Osmanlı'ya Saldırıya Tepki: Osmanlı'ya Saygısızlık Kabul Edilemez!

Eskişehir'in eski Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen'in Osmanlı'ya yönelik sözleri büyük tepki çekti. Büyükerşen'in sözleri tarih bilgisizliği ve Osmanlı'ya karşı önyargı olduğunu gösteriyor. Detaylar makalede. #Osmanlıİmparatorluğu #YılmazBüyükerşen #Tarih #MehmedAkifErsoy Köşe yazarımız Taceddin Akbaş'ın 'Osmanlı kadar taş düşsün başınıza' adlı köşe yazısı...

Osmanlı'ya Saldırıya Tepki: Osmanlı'ya Saygısızlık Kabul Edilemez!

Yılmaz Büyükerşen'in Osmanlı hakkındaki eleştirilerine tarihçi Mehmed Akif Ersoy'dan sert yanıt! Osmanlı'nın 600 yıllık tarihini çarpıtan sözler eleştirildi. 

OSMANLI KADAR TAŞ DÜŞSÜN BAŞINIZA!

Hiç aralıksız ve 25 yıl Eskişehir’in Belediye Başkanlığını yapan, ancak 31 Mart 2024 Pazar günü yapılacak olan Yerel Seçimlerde aday gösterilmeyen Yılmaz Büyükerşen, bu durumu hazmedememiş olacak, yani 25 yıl yürüttüğü Eskişehir’in Büyükşehir Belediye Başkanlığı süresi az gelmiş olacak ki; Partisinin bir seçim bürosunun açılışında kel alâka bir konuşma yapmış ve onurlu, şerefli ve itibarlı ceddimiz-ecdadımız olan Osmanlıya vermiş veriştirmiş…

Büyükerşen Partisinin seçim bürosunun açılışında yaptığı konuşma da “Övündüğümüz ya da övündüğünüz Osmanlı var ya hani bize ‘kul’ diyen, halka ‘kul’ diyen, bir Osmanlı ailesi, efendim baktığınız zaman aileye, ailede bütün padişahların kadınları yabancı. Hep beyaz tenli, mavi gözlü falan filan. Ben takılıyorum bazen arkadaşlara. Tarihle alay etmiyorum ama yanlış anlamayın. Ne zaman efendim şehzadelerden birine hanım alacaklar, hanım ağa alacaklar veyahut padişahlardan hangisinin karısı öldü, yeni bir karı alacak. Hemen sefer yapıyor Avrupa’ya. Beyaz tenli, mavi gözlü falan olacak diye…” demiş!

Eski’mez’ Valilerimizden ve Millî Mücadele kahramanlarımızdan Cemal Bardakçı’nın oğlu; Ülkemizin en gerçekçi ve sevilen sayılan tarihçilerinden biri olan Murat Bardakçı; bundan bir süre önce benzer bir açıklama yapan İzmir’in CHP’li Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in Osmanlıyı hedef alan bir konuşması üzerine okkalı bir cevap vermiş ve Soyer’e ithafen şunları söylemişti:

“Dünyanın hiçbir yerinde bizimki kadar geçmişine küfreden bir millet yoktur. Yunanlının Türkiye’yi deli etmek için her şeyi yaptığı bir dönemde, kalkıp da Yunanlının sözünü etmekten çekinmesi gibi hareket başka bir ülkede rastlanmaz…” Bendeniz de burada bir parantez açmak ve Sayın Bardakçı’ya ‘ağzına, diline, gözüne gönlüne, ilgine ve bilgine sağlık Hocam…’ diyeceğim!

Büyükerşen’e gelince, Kırım Tatarı kökenli bir baba ve bir Bulgar göçmeninin oğlu ve yaşı da 90’ına merdiven dayamış olan Prof. Dr. Yılmaz Büyükerşen bir tarihçi değil, Eskişehir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi mezunu bir akademisyen ve siyasetçi olmasına rağmen mâlûm konuşmasını uzman bir tarihçi gibi yapmış ve ecdadımıza vermiş veriştirmiş!

600 KÜSUR YIL ve 36 PADİŞAHLA DÜNYAYI YÖNETEN… OSMANLI’NIN PADİŞAHLARINI KADIN DÜŞKÜNÜ GİBİ GÖSTERMEK HİÇBİR TÜRK’E VE BİR POLİTİKACIYA YAKIŞMAZ!!!!

Bendeniz tarihçi de profesör de değilim ama yalan söylemeyen tarihçilerin kitaplarını çok okudum ve o kitaplarda ‘Osmanlı İmparatorluğu, 1299-1923 yılları arasında varlığını sürdürmüş bir Türk Devleti ve 16. Yüzyılda Doğu Dünyanın en güçlü, en itibarlı imparatorluğu hâline gelmiş; dolayısıyla da 600 küsur yıl doğu ile batı dünyası arasında bir köprü vazifesi görmüş… Yani Yılmaz Büyükerşen ve Tunç Soyer gibi politikacıların aşağıladıkları, küçümsedikleri, hattâ iftira attıkları şerefli ceddimizi, izzetli neslimizi ve muhterem atalarımızı, yani 600 küsur yıl dünyayı ‘adaletle’ yönetmiş olan Osmanlığımızı karalamış ve bunu bir köy kahvesinde veya mahalle sohbetinde değil, onlarca basın mensubunun gözü önünde ve televizyonların canlı yayınları asnâsında yapmış!

Dünyanın en güzel, en asil ve en ahlâklı kızları bizde iken Padişahları güzel kadınla evlenmek için Avrupa’ya gitmekle itham eden ve Padişah hanımlarına ‘karı’ diyerek hakaret eden Profesör Yılmaz Büyükerşen kusura bakmasın ama; hep yalan söyleyen tarihçileri-tarih kitaplarını okuyacağına biraz doğruyu yazan çizen tarihçileri, biraz da adap ve edep içerikli kitapları okumuş olsaydı bu cümleleri kurmazdı herhalde!.. Çünkü 36 padişah arasından yanlış yapanlar olmuş olabilir ki, padişahların yabancı hanımları tercih etmelerindeki asıl maksat biraz vatandaşı ya da yurttaşı olan eşlerinin ülkeleriyle iyi ilişkiler kurmak ve dostluklar oluşturmak, olanlarla ise artırmak, dolayısıyla da o ülkelerin veya devletlerin şerlerinden emin olmaktı! Ayrıca Osmanlı Tebasına bağlı hanımlarla evlenmesi hâlinde evlendiği hanımların akrabalarının, eş ve dostlarının muhtemel zararlarından (veya şûyu vukuundan beter olan) şaibelerinden korunmaktı!

Uzun lâfın kısası; meselenin hülâsâsı; benzer konularda sicili pek iyi olmayan Partilerden birinin üyesi ve ülkemizin en büyük iki şehrinin yıllarca Belediye Başkanlığını yapmış olan politikacıların Ülkede konuşulacak bir çok konu ve eleştirilecek onca olumsuzluk varken; asırlar öncesini gündeme getirmesi, dolayısıyla da atalarımızın kemiklerini sızlatacak (yalan yanlış) lâflar etmesi (ki, biri ikisi doğru da olabilir) birçok Müslüman Türk’ü, hattâ aklı başında, iman ve îtikatı yerinde olan tüm vatandaşlarımızı olduğu gibi, beni de incitti… O nedenle ben ‘Atalarımızdan ve Dünyayı 600 küsur yıl yöneten padişahlarımızdan söz ederken daha dikkâtli ve rikkatli davranalım!’ diyor, herkese ‘Osmanlı’ saygılar sunuyorum.

Siz, insanlar için ortaya çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emredersiniz, kötülükten alıkoyarsınız ve Allah’a (c.c) inanırsınız…

Mû’minleri bırakıp kâfirleri dost edinenler, onların yanında izzet mi arıyorlar? Bilsinler ki bütün izzet Allah’a (c.c) aittir: (Âl-i İmrân, 3/110 ve Nisa, 4/139

Faydasız söz ve lüzumsuz işleri terk etmesi, kişinin Müslümanlığının güzelliğindendir…

Allah’a (c.c) ve âhiret gününe îman eden ya faydalı bir söz söylesin ya da sussun! (II ayrı Hadis)

ZULMÜ ALKIŞLAYAMAM, ZÂLİMİ ASLA SEVEMEM;

GELENİN KEYFİ İÇİN GEÇMİŞE KALKIP SÖVEMEM,

BİRİ ECDADIMA SALDIRDI MI, HATTÂ BOĞARIM!..

BOĞAMAZSIN Kİ!

HİÇ OLMAZSA YANIMDAN KOVARIM!..

SANMA Kİ ECDADIN YILLARCA UYUDU,

YOKSA NEREDEN BULACAKTIN ELDEKİ YURDU?

Mehmed Akif Ersoy

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

İlgili Haberler

Osmanlı yönetim sistemi sempozyumunda tarihçiler bir arada
Etkinlik

Osmanlı yönetim sistemi sempozyumunda tarihçiler bir arada

Osmanlı devletinin kuruluşunun 725. yılında tarihçiler Üsküdar'da bir araya geldi. Osmanlı'nın günümüzdeki gelişmiş ülkelere de ilham kaynağı olan idare sisteminin ele alındığı sempozyumda Osmanlı hanedan mensupları, akademisyenler ve öğrenciler buluştu.

Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat desteklerini açıkladı
Bölgesel

Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat desteklerini açıkladı

Osmanlı Ocakları Genel Başkanı Kadir Canpolat, Diyarbakır ve Şırnak’ta AK Parti’nin adaylarını destekleyeceklerini açıkladı.

Eve baskınında çıkan eşyalar şaşırttı
3. Sayfa

Eve baskınında çıkan eşyalar şaşırttı

Aydın’ın Köşk ilçesinde bir eve yapılan baskında, Osmanlı dönemine ait olduğu değerlendirilen kılıç, tüfek ve bıçak ele geçirildi.

Osmanlı Puşideleri: Samsun Olgunlaşma Enstitüsü'nde Canlanıyor
Yaşam

Osmanlı Puşideleri: Samsun Olgunlaşma Enstitüsü'nde Canlanıyor

Osmanlılarda mezar sandukalarının üzerine örtülen örtü olarak bilinen puşideler, Samsun Olgunlaşma Enstitüsünde usta öğreticiler tarafından ilmek ilmek işlenerek yeniden yapılıyor.

Osmanlı’nın Hollanda’ya hediye ettiği 118 yıllık Hereke Halısı Aksaray’da
Yaşam

Osmanlı’nın Hollanda’ya hediye ettiği 118 yıllık Hereke Halısı Aksaray’da

Hollanda’nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Adalet Divanı olarak hizmet veren Barış Sarayı’na 1905 yılında Osmanlı Devleti Sultan II. Abdülhamid’in fermanı üzerine hediye edilen yaklaşık 162 metrekarelik Hereke halısının restoresi Aksaray’da başladı.

Hayvanlar Padişahı 3. Murad döneminde yayınlanan beyanname ile koruma altına alındı
Yaşam

Hayvanlar Padişahı 3. Murad döneminde yayınlanan beyanname ile koruma altına alındı

Dünyada hayvan hakları için ilk beyanname 1600’lü yıllarda Osmanlı Padişahı 3. Murad döneminde hazırlanarak yürürlüğe girdi.