu milletin haber alma hakkı için mücadele veren, hakikati yazmaktan başka suçu olmayan bir gazeteciydi. Bir gazeteciyi azılı bir suçlu muamelesiyle gözaltına almak; sadece hukuksuzluk değil, aynı zamanda demokrasiye ağır bir darbedir. Çünkü gazetecilik suç değildir!

Süreç bununla da bitmedi. Savcılığa götürülen Can Taşkın aynı muameleye tekrar maruz kaldı. Önce savcının karşısına çıkarıldı, ardından hâkimin karşısına. Ve sonuç: tutuklanarak cezaevine gönderildi. İşte bu tablo, basın özgürlüğünün nasıl adım adım yok edilmeye çalışıldığını gözler önüne sermektedir.

Hukuk devletlerinde bu tür şovlara gerek yoktur. Bir gazeteci hakkında soruşturma açılacaksa, davet edilir, ifadesi alınır. Hepsi bu kadar. Ama burada amaç, bir gazeteciyi susturmakla kalmayıp, aynı zamanda tüm gazetecilere “susun, yoksa sıradaki sizsiniz” mesajını vermektir. İşte tam da bu yüzden diyoruz ki: Bugün Can Taşkın, yarın hepimiz!

Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, bir muz cumhuriyeti değildir. Hukukun üstünlüğü vardır, keyfilik değil. Ancak görüyoruz ki basını sindirmeye çalışan anlayış, özgür basını tehdit olarak görmeye devam ediyor. Çünkü basın; yolsuzlukların, haksızlıkların, hukuksuzlukların üstünü kaldırır. Hakikati karanlıktan çıkarır. İşte bu yüzden korkuyorlar!

Bizler, TİGAD olarak bu hukuksuzluğun karşısında dimdik duruyoruz. Can Taşkın yalnız değildir. Arkadaşımız özgürlüğüne kavuşana kadar mücadelemiz devam edecek. Bu zulmü asla kabul etmiyoruz. Umudumuz, Can Taşkın’ın en kısa sürede serbest bırakılması yönündedir.

Bir kez daha yüksek sesle haykırıyoruz:

Can Taşkın’a özgürlük!

Gazeteciliğe özgürlük!

Hakikate özgürlük!

Unutmayalım ki gazeteciler susturulursa, millet de susturulur. Ama bu ülkenin vicdanı, kalemi kırılmak istenen her gazeteciyle daha da gürleşecektir.

Gazetecilik suç değildir. Suç olan, gazeteciliği suç gibi göstermeye kalkışmaktır.

Kalın Sağlıcakla."