Safiye Soyman'ın oğlu Harun Akaröz'ün önceki halini gördünüz mü? İşte Harun Akaröz'ün eski hali

Türkiye'nin tanınmış isimlerinden Safiye Soyman'ın oğlu Harun Akaröz, hayatını kaybetti. Bu üzücü olayın ardından Akaröz'ün kim olduğu ve ölüm nedeni merak konusu oldu. Harun Akaröz'ün eski fotoğrafları herkesi şaşırttı. Peki, Harun Akaröz kimdir? Safiye Soyman'ın oğlu Harun Akaröz neden öldü?

Gece saatlerinde fenalaşarak hastaneye kaldırılan Safiye Soyman'ın oğlu Harun Akaröz hayatını kaybetti. Harun Akaröz'ün eski fotoğrafları herkesi şaşırttı.  Peki, Safiye Soyman'ın oğlu Harun Akaröz kimdir? Safiye Soyman'ın oğlu Harun Akaröz neden öldü? 

HARUN AKARÖZ KİMDİR?

Harun Akaröz 1977 yılında dünyaya gelmiştir. Safiye Soyman'ın sağlıklı bir yaşam süren oğlu Harun Akaröz'ün hayatı geçirdiği Multiple Skleroz (MS) teşhisiyle değişti. Uzun süre yatağa mahkum kalan Akaröz, dün gece hayatını kaybetti.

HARUN AKARÖZ SAFİYE SOYMAN'IN HANGİ EVLİLİĞİNDENDİ?

1961 yılında Bolu'da Akpınar Mahallesi'nde bir gecekonduda doğan Safiye Soyma, görücü usulüyle evlendiği 24 yaşındaki Ziya Akaröz'le on beş yıl evli kaldı. Bu evlilikten Ümran Erler adında bir kızı ve Harun adında bir oğlu olmuştur. Daha sonra 1985 yılında Ziya Akaröz ile boşandı.

TEŞHİS 25 YIL ÖNCE KOYULDU

Ünlü şarkıcı Safiye Soyman, yaklaşık 25 yıl önce kas ve sinir hastalığı olarak bilinen Multiple Skleroz (MS) hastalığının teşhisi konulan oğlu Harun Akaröz ile fotoğrafını geçtiğimiz yıllarda sosyal medya hesabından, sevenleri ve takipçileriyle yayınladı.

 

MS HASTALIĞI NEDİR?

MS (Multiple Skleroz) hastalığı, bağışıklık sisteminin merkezi sinir sistemi (beyin ve omurilik) üzerindeki sinir liflerini kaplayan koruyucu kılıf olan miyelin kılıfına saldırdığı, uzun süreli ve genellikle ilerleyici bir hastalıktır. Bu durum, beyin ile vücudun geri kalanı arasındaki iletişimin bozulmasına yol açar ve çeşitli nörolojik belirtilere neden olabilir.

MS HASTALIĞININ TEMEL ÖZELLİKLERİ

Miyelin Kılıfına Saldırı: MS hastalığında bağışıklık sistemi, sinir liflerinin etrafını saran ve onları koruyan miyelin kılıfına zarar verir. Bu, sinir sinyallerinin iletiminde aksamalara neden olur.

Beyaz Madde Hasarı: MS, santral sinir sistemindeki beyaz madde yapılarını hedef alır. Beyaz madde, sinir sistemi içerisindeki ve vücudun diğer bölümleriyle olan iletişimi sağlayan sinir liflerinden oluşur.

Plaklar ve Lezyonlar: MS hastalarında, beyaz maddede plak veya lezyon olarak adlandırılan hasarlı alanlar görülür. Bu alanlarda miyelin kaybı gözlenir.

Değişken Belirtiler: MS hastalığının belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye değişir. Hastalığın etkilediği bölgeye ve etkilenme derecesine bağlı olarak belirtiler çeşitlilik gösterir.

MS HASTALIĞININ BELİRTİLERİ

MS hastalığının belirtileri oldukça çeşitlidir ve bireyden bireye farklılık gösterebilir. Yaygın belirtiler şunlardır:

Görme Sorunları: Görme kaybı, bulanık görme veya çift görme gibi görme problemleri.

Kas Güçsüzlüğü ve Spazmlar: Kol veya bacaklarda güçsüzlük, kas spazmları veya titremeler.

Duyu Bozuklukları: Karıncalanma, uyuşma veya ağrı gibi duyusal değişiklikler.

Denge ve Koordinasyon Problemleri: Denge kaybı, koordinasyon eksikliği ve yürüme zorlukları.

Yorgunluk: Aşırı yorgunluk, enerji eksikliği ve genel halsizlik.

Bilişsel Fonksiyon Bozuklukları: Hafıza sorunları, konsantrasyon güçlükleri ve düşünme yeteneklerinde azalma.

MS HASTALIĞININ TEDAVİSİ

MS hastalığının kesin bir tedavisi olmamakla birlikte, belirtileri hafifletmek ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için çeşitli tedavi seçenekleri mevcuttur. Tedavi, hastanın spesifik ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilir ve genellikle şunları içerir:

İlaç Tedavisi: Bağışıklık sistemini baskılayan veya düzenleyen ilaçlar, atakları azaltmak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak için kullanılır.

Fizyoterapi: Kas gücünü ve hareket kabiliyetini artırmak için fizyoterapi uygulanır.

Destekleyici Tedaviler: Belirtileri yönetmek ve yaşam kalitesini artırmak için çeşitli destekleyici tedaviler (örneğin, mesane kontrolü, ağrı yönetimi) kullanılır.

MS hastalığı, yaşam kalitesini önemli ölçüde etkileyen ciddi bir nörolojik hastalıktır. Ancak erken teşhis ve uygun tedavi ile belirtiler kontrol altına alınabilir ve hastaların yaşamları önemli ölçüde iyileştirilebilir. Her hastanın durumu ve tedaviye yanıtı farklı olduğundan, kişiselleştirilmiş bir tedavi planı oluşturmak önemlidir.