GIDA TERÖRÜNE KARŞI SAVAŞ!
“Antalya’da kilosu bir liraya olan domates mahalle manavında 5 liraya satılıyor.”
Hukuk Fakültesinde iken, iktisat dersimize giren rahmetli Prof. Dr. Erdoğan Alkin (her ikisi de ekonomi profesörü olan Emre ve Kerem Alkin’in babaları) bir dersinde gazetelerde yer alan bu cümleyi tekrar etmişti.
Arkasından, “domatesi bir liraya almak isteyen bir zahmet Antalya’ya kadar gitsin oradan alsın. Eğer evinizin yakınındaki manav veya marketten domates alacaksanız 5 lirayı vereceksiniz” demişti.
Antalya’daki ürünün üreticiden İstanbul’daki tüketiciye sunuluncaya kadar arada hizmet üreten, riski üstlenen, masraf eden kişilerin hizmetlerinin sürdürülebilir olması için kâr etmesi gerektiğini anlatmıştı.
Son bir yıl içinde gıda fiyatlarındaki artışın, “gıda dışı enflasyonun” çok üzerinde olması Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümetini olağandışı ilginç tedbirler almaya yöneltti. Bu tedbirlerleen azından 31 Martta yapılacak seçimlere kadar fiyat artışını frenlemek istediler.
CeHaPe ile özdeşleşmiş Tanzim Satış Mağazalarını “devlet sebze meyve mi satar?” diye kapatanlar, “tanzim satış noktaları” oluşturarak şimdi domates, patlıcan vs satmaya başladı.
Seçmen psikolojisini yönetmek adına da halciyi, toptancıyı, nakliyeciyi, marketçiyi “gıda terörü” yaratmakla suçladılar.
Böylece “her seçimden önce bir düşman yaratma” stratejisine aynen devam edildi.
*****************************************
BİRAZ EĞLENCE
İşin eğlencelik tarafından bakarsak gıda terörizmi olayının çok kapsamlı ve karmaşık olabileceğini de görürüz:
Tabii ki bu gıda teröristleri tek başına değildir. Mutlaka destekleyen en azından bir “dış güç”, bu “dış gücün içeride işbirlikçileri”, belli devlet organlarında yuvalanmış “üyeleri” de vardır.
Bu gıda teröristlerinin “siyasi ayağının” olmaması da düşünülemez. Ama bunların yakalanacağını sanmıyorum.
Bu gıda teröristlerine “yardım ve yataklık” edenlerle, “örgüt üyesi olmadığı halde örgüt amaçlarına hizmet edenleri” de tespit etmek gerekecek.
Siyasi ayağın sorumluluğunu kaldırmak için bir de “yeni milat” yaratmak gerekir. Mesela doların 7 TL’ye çıktığı tarihten sonrasını milat kabul edebiliriz. J
******************************************
TANZİM SATIŞLAR ÇARE OLABİLİR Mİ?
Devlet görevlileri Mersin’den 4,5 TL fiyatla aldığı hıyarı, Belediye araçları ve çalışanları aracılığı ile Ankara ve İstanbul’a getirip, Tanzim Satış noktalarında 4 TL’den satmaya başladılar. Nakliye, çalışan ücretleri ve vergi masraflarını ödemeden ve maliyetinin altında satış yapıyorlar.
Tanzim satış noktalarından karne uygulamasını andıracak şekilde en fazla 2 kilo domates, 5 kilo patates alabilmek için vatandaşlar uzun kuyruklar oluşturdu.
Gıda ticareti yapanlar açısından ortada bir haksız rekabet ortamı olduğu; devlet açısından da üstlenilen masraflar ve vergi kayıpları düşünülürse sürdürülemez bir uygulama olduğu açık.
Ama uygulamanın en azından seçime kadar enflasyon ve hayat pahalılığı üzerinde bir nebzecik de olsa olumlu etki yapacağını söylemek mümkün.
***
Gıda enflasyonunun yüksek olmasında öncelikle SEBEP / SONUÇ ilişkisine bakmak lazım.
Sebepleri ortadan kaldırmadan sonuçların etkisini azaltmaya çalışmak, Hükümetin yaptığı bu.
Aynı aracılar, aynı mekanizma geçen senelerde de vardı. Fakat bu sene anormal bir artış olduysa sebebi bu aracılar olamaz.
Geçen seneden bu yana döviz kurundaki, akaryakıt, elektrik, doğalgaz, su fiyatlarındaki artışlara bakın. Gübreden, ilaca, işçilik ücretlerinden, vergilere kadar artışları dikkate alın.
Bunun üzerine her sene tarımsal üretimdeki azalmayı düşünün. 16 sene içinde Marmara Bölgesi kadar bir arazimizin artık ekilip dikilmediğini hesap edin.
Hiç komplo teorilerine lüzum yok. Birkaç istisnası dışında, gıda fiyatlarındaki artışlar olağan sonuçlar.
Daha geçen sene ette benzeri bir durum yaşanmıştı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Eski Bakanı Eşref Fakıbaba da et fiyatları 70 liraya çıkınca, 29 liradan ucuz et satan marketleroluşturmuştu. Hala böyle ucuz et satan market var mı bilmiyorum. Ama piyasada et fiyatları hiç düşmedi, hala çok yüksek.
Hükümet de biliyordur. Tanzim satışların gıda enflasyonunu önlemek açısından yeterli ve sürdürülebilir olmayan bir uygulama olduğunu.
Ama seçimlere kadar vaziyeti idare edebilirse -ette olduğu gibi- sebze, meyve ve diğer gıda fiyatlarına da alışacağımızı düşünüyordur.
**************************************
PROF. DR. EMRE ALKİN’İN TAVSİYELERİ
Enflasyonu makul seviyede tutabilmek için kısa vadede sihirli değnek yok. Ekonominin öncelikli hedefi “katma değeri yüksek üretim” olmalı.
Köyden şehirlere göçü durdurup, köyleri cazip hale getirecek bütüncül politikalar uygulanmak zorunda.
Gerisini Prof. Dr. Emre Alkin’den okuyalım:
“Tanzim satışların bu konuda kalıcı bir çözüm yaratması zor. Meselenin doğrudan üzerine gidilmesi gerekiyor.”
“Tarım ile ilgili olarak TÜİK’in elinde sağlıklı istatistik bulunduğunu söylemek zor. Arz-Talep dengesi için yapılan bilimsel alışmaların güvenilir bilgiye dayanmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Mutlaka TÜİK’in tüm sektörlerle ilgili resmi ve güvenilir istatistik yayınlaması gerekiyor.” Ölçemediğiniz bir şeyi geliştiremezsiniz.
“Miras yoluyla bölünen tarım arazilerinin toplulaştırması yasası geçerse tarımda ölçek ekonomisi sağlanmış olur, maliyetler düşer ve verimlilik artar.”
Şimdiden köylü büyük sermaye sahiplerine tarlalarını satıyor. Sağlıklı olan kooperatifleşmenin yaygınlaşması ile ölçek ekonomisine geçilmesidir.
“Tarım Piyasasında fiyat oluşumlarını bozan tekellerin üzerine gidilmesi gerekir.”
“Tarım arazileri çiftçilik yapmak isteyenlerin elinde olmadığı için, organize tarımın zayıfladığı, aracıların egemen olduğu bir piyasa, doğal bir sonuç olarak ortaya çıkıyor.”
“Kanaatimce, sorunların kaynağına 31 Mart’a kadar inmek pek mümkün değil. Dolayısıyla doğrudan talebe ve fiyatlara müdahaleye devam edileceğini tahmin ediyorum.”
14.02.2019
Ruhittin Sönmez
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)