Düşünün; ölüme yürürken adım adım…
Celladı ile yüzleşmeye giderken, biraz sonra öleceğini bile bile darağacına yürüyen bir Başbakan…
Üzerinden 63 sene geçmesine rağmen hala ilk günkü gibi hafızalarda diri duran 60 ihtilalinin ülkemiz ve insanımız üzerindeki derin etkisine dikkatleri çekmek istiyorum.
İnsanlık dışı uygulamaların tavan yaptığı, sözde demokrasi adına demokrasinin katledildiği, darbeci zihniyetin zalimane tutumlarının cereyan ettiği bir dönemi yeniden gözler önüne sermeye çalışacağım.
Milli iradenin tecellisi ile milletin seçmiş olduğu, milletin temsilcilerinin canlarına kasteden ve demokratik yönetime karşı antidemokratik bir yöntemle ülke yönetiminin gaspedildiği bir dönemden bahsedeceğim.
Her şeyin normal seyrinde gittiği ve güçlü bir iktidarın ülkeyi yönettiği bir dönemde, muhalif kafanın sandıkta deviremediği iktidarın askeri dikta ile devrilmesi millete yapılabilecek en büyük saygısızlıktır.
Tek partili baskıcı bir dönemden sonra çok partili hayata geçiş ve bu geçişle beraber milletin önüne alternatif yöneticiler sunulması ve millet iradesiyle ülkeyi yönetecek yönetimin belirlenmesi çok büyük bir kazanım olmuştur.
İşte tam da böylesi bir kazanımdan sonra on yıl milletin iradesiyle iş başına gelen Demokrat Parti ve lideri Adnan Menderes, Türkiye’ye büyük ilerleme kazandırarak ülkeyi başarılı bir şekilde yönetmiştir.
Ülkemizin kalkınmaya geçtiği bu dönemde sanki bir el ülkenin önüne barikat kurmuş ve ülkenin kalkınması kesintiye uğratılmıştır.
Her ihtilalin altında, mutlaka ülkenin bekasına kast edildiği gerçeğini görüyoruz. Tarih bu ve benzeri örnekleri hep nakşetmiştir.
Tek suçu, milletinin bekasını öncelemek ve güçlü bir devlet hedeflemek olan dönemin başbakanı Menderes, bu emelleri uğruna darağacına gönderilmiştir.
60 ihtilali ile tarihin kapkara sayfalarına kaydedilen bu elim hadise, hafızalarda derin izler bırakmıştır. Menderes ve arkadaşları aleni bir cinayete kurban edilmiş, demokrasi hayatımız katledilmiştir.
Darağacına yürüyen bir başkanın, yüzündeki ifadeyi okurken ve ölümle yüz yüzeyken dahi, hala milleti ve devleti için saadetler dileyen bir vatanperverlik örneğini bu kadar yıl sonra iliklerimize kadar hissediyoruz…
Tüm darbeleri ve darbecileri lanetlerken, demokrasi şehitleri diye adlandırdığımız merhum Menderes ve arkadaşlarını rahmetle yâd ediyorum…
Kalın sağlıcakla…
Okan GEÇGEL tigad gen.bşk
TİGAD Başkanı Okan Geçgel, tasarruf tedbirlerinin Anadolu medyasını yok etme noktasına getirdiğini belirtti. Bağımsız basın için acil önlem çağrısı yaptı. Detaylar burada.
Karaman Yunus Emre Gazeteciler Cemiyeti'nin yeni Eğitim ve Hizmet Merkezi görkemli bir törenle açıldı. Yeni merkez, Karaman basın yayın hayatına önemli katkılar sağlayacak.
Türkiye İnternet Gazeteciliği Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel Daha önce de bu konuyla ilgili birçok kez basın açıklaması yapmıştık. Eğer bu yanlıştan dönülmezse, bu haksızlığa karşı gerekirse eylem hakkımızı kullanacağız. Gerekirse Ankara’ya kadar yürüyeceğiz. Bu haksızlık son bulmalıdır.
Türkiye İnternet Gazeteciler Derneği (TİGAD) Genel Başkanı Okan Geçgel, yaptığı basın açıklamasında toplumsal barışın korunmasının önemine dikkat çekerek provokasyonlara karşı uyanık olunması gerektiğini vurguladı.
Ancak bugün, Suriyeli meselesini öne sürerek provokatörlük yapan ve ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışan, sokaklarda çatışma ve kaos emelinde olan kişileri, o milli duruşla bir tutmak akıl dışıdır
TİGAD Genel Başkanı Okan Geçgel, Anadolu basınının zor durumda olduğunu belirterek, tasarruf tedbirleri genelgesine sert tepki gösterdi. Yerel basının susturulmasının demokrasiye zarar vereceğini vurguladı. Detaylar için tıklayın.
Yorumlar (0)