Burdur'da 'antikanser' proje olarak 2005'te Lisinia Doğa Yaşam Alanı'nı kuran Öztürk Sarıca, Yazar Fakir Baykurt'un doğduğu köy de olan Akçaköy'de, ilk defa 800 dekar alanda yağlık ayçiçeği ekimi yaptı. Lavantalarıyla ünlü köy, ayçiçeği tarlalarıyla süslendi.
Burdur Gölü'nün kuzeyinde veteriner hekim Öztürk Sarıca tarafından 2005 yılında kurulan Lisinia Doğa Yaşam Alanı ve Yaban Hayatı Rehabilitasyon Merkezi, yağlık gül, lavanta, kekik, adaçayı gibi susuz tarım ürünleri yetiştiriciliğiyle hem su kaynaklarının korunması hem de bölgede tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği ve görsel zenginliğiyle ekoturizm hareketliliği kazandırdı. Her yıl binlerce yerli ve yabancı gezginin gül ve lavanta bahçelerini ziyaret ettiği Lisinia Doğa Yaşam Alanı'nın susuz tarım ürünlerine bu yıl yenisi eklendi.
'Yılanların Öcü', 'Onuncu Köy' gibi Türk sinemasında filme de dönüştürülen birçok eseri bulunan Fakir Baykurt'un da köyü olan Yeşilova ilçesi Akçaköy'de doğan Öztürk Sarıca, yıllarca bölgede yaban hayvanlarının tedavisini de gönüllü gerçekleştirdi. Sarıca, 2015'in Mart ayında 400 dekarda başladığı ve bugün 1000 dekarı aşan alanda lavanta bahçelerinin oluştuğu köyünde, ilk kez ayçiçeği üretimi denedi. 800 dekarda dikimi yapılan ayçiçekleri büyüyüp lavantalar gibi köye görsel güzellik kazandırdı.
Anne ve babasını kanserden kaybettikten sonra kimyasal kullanılmayan doğa dostu üretimlere dikkat çekmek için 2005'te bu projeleri başlattığını belirten Öztürk Sarıca, "Bizim için en önemli projelerden biri, su ve Burdur Gölü'yle ilgili projeydi. Özellikle su tüketmeyen veya damla sulamayla yetiştirilebilen gül ve diğer aromatik bitkileri çalıştık. Son olarak Akçaköy'de 1000 dekar daha kiraladık. Kışın uzun sürmesi çalışmalarımızı biraz engelledi. 200 dekarda kekik ve adaçayı dikimi yaptıktan sonra 'geri kalanında ne yapılabiliriz' diye düşünürken, Ukrayna-Rusya savaşıyla ortaya çıkan ayçiçeği yağı krizi aklımıza geldi" dedi.
Savaş nedeniyle iki ülkeden de ayçiçeği yağı tedarikinde yaşanan sorunlar ve ülke ekonomisine katkı amaçlı düşüncelerle kalan 800 dekara ayçiçeği ektiklerini belirten Sarıca, Göller Yöresi'nde yağlık ayçiçeği tarımının olmadığını da söyledi. Sarıca, "Acaba bunu başarabilir miyiz ki, başarabilirsek bu bölgedeki ürün desenine yeni bir ürün ekleyebiliriz, çiftçimiz daha çok kazanır' diye düşündük. Ayçiçeği, görseli itibarıyla da ekoturizmde fotoğraf çekimleri için son derece güzel. Bu amaçla 800 dekarlık alanda ayçiçeği tarımını başlattık" diye konuştu.
Şu an ürünün çok iyi durumda olduğunu kaydeden Sarıca, "Neredeyse sulanmış ayçiçeği formunda ve gelişimleri çok iyi. Sanıyorum önümüzdeki yıllarda bölgesel anlamda Göller Yöresi de ayçiçeğinin ciddi üretim merkezlerinden biri haline gelecek. Türkiye, son derece bakir, temiz ve doğal topraklara sahip. Bu topraklarda biz doğal, ilaçsız ve susuz ayçiçeğini yetiştirip ülke ekonomisine kazandırmaya çalışıyoruz ki Akçaköy'de yaptığımız da bunun bir ispatıydı. Çünkü bu bölgede yağlık ayçiçeği konusunda daha önce ekim olmamış. Ülkemiz ayçiçeği yağını yurt dışından alıyor, dolayısıyla ülke kazanımları yurt dışına akıyor" dedi.
Lavantaköy olarak da bilinen Akçaköy'ü sarı yeşil renkleriyle süsleyen ayçiçeği tarlalarından bu yıl dekarda 200 kiloya yakın ayçiçeği, 70- 80 ton civarı da yağ beklediklerini belirten Sarıca, şunları söyledi:
"Dekarda ortalama 80- 100 kilo yağlık ayçiçeği tarımını göze almıştık, çünkü Türkiye ortalamaları da biraz o yöndeydi. Bizim amacımız bunu biraz daha yükseğe taşıyabilmek. O nedenle 2 farklı yağlık ayçiçeği türüyle çalışmalara başladık. İkisi de sıcaklık, susuzluk direnci yüksek ayçiçeği tohumları. Bu tohumlarla yaptığımız çalışmalarda, şu anda kafa büyüklükleri ve yüksekliklerine baktığımızda zannediyorum dekarda ayçiçeği olarak 200 kiloyu zorlayacağız gibi görünüyor. Yağ oranı ise yüzde 40-53 arasında değişebiliyor ve toplamda 70-80 ton civarı yağ beklentimiz var."
DHA
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)