Aşırı sıcaklıklara karşı AKOM’dan uyarı gelirken vatandaşlara tavsiyelerde bulunan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meral Mert, “Sıvı kaybı tansiyon düşmelerine, hipotansiyonlara, böbrek fonksiyonlarımızın bozulmasına, baş dönmelerine, baygınlığa yol açabilir. Ciddi sonuçlarla hastanelik olabilirsiniz, acillerimiz yazın bu tip hastalarla doluyor. Son dönemde şekerlerinde, tansiyonlarında düşme ve çıkma, şiddetli baş ağrıları, kas ağrılarıyla çok geliyorlar. Nasıl sel uyarısını ciddiye alıyorsak aşırı sıcak uyarısında da hayati sonuçlar doğabileceğini biliyoruz. Bazen yol kenarında bayılmış kişilerin sedyeyle getirildiğini görüyoruz, dikkat etmeliyiz” dedi.
Son günlerde megakentte yüksek sıcaklıklar etkili olurken AKOM da İstanbulluları, özellikle sabah 10.00 ile 16.00 saatleri arasında güneş altında çok fazla zaman geçirmemeleri, bol sıvı tüketmeleri ve mevsim şartlarına uygun, ince, pamuklu kıyafet seçimlerine özen göstermeleri konusunda uyardı. Sıcaklıklarla birlikte nem oranının da artmasının ciddi sağlık sorunlarına sebep olabileceği ifade edilirken Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kliniği Eğitim Sorumlusu Prof. Dr. Meral Mert de başta kronik rahatsızlıkları bulunan kişiler olmak üzere vatandaşlara uyarılarda bulundu. Prof. Dr. Mert, sıvı tüketimi, ilaç kullanımı, tansiyon ve şeker kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini belirtirken kıyafet seçimi gibi birçok noktanın sıcak havalarda önem taşıdığına vurgu yaptı.
“Şeker, tansiyon takibi yapmalıyız"
Sıcak havaların insan sağlığına etkileri üzerine konuşan Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meral Mert, “Hava durumu, sağlığımızı, metabolizmamızı, günlük hayatımızı etkiliyor. Güneşin en yüksek olduğu öğlen saatlerinde mümkünse açık havada güneş atında gezmek, iş, egzersiz yapmak gibi işlerden sakınmak, bu tip faaliyetlerimizi biraz daha sabah ve akşam saatlerine kaydırmamız gerekiyor. Sıvı tüketimimizi de terleme düzeyimize göre artırmak lazım. Uygun kıyafetler giymeyi tercih edeceğiz. İlla güneş altındaysak şapka gibi koruyucu kıyafetlerimizi de alacağız. Klimanın altında saatlerce durmak, çok soğukta uzun süre durmak, baş, kas ağrıları ve değişik sağlık sorunlarına yol açabilir. Şeker, kalp, akciğer, böbrek hastalarımız var, yaşlılarımız, gebelerimiz, bebeklerimiz var, hepsinin sağlık açısından dikkat edeceği ayrı noktalar var. İlaçlarımızı doğru ısılarda koruyacağız, etkinliği kaybolmasın, aşırı sıcak altında durmayacak. Tatile gittik, güneşin altına koymayacağız. Nemlendiği zaman zaten rengi değişir, buna izin vermeyeceğiz. Saklamak için genellikle 4-8 derece bunlar için uygundur. İnsülin kullanan hastalarımız için ayrı bir uyarıya ihtiyaç var. Aşırı sıcaklarda insülinin etkinliği kaybolabildiği gibi, insülin yaptınız, sıcak havaya çıktınız, mesela yürüyorsunuz çok daha hızlı etki eder, hipoglisemi için yatkınlıklarımız artar, dikkat etmemiz lazım. Şeker takibimizi yapmamız lazım, tansiyon hastalarımız için son derece önemli, tansiyonumuz sıvı kaybına bağlı düşme eğilimindedir. Tansiyonlarımızı takip edeceğiz, bütün herkes için önemli” dedi.
“Ciddi sonuçlarla hastanelik olabilirsiniz"
Sıcaklara rağmen sıvı tüketimi olmamasının ciddi sonuçlar oluşturacağını söyleyen Prof. Dr. Mert, “Aşırı terledik, sıvı kaybettik ve bunu yerine koyamadık, bu sıvı kaybı; tansiyon düşmelerine, hipotansiyonlara, aynı zamanda böbrek fonksiyonlarımızın bozulmasına yol açabilir. Baş dönmelerimize, baygınlık, senkop ataklarına yol açabilir. Akciğer, kalp hastalarının nefes darlığı yakınması artabilir, nabızları artma eğilimi gösterebilir. Bunlar neden oluyor; sıcak havayı vücutta dengelemek için oluyor. Şöyle hastalar oluyor, ‘Hocam, tansiyonum yazın düşüyor, kışın artıyor’ doğru olabilir. ‘Şekerim çıkıyor, iniyor’ ayarlama gerekebilir. Aşırı terledik, baş ağrımız olabilir, bayılabiliriz, güneş çarpması, bulantılarımız, kusmalar olabilir. Tabi ki sıcak havada beslenmemizi de biraz kontrol etmemiz lazım, sıvı almalıyız. Bizi rahatsız edebilecek ağır gıdaları bu sıcak saatlerde tüketmemeye veya yaz aylarında kontrollü tüketmeye dikkat etmeliyiz. Aksi halde hastalıklarımız kötüleşebilir. Maalesef ki hastalarımız hastanelik olabiliyor ve acillerimiz yazın bu tip hastalarla doluyor. Gölgede kalmak lazım, güvenlik önlemleriyle hayatımızı sürdürmeliyiz, belli ki bundan sonra bu sıcakları sık sık yaşayacağız. Kalbiniz bu değişimleri tansiyon, nabız, sıvı değişimlerin açığını her zaman kapatamayabilir. Burada siz daha ciddi sonuçlarla hastanelik olabilirsiniz” şeklinde konuştu.
“Yol kenarında bayılmış kişilerin sedyeyle getirildiğini görüyoruz"
Güneşin dik açıyla geldiği saatlerde kişilerin imkan varsa dışarıda olmaması dışarıda ise önlem alması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Mert sözlerine şöyle devam etti:
“O saatlerde lütfen dinlenin, mecbursanız çalışıyorsanız da öncesinde ilaçlarını alın, tansiyonunuza, şekerinize bakın. Nasıl sel uyarısını ciddiye alıyorsak aşırı sıcak uyarısında da hayati sonuçlar doğabileceğini, çabalarımızla dengede tuttuğumuz hastalıklarımızda bütün işlerin bozulabileceğini bırakın en sağlıklı kişinin bile güneş çarpması semptomlarıyla karşımıza gelebileceğini biliyoruz. Bazen yol kenarında bayılmış kişilerin sedyeyle getirildiğini görüyoruz. Bunların altından çoğunlukla aşırı sıvı kaybı, tansiyon düşmeleri dediğimiz tablo oluyor. Çoğu zaman tıbbi müdahaleyle düzeltiyoruz. Yaşlılar, gebeler, çocuklar, kronik hastalığı olanlar daha hassastır. Herkes dikkat etmeli, bu grup 2 kat dikkat etmeli. Son dönemde şekerlerinde, tansiyonlarında düşme ve çıkma, şiddetli baş ağrıları, kas ağrılarıyla çok geliyorlar. Halsizlik ve yorgunluk hissiyatında artış var. Tabi ki yaz enfeksiyonlarda bir artış var, klimaların havalandırmaların da doğru kullanımını hatırlatıyorum. Bakımsız klimalardan da enfeksiyon olabileceğini söyleyelim. Yanımızda bir miktar suyumuzu da taşıyalım, bir takıntı olmasını da istemiyorum, su zehirlenmesi de vardır. Hastalıklarınızla ilgili olarak bireysel düzenlemelere ihtiyacınız olabileceğini aklınızda bulundurun, gerekirse hekimlerinizle bu konuda görüşerek düzenleme yapın”
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)