
YAŞANMIŞ ÖYKÜLER
AVUSTURYA ORMANLARINDA
DÜRÜST OLMAK
Gölhisar Lisesi 1981 yılı mezunlarını uğurlarken, üniversiteye o yıl sınırlı sayıda öğrenci gönderebilmişti. Hikaye kahramanımız olan delikanlı da bu öğrencilerden birisiydi.
Babası, annesi ve diğer erkek kardeşleri hepsi Avusturya'nın Viyana kentinde yaşıyorlardı.
19 yaşındaki gencimiz yüksek idealleri gereği Avrupa’ya gitmemiş, lise 2 ve 3. sınıfı evinde tek başına kalarak okumuş, öğretmen olup bu vatana hizmet etmeyi amaçlamıştı. Bu doğrultuda
Manisa Demirci Eğitim Enstitüsü'nü kazanan delikanlı,1 yıl kadar bu okulda eğitim almış, atanmasına 1 yıl kala annesinin aşırı isteği ve değişik sebeplerden dolayı öğrenimini yarıda keserek eğitimini devam ettirmek hem de ailesinin yanında olmak düşüncesiyle Viyana'ya gider.
Viyana'da üniversite hayatının ekonomik ve sosyal sıkıntılarını görerek; eğitim hayatına nokta koymak zorunda kalır.
Ama bu sefer karşısına farklı sorunlar çıkar.
Avrupa'da kalabilmesi için yani vize alabilmesi için çalışma zorunluluğu vardır. O yıllarda tüm Avrupa’yı kasıp kavuran bölgesel bir iş sorunu vardır.
Yani delikanlının çalışma müsaadesi alma şansı hiç yoktur.
Avusturya'da kalabilmenin diğer bir seçeneği de; orada yaşayan bir kızla evlilik yapmasıdır. Henüz çok genç olan delikanlımız o alternatifi hiç düşünmez.
Geri dönerek eğitimini Türkiye 'de devam ettirmeyi istemektedir. Fakat ailesi ise buna asla müsaade etmeyecektir.
Babası İzmirlioğlu Mustafa, kara kara düşünürken;
bir tanışı ona Avusturya'nın Kärnten eyaletinde bazı tanıdıklarının ormanda çalışarak çalışma müsaadesi ve dolayısıyla da oturma izni aldıklarını, fakat bunun için aracı şahısların olduğunu ve bu şahısların hatırı sayılır bir para istediğini söyler.
İzmirlioğlu, söylenen yere bizzat giderek şansımızı deneyelim der.
Nihayet hemşehrileri olan Demirci Ahmet'in sarı dolmuşu ile yola çıkılır. Avusturya tam bir orman ülkesidir. 6 - 7 saatlik yolculuk boyunca sadece yeşillikler, orman görülmüştür.
Nihayet İtalyan sınırına yakın bir ilçe olan St.Weit Ander / Glan'a bağlı St. Pölten köyüne varılır. Burası 20 - 25 haneli küçücük bir köydür. Burada Gölhisarlı bir kaç tanış onları karşılar. Bu kardeşlerimiz bir aracı vasıtasıyla bu köye gelmişler, Avrupa’da kalabilmek adına hatırı sayılır bir para karşılığında ( 50 bin şiling ) iş sahibi olmuşlar, orman işçiliği yapmaktadırlar.
O gece misafir olunur. Ertesi günü o köyde işveren olan iki Müller kardeşten Franz Müller, delikanlıyı baştan ayağa epey hüzdükten sonra;
'" - ehh kalsın bir deneyelim " der.
Delikanlı şaşkınlık içinde gelişmeleri takip ediyorken birden irkilir.
-" Ne yani ben şimdi bu köyde mi kalacağım ? " diye mırıldanır.
Babası delikanlıya bakar, çaresiz, mahsun, boynunu büker;
-"oğlum sen bir yıl burada sabret, çalışma ve oturma müsaadenini al, sonra ben seni Viyana'ya getiririm" der .
Babasının çaresizliğini ve hüzün dolu görüntüsünü gören delikanlı mecburen ses çıkarmaz. Anlamıştır ki; babası İzmirlioğlu Mustafa, oğlunu Türkiye'ye geri göndermeyi bir onur meselesi olarak görmektedir.
Sabretmek ve kadere boyun eğmekten başka çare yok gibidir.
Babası ve Viyana'dan gelen ekip veda edip giderken İzmirlioğlu Mustafa, oğluna gözyaşlarını saklamaya çalışarak sarılır onu Allah'a emanet edip sarı dolmuşa binerler giderler.
O akşam Gölhisarlı ağabeyleri delikanlıya temiz iş elbisesi ve bir dağ ayakkabısı hazırlarlar. Ayakkabı ve elbiseler bir hayli boldur fakat o an için başkaca bir çözüm de yoktur.
Delikanlı tüm bu yaşadıklarına bir anlam vermeye çalışırken; ne hayallerle Avrupa’ya geldiğini düşünür. Tevekkül ve sabır etmesi gerektiğini kendi kendine telkin eder.
DÜRÜSTLÜĞÜN MÜKÂFATI
Sabah saat 5 te kalkılır. Gölhisarlı Hemşehriler, öbür kardeş Müller ile çalıştığı için delikanlı, iş arkadaşı Urfalı Mehmet'le birlikte bindikleri dolmuşla işveren Müller'in şoförlüğünde orman iş sahasına giderler.
Ormanın bu bölümünde düz kesim yapılmış her taraf çam ağacı dallarıyla kaplıdır. İşveren Franz Müller, işin nasıl yapılacağını göstererek;
-" putzen, putzen !.." diyerek yeniden ağaç ekimi yapılacak sahanın temizlenmesini istemektedir.
Urfalı Mehmet'in Almancası olduğu için ona bir şeyler söyler. Akşama geleceğini ifade eder ve dolmuşuna binerek arkasında bir toz bulutu bırakarak gözden kaybolur gider.
Delikanlı ve Urfalı hemen işe koyulurlar. Aradan 10 - 15 dakika geçmiştir ki Urfalı Mehmet;
-"abim biraz mola verelim otur" der.
Delikanlı;
-" Mehmet abi, daha yeni başladık biraz çalışalım." Deyince Urfalı;
-"otur abim otur. Bu dağ başında kim bizi görecek ? " Şeklinde ısrar eder.
Delikanlı;
-"Sen otur. Ben çalışacağım " diyerek çoktan oturarak sigarasını yakmış olan Urfalıya seslenir.
Çok geçmeden bir nara ile irkilirler. Ağaçların arasından bir şahsın bağırarak geldiğini görürler.
Bu şahıs işveren Müller'den başkası değildir.
Müller, ağaçların arkasına saklanarak işçilerini takipe almış, gözetliyormuş meğer. Gayet, sert ve öfkeli bir şekilde anlayamadığı cümlelerle Urfalı Mehmet'e karşı bağırır, çağırır, çeker gider !
Urfalı'nın beti - benzi atmış, mahçup bir şekilde suskunluğuna gömülmüştür.
O gün akşam olur. Ertesi gün Urfalı Mehmet işe gelmemiştir. Müller Urfalı'nın ipini çekmiş, işten çıkarmıştır.
Aradan bir kaç hafta geçer. Delikanlı kendisine verilen her işi düzgün bir şekilde yapmaya gayret eder.
Pasaportu Viyana Konsolosluğuna askerlik ertelemesi verilen delikanlımız, gelen haber üzerine trenle Viyana'ya gider.
Niyeti babasını ikna edip Türkiye'ye dönmektir aslında...
Tam o esnada İzmirlioğlu Mustafa' ya bir haber gelir. Delikanlının çalıştığı firmaya Türkler, bir çok hediye eşliğinde işsiz bir kaç genci götürmüş, para teklif ederek, çalışma ve oturum müsaadelerini almalarını teklif etmiştir.
İşveren Müller. Buna karşın;
-" hayır benim işçiye ihtiyacım yok ! Yanımda çalışan genç bir delikanlı Türk vardı. Viyana'ya gitti. Eğer onu tanıyorsunuz söyleyin onun işlemlerini bir kuruş almadan halledeceğim buraya gelsin ."
Şeklinde konuşur. Bunu duyan Türkler delikanlı hakkında bilgi alırlar. Viyana'ya gelince de İzmirlioğlu Mustafa' ya haber salarlar.
Hâl böyle olunca bizim delikanlı mecburen yeniden yola revan olur döner Kärnten Eyaletine, Avusturya ormanlarına...
Orada her güçlüğe sabreder, 2 sezon başarıyla çalışır. Viyana'ya döner. Ağabeyinin çalıştığı bir süpermarkette uzun yıllar çalışır...
İşte sevgili dostlar yaşanmış olan bu gerçek öykü bize anlatıyor ki;
Bu dünyada her şey İnsanoğlunun plandığı gibi gitmiyor. Kader bizlere sürprizler hazırlamış olabiliyor.
Şunu hiç aklımızdan çıkarmayacağız; karşılaştığımız zorluklar karşısında, mücadeleyi asla bırakmayacak, tevekkülle sabır edecek ve nerede, ne durumda olursak olalım ahlâki erdemlerden taviz vermeden dürüstlük ilkesinden vazgeçmeyeceğiz.
Allah Teala, Alp Dağlarında olsanız da; bunun karşılığını bizlere bir şekilde ikram ediyor, mükâfatını veriyor.
2025
Bülent Okunakol'un 'Gölhisar Dosyasaı -10- İlçemizin neden bir müzesi yoktur?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un Gölhisar Dosyası 9 Gölhisar Caddelerinde tek Yön Oto Park Sorunu ve Armutlu Parkı adlı köşe yazısı Devamı
2025
Bülent Okunakol'un Gölhisar Dosyası 8 Yapraklı Barajına Dair adlı yazısı Devamı
2025
Bülent Okunakol'un Dünden Bugüne Gölhisar dosyası 6 Pancar Kantarının Son Durumu ve Gölhisar Çıraklık Eğitim Merkezi Gerçeği adlı köşe yazısı Devamı
2025
Bülent Okunakol'un Vatan sağ Olsun ! Siz Aslanlarım Sağ Olun Köşe yazısı Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Yaşanmış öyküler -Şampiyon-' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Dünden bugüne Gölhisar Dosyası - 5 - Pancar kantarı olayı tartışmaları sürüyor!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Dünden bugüne Gölhisar Dosyası - 4 - Pancar kantarı için bir çağrı' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Dünden bugüne Gölhisar dosyası -3- Pancar kantarı nasıl özelleşti kiraya verildi?' adlı köşe yazısı... Devamı
Gölhisarlı Gurbetçiler Sosyal Medya Grubu, ikinci kez yazar ve gazeteci Bülent Okunakol’u “Yılın Gazetecisi” seçti. Almanya merkezli grubun milyonları bulan takipçileri, Okunakol’un haber ve yorumlarıyla topluma ışık tuttuğunu vurguladı.
İYİ Parti Gölhisar Belediye Başkan adayı Bülent Okunakol, seçim çalışmalarını akşamları yaptığı mahalle toplantıları ile sürdürüyor. Gittiği her yerde halkın teveccühü ile karşılanan Bülent Okunakol, belediyecilik çalışmalarında ekipleri ile Gölhisar'ın gelişmesi ve kalkınması için çalışacaklarını söyledi. Göreve …
Burdur'un Bucak'tan sonra ikinci büyük ilçesi olan Gölhisar ilçesinde Ak parti ve MHP Belediye başkan adaylarını açıklamıştı.
Gölhisar MHP Beledye Başkan adayının NASUH EROĞUZ olduğu sosyal medyada paylaşılmasının ardından MHP Gölhisar Belediye Başkan aday adayı Bülent OKUNAKOL Sosyal medyada açıklamada bulundu.
Dün sabah Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz ile Belediyeye ait İstasyon Park Restaruran da bir araya gelen ve birlikte kahvaltı yapan Köşe yazarları, bugün de CHP Burdur Milletvekili ve TBMM İdare Amiri Dr. Mehmet Göker’le Destina da bir araya geldiler ve birlikte öğle yemeği yiyip Burdur’un problemleri ve çözüm yolları konusunda görüş alış verişinde bulundular.
Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan, Mehmet Uzal Sosyal Bilimler Lisesi Pansiyonunda kalan öğrencilerle bir araya gelerek eğitim hedeflerine ilişkin görüşlerini dinledi.
Yorumlar (0)