Burdur'da yarısı çökmüş haldeki metruk bina komşuların onlarca başvurusuna rağmen önlem alınmayınca mahalleli için büyük tehlike oluşturuyor. Evlerine korkarak girdiklerini söyleyen komşular bu durumun çözüme kavuşması için çabalıyor.
Burdur'un tarihine ışık tutan eski mahalleleri, gelen turistlerin ilgisini çekse de bazı binaların harap görüntüleri yanından geçenleri yıkılma korkusuyla endişeye düşürüyor. Bazı konaklar restore edilip tekrar turizme kazandırılırken, bazıları da kendi haline çürümeye bırakılmış durumda.
Burdur merkez Değirmenler Mahallesi Divanbaba Caddesi Yurtçıkmazı Sokak üzerinde bulunan tarihi bina da bunlardan bir tanesi. Neredeyse yarısından fazlası yıkılan metruk bina, çevrede yaşayanlar için büyük tehlike oluşturuyor. Burdur Belediyesine binanın yıkılması üzerine verilen dilekçelerin ardından yalnızca bir tarafına konulan 1 metrelik bariyerli önlem yeterli olmadı.
Evlerine giden tek yolun metruk binanın kenarından geçtiğini ve her gün bir parçası çöken binanın kenarından geçerken tedirgin olduklarını ile getiren mahalle sakini Sinan Yerli, “Evimizin yan tarafında bulunan metruk bina yıkılmak üzere. Hatta bir kısmı da yıkılmış durumda. Her gün çatıdan kiremitler düşüyor. Ben bu konu hakkında şikayetimi Burdur Belediyesine, Burdur Valiliğine, CİMER'e ve çeşitli birimlere yaptım. Can ve mal güvenliğimizin olmadığını söyledim. Bu başvurulara ait resmi belgeler elimizde var. Bunun ardından buraya gelip ölçüm yapıldı ama bize yıkılacak mı, restore edilecek mi herhangi bir açıklama yapılmadı. Biz bu evden şikayetçiyiz. Binanın çatısı yan komşunun evine doğru kaymış durumda. Neredeyse yıkılmak üzere hatta bir kısmı yıkıldı. Yaklaşık iki kamyon toprak çıkarıldı oradan. Ben evime giremiyorum korkudan. Benim evime gelen misafirlerim korkuyor. Can ve mal güvenliğim yok şu an. Her gün çatıdan bir şeyler düşüyor yola. Burdur Belediyesi'nin getirdiği birer metrelik bariyer var. Bunlar mı benim canımı kurtaracak? Ben derdimi kime anlatayım? Ben evime giremiyorum. Bunun bir çözümü yok mu? Çok mağdur durumdayım” dedi.
Kendileri gibi birçok komşusunun da bu metruk binadan şikayetçi olduğunu dile getiren Sinan Yerli, “Benim gibi komşularımda şikayetçi. Ahmet Bey var yan komşumuz, sonra yaşlı bir amcamız var burada, zaten adam zor yürüyor. Benim annem ve babam da yaşlı. Onlar da kaç kez şikayette bulundu. Bunun dışında bu eve tinercisi, alkoliği bilmediğimiz bir sürü insan girip çıkıyor. Evi yakma durumları bile olabilir. Çocuklar gelip altında oynuyor. Bu bina az daha yıkılırsa ben evime giremeyeceğim. Benim burası dışında evime girebileceğim başka bir yol da bulunmuyor. Sadece bu giriş var. Ya bana bir giriş kapısı bulsunlar ya da bu evi yıksınlar. Biz 15 senedir burada yaşıyoruz. 15 senedir dilekçelerimizi veriyoruz. Ama hiçbir tedbir alınmıyor. Belediye Fen işlerinin aldığı tek önlem bu bariyerler. Bu binanın artık ayakta duracak hali yok. Biz buradan geçerken üzerimize binadan bir şeyler düştüğünde yaralanıp ölebiliriz. O zaman bunun mesuliyetini kim alacak?” şeklinde konuştu.
Metruk binayla bitişik bir evde tek başına yaşayan komşularının metruk bina evinin üzerine yıkılırsa evsiz kalırım korkusuyla kendine kulübe inşa ettiğini de söyleyen Sinan Yerli, “Bizim yaşlı bir amcamız var komşumuz. Eğer bu ev benim evimin üzerine yıkılırsa ben nerede kalacağım korkusu yaşıyor. O yüzden emekli maaşıyla her ay bir parçasını yaptırdığı bir kulübe inşa ediyor. Evine bir şey olursa en azından bunun içinde yaşarım diye düşünüyor. Bizim her yere dilekçe verdiğimiz halde bir sonuca ulaşamadığımızı bildiği için evsiz kalmamak için kendisine küçük bir kulübe inşa ediyor. Benim zaten üç günlük ömrün kaldı en azından bir şey olursa bu ömrümü geçirebileceğim bir kulübem olsun diye düşünüyor” sözlerini dile getirdi.
Metruk bina kenarında bulunan evlerinde annesi ile birlikte yaşayan Seçil Yerli Ayaz ise “Bizim sıkıntımız bu metruk binanın ya yapılması ya da yıkılmasıdır. Ama bu bina ne yapılıyor ne de yıkılıyor. Defalarca dilekçeler verdik. Belediye valiliğe top atıyor. Valilik belediyeye top atıyor. Ama bir türlü bir çözüme ulaşılamıyor. Bizim isteğimiz bu sorunun bir şekilde çözülmesi. Tek derdimiz bu. Burada çocuklar oynuyor. Allah korusun herhangi bir can kaybı sorunu yaşanabilir ya da başka bir durum olabilir. Bazen içeriye tinerciler, alkolikler giriyor, onlara da bir zarar gelebilir. Bizim korkumuz bu. Bu sorunu kimin çözmesi gerekiyorsa bir an önce çözüme ulaşılsın” dedi.









Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)