Hacı Bayram Veli Üniversitesinde anlamlı sohbet

“Sovyet Devrinde Türk Dünyasında Yapılan Baskı ve Zulümler” konulu sohbette Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemile Kınacı Baran yer aldı.

 Hacı Bayram Veli Üniversitesinde anlamlı sohbet

“Sovyet Devrinde Türk Dünyasında Yapılan Baskı ve Zulümler” konulu sohbette Hacı Bayram Veli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cemile Kınacı Baran yer aldı.
Baran’ın büyük bir ilgi ile dinlenen konuşmasında;
“Sovyet tarihine bakıldığında, Sovyet yönetimi günah keçisi olarak seçtiği Stalin’e bütün sorumluluğu yükleyerek bunun Sovyet ülkesindeki genel bir yönetim sorunu olmadığını iddia etmiştir. Yaşanan repressiya (Kızıl Kırım) sürecinin Stalin’in şahsî hırslarından, tek adam siyasetinden, kendini Tanrı gibi görüşünden kaynaklandığını, bunun Stalin’den kaynaklı bireysel bir sorun olduğunu dile getirmiştir. Böylece Sovyet Hükümeti sorumluluğu hiçbir şekilde üstlenmemiştir. Bu bakış açısıyla Sovyet yönetimi bütün hatalarını reddederek görmezden gelmiştir. Son yıllarda repressiya konusunu işleyen pek çok çalışmada, Sovyet ülkesindeki repressiya sürecinin ne 1937 ve 1938 ile sınırlandırılmasının mümkün olduğu ne de Stalin döneminde sadece onun uygulamalarıyla sınırlandırılabileceği artık açıkça ifade ediliyor. Sovyetler Birliği’nde baskının, zulmün ve kıyımın Sovyetler Birliği kurulduğu andan dağıldığı ana kadar hep var olduğu günümüzde yapılan çalışmalarda artık delilleriyle ortaya konuluyor. Repressiya terimini sadece birkaç yıl ile sınırlandırmak Sovyetler Birliği ve uygulamaları düşünüldüğünde çok da gerçekçi değil. Ayrıca repressiyayı birkaç yıl ile sınırlandırmak Sovyetler Birliği’nde Hükümet eliyle yürütülen baskı, zulüm ve kıyımı yok saymak, hafife almak, önemsizleştirmek anlamına gelir.
Sovyetler Birliği döneminde tarihî gerçekler yok sayıldı, bir korku imparatorluğu oluşturarak gerçekler gizlenerek Sovyet Hükümeti tarafından “Sovyet gerçekleri” baskı, zulüm ve kıyımla insanlara zorla kabul ettirildi. Kazakistan’da ve Sovyet ülkesinin bazı bölgelerinde yaşanan açlık felâketi hiç dile getirilmedi, gizlendi, asla kitaplar açlıktan, insanların fareleri yediğinden, hatta insanların birbirlerinin etlerini yiyerek hayatta kalmaya çalıştıklarından, açlıktan aklını kaçıran insanların çocukların peşinden koşarak onları yemeğe çalıştıklarından hiç bahsetmedi, bahsedemedi. Yazmadı, yazamadı. Ancak günümüzde ortaya çıkan arşiv belgeleri, dokümanlar, sözlü tarih projeleri ile yavaş yavaş gizlenen bu gerçekler gün yüzüne çıkıyor ve Sovyet devrinde yaşanan ve hamet şimdi çok daha iyi anlaşılıyor.
“20-22. Ve 29-32 arasındaki kıtlık döneminde Kazakistanda 3 milyon insan açlıktan öldü, katledildi 37-38’de ise Türk Dünyasının Bütün Yazar, Şair Ve Fikir Adamları katledildi”
Tarihsel süreçte görüldüğü gibi 1920’li yılların başında yaşanan açlık süreci, 1925’ten itibaren başlayan devletleştirme ve sovyetleştirme uygulamaları, buna bağlı yapılan zulümler, 1920’lerin sonun da başlayan ve 1930’lu yıllarda çığırından çıkan entelektüellerin kökünü kurutma süreci, 1937-1938’de Sovyet iktidarı için tehlike olarak görülen bütün aydınların yok edilmesi, 1941-1945 yılları arasında yaşanan II. Dünya Savaşı nedeniyle Sovyet halklarının yaşadığı maddî ve manevî sıkıntılar, Sovyet yönetimi tarafından ücretsiz iş gücü olarak görülen insanların suçsuz yere sürgün, ceza ve çalışma kamplarına gönderilmesi, kamplarda yaşanan dramlar, savaş sonrası dönemde Sovyet Hükümeti’nin baskı, zulüm ve kıyımına devam etmesi, millî kimlikleri yok etme politikaları, özellikle millî kültüre yönelik saldırılar, 1986’da yaşanan 16 Aralık Jeltoksan süreci, Jeltoksan’da Sovyet Hükümeti’ne karşı sokağa dökülenlere yönelik yapılan baskı, zulüm ve kıyımlar, hayatının baharındaki gençlerin hayatlarının Sovyet Hükümeti tarafından bitirilmesi Bütün bu tarihsel süreç Sovyetler Birliği’nde baskının, zulmün ve kıyımların daima var olduğunu göstermektedir. Hatta öyleki, kıyıma doymayan Sovyet yönetimi dağılmak üzereyken bile zulmüne ara vermemiştir. 20 Ocak 1990’da, Bakü’yü işgal ederek civanlara kıyarak, tanklar altında masum insanları ezerek zulme devam etmiştir. Dolayısıyla Sovyet Hükümeti kurulduğu andan dağıldığı ana kadar, baskının, zulmün ve kıyımın ülkesi olmuştur.
Babaları uydurma bir “halk düşmanı” suçlamasıyla hiçbir suçu olmadığı halde katledilen, anneleri de tutuklanarak Sovyetler Birliği’nin ilk kadın mahkûm kampı Aljir’e gönderildiği için anasız babasız ortada kalan yavruların vebalini kim, nasıl ödeyebilir? Yok yere anne ve babalarından ayrılan, Sovyet yetiştirme yurtlarında büyüyen çocukların yaşadıkları ıstırabı kim onların geçmişlerinden silebilir? Anne ve babaları ile huzurlu bir hayat yaşarken, yaşamları alt üst olan bu zavallı çocukların günahı nedir? Mutlu bir yuvada büyürken, anne ve balarından ayrılıp yetiştirme yurdunda her gün “halk düşmanının çocuğu” olduğu için dayak yiyen bu çocukların yaşadığı travmayı kim iyileştirebilir? Kimi yıllar sonra annelerine kavuşurken, kimi kaybolup hayatı boyunca bir daha anneleri ile bir araya gelemeyen Sovyet Hükümeti’nin zulmüne uğrayan bu çocuklara verilen “aklanma belgesi” Sovyet Hükümeti’nin hangi suçunu aklayabilir? Katledilen onca insan için “suçu yoktur” diyerek trajikomik bir şekilde verilen aklanma belgeleri bile Sovyet zulmünün en büyük işareti değil midir?
Sovyet Hükümeti kurulduğu andan itibaren baskı, zulüm ve kıyımla işe başlamıştır ve dağıldığı son ana kadar baskı, zulüm ve kıyıma aralıksız devam etmiştir. Sadece kimi zaman inişler kimi zaman çıkışlarla az ya da daha yoğun olarak repressiya Sovyetler Birliği’nde hep var olmuştur.“dedi.
Konuklar tarafından ilgiyle takip edilen konuşmanın sonunda konuşmacıya çok sayıda sorulan soru ve cevaplardan sonra, Eskişehir Türk Ocağı Şube Başkanı Prof. Dr. Nedim Ünal’ın konuşmacıya şükran beratı takdimi ile program sona erdi.

İHA İHA
İhlas Haber Ajansı
Bu haber İHA tarafından hazırlanmış olup habere Habernnc.com tarafından hiçbir editöryal müdahalede bulunulmamıştır. İHA tarafından hazırlanan bütün haberler sitemizde hazırlandığı şekliyle otomatik servis edilmektedir. Bu nedenle haberin hukuki muhatabı İHA kurumudur.

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

İlgili Haberler

Karabük’te  uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan şahıs serbest bırakıldı
3. Sayfa

Karabük’te uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan şahıs serbest bırakıldı

Karabük’ün Eskipazar ilçesinde düzenlenen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan şüpheli çıkarıldığı mahkemece adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Çanakkale'de  araç dolandırıcılarına gözaltı
3. Sayfa

Çanakkale'de araç dolandırıcılarına gözaltı

Çanakkale'de polis ekipleri, araç kiralama ihalesinde araçların kilometrelerini düşürerek ihale aldığı iddia edilen 3 kişiyi gözaltına aldı.

Kırıkkale'de   trafik denetimi; bir haftada 112 araç trafikten men edildi
3. Sayfa

Kırıkkale'de trafik denetimi; bir haftada 112 araç trafikten men edildi

Kırıkkale'de polis ekiplerince yapılan trafik denetimlerinde bir haftada 112 araç trafikten men edildi.

Çorum’da  haklarında arama kararı bulunan 6 kişi yakalandı
3. Sayfa

Çorum’da haklarında arama kararı bulunan 6 kişi yakalandı

Çorum’da polis ekiplerince gerçekleştirilen şok uygulamada haklarında arama kararı bulunan 6 kişi yakalandı.

Balıkesir'de PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi
3. Sayfa

Balıkesir'de PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi

Balıkesir'de Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ve İstihbarat Şube Müdürlüğü PKK/KCK terör örgütüne yönelik operasyon düzenledi.

Sinop’ta  şüphelilerin üzerinden uyuşturucu çıktı
3. Sayfa

Sinop’ta şüphelilerin üzerinden uyuşturucu çıktı

Sinop’ta çarşı ve mahalle bekçileri tarafından şüpheli şahıslara yönelik yapılan kontrollerde 3 kişinin üzerinden uyuşturucu çıktı.