10. Uluslararası Katılımlı Akciğer Sağlığı Kongresi Antalya'da başladı. Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, akciğer hastalıklarının toplum sağlığını tehdit eden en büyük sorunlardan biri olduğunu belirterek, KOAH'ın sinsi ilerleyen yapısına ve sigara ile doğrudan ilişkisine dikkat çekti. Prof. Dr. Özlü, "Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı, yani KOAH, çoğunlukla sigara içen bireylerde görülür ancak sadece sigarayla sınırlı değildir. Hava kirliliği, mesleki maruziyetler, pasif içicilik bile KOAH'a neden olabilir. Aslında ilk sigarayı içtiğinizde KOAH'ın tetikleyicisini çekmiş oluyorsunuz" diye konuştu. Kongre Başkanı Prof. Dr. Ersin Günay ise "Toplum sağlığına doğrudan katkı sağlayacak bilimsel içerikler paylaşıyoruz" dedi.
Akciğer Sağlığı ve Yoğun Bakım Derneği (ASYOD) tarafından düzenlenen 10. Uluslararası Katılımlı Akciğer Sağlığı Kongresi (UASK), 9-12 Nisan tarihleri arasında Antalya'da gerçekleştiriliyor. Kongre kapsamında solunum yolu hastalıklarından tütün bağımlılığına, akciğer kanserinden yapay zekâ destekli tanı yöntemlerine kadar birçok başlık multidisipliner yaklaşımla ele alınıyor.
Açılışta düzenlenen basın toplantısında UASK Kongre Başkanı Prof. Dr. Ersin Günay, ASYOD Başkanı Prof. Dr. Ahmet Emin Erbaycu, Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Gülistan Karadeniz, ASYOD Yönetim Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Tevfik Özlü ve Prof. Dr. Akın Kaya açıklamalarda bulundu.
"Burada elde edilen bilgiler hastalara da doğrudan yansıyacak"
Kongre Başkanı Prof. Dr. Ersin Günay, kongrenin 10. yılına ulaşmasının gurur verici olduğunu belirterek, bu yıl multidisipliner bir programla, göğüs hastalıkları ve cerrahisi alanında çalışan tüm meslektaşları bir araya getirdiklerini söyledi. Prof. Dr. Günay, "KOAH, akciğer kanseri, interstisyel akciğer hastalıkları, solunum yoğun bakımı, yapay zekâ destekli tanı yöntemleri gibi konulara odaklandık. İlk gün 10 kurs yaptık. 3 gün boyunca toplam 43 oturum, ayrıca asistanlara özel 3 eğitim salonumuz var. Buradan elde edilen bilgiler sadece hekimlerde kalmayacak, hastalara da doğrudan yansıyacak. Bu da toplum sağlığına katkı anlamına geliyor" şeklinde konuştu.
"Hedefimiz bu farkındalığı toplumun geneline yaymak"
ASYOD Başkanı Prof. Dr. Ahmet Emin Erbaycu ise kongrede güncel sağlık teknolojilerinin, tedavi yöntemlerinin ve toplumsal farkındalığın bir arada ele alındığını dile getirdi. Prof. Dr. Erbaycu, "Solunum yolu enfeksiyonları, tütün ürünleri, hava kirliliği ve kronik akciğer hastalıklarının erken tanısı ile ilgili panellerimiz var. Katılımcılar sadece bilgi değil, mesleki beceri de kazanıyor" dedi.
Kongre Bilimsel Komite Başkanı Prof. Dr. Gülistan Karadeniz de toplam 113 oturum, 10 atölye, 3 asistan salonu ile zengin bir içerik sunulduğunu aktardı. Prof. Dr. Karadeniz, "Paneller, olgu konseyleri, sözlü ve poster bildirileriyle hem uzmanlara hem genç meslektaşlarımıza katkı sağlıyoruz. Göğüs hastalıkları, özellikle KOAH, akciğer kanseri ve tüberküloz gibi hastalıklar toplumda büyük bir yük oluşturuyor. Hedefimiz bu farkındalığı toplumun geneline yaymak" ifadelerini kullandı.
"KOAH ilk sigarayla başlıyor, fark edildiğinde geç kalınmış olabilir"
ASYOD Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü, solunum yolu hastalıklarının hem ölüm oranları hem toplumsal etkileri açısından kritik olduğunu belirterek, KOAH ve sigara ilişkisine şu şekilde dikkat çekti: "Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı yani KOAH, genellikle 40-50 yaşından sonra fark ediliyor. Ama aslında ilk sigarayı içtiğinizde KOAH'ın tetikleyicisi de çekilmiş oluyor. Bu hastalık sinsi ilerler. Akciğer fonksiyonlarının yarısından fazlası kaybedilene kadar belirti vermeyebilir. Kişi kendini sağlıklı sanabilir ama KOAH çoktan başlamış olabilir.Akciğer kapasitemiz doğuştan fazladır. Yani nefes darlığı gibi belirtiler başlayana kadar aslında büyük bir fonksiyon kaybı yaşanmış olur. Bu nedenle özellikle sigara içen, nefes darlığı ya da öksürük gibi şikayetleri olan 40 yaş üstü herkesin göğüs hastalıkları uzmanına başvurması ve solunum fonksiyon testi yaptırması gerekir."
"E-sigara bağımlılığı gençlerde yayılıyor"
E-sigaranın tütün bağımlılığını besleyen yeni bir araç haline geldiğini vurgulayan Özlü, şöyle devam etti: "Tütün sektörü, sigara yasaklarının delinmesini sağlamak için e-sigaraları öne çıkardı. Özellikle 18 yaş altı bireylerde nikotin bağımlılığının başlatılması sektör açısından kritik. Çünkü yapılan araştırmalar, nikotin bağımlılığının genellikle 20 yaş öncesinde geliştiğini ortaya koyuyor. E-sigara içen gençlerin ileride sigara içme oranı içmeyenlere göre çok daha yüksek. E-sigaralar sigarayı bırakmak için üretilmiş birer ilaç değildir. Gerçek yaşam verileri, e-sigara kullananların sigarayı bırakmakta daha çok zorlandığını gösteriyor. Bu yüzden gençlerimizi ve çocuklarımızı bu tuzaktan korumak zorundayız."
"Tüberküloz kontrol altında ama dikkat şart"
Tüberkülozun hâlâ dünya genelinde en fazla ölüme neden olan enfeksiyon hastalığı olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özlü, Türkiye'nin bu konuda önemli bir başarıya imza attığını vurguladı. Prof. Dr. Özlü, "Ülkemizde tüberkülozla mücadele kapsamında Verem Savaş Dispanserleri ve Sağlık Bakanlığı'nın programları sayesinde vaka sayıları düzenli olarak azaldı. Avrupa ve dünya ortalamasının altındayız. Ancak özellikle ilaca dirençli tüberküloz türleri konusunda dikkatli olmaya devam etmeliyiz" dedi.
"Astım kontrol altına alınabilir bir hastalıktır"
Toplumda yaygın görülen astım hastalığı hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Özlü, modern tedavi yaklaşımlarının hastaların yaşam kalitesini artırdığını söyledi. Prof. Dr. Özlü, konuşmasını şu şekilde tamamladı: "Astım toplumda çok daha bilinen bir hastalık. Çocukluk çağında da erişkin yaşta da görülebiliyor. Her 3-4 evden birinde astımlı bir birey var. Nefes darlığı, hırıltılı solunum, öksürük, gece uykuyu bölen ataklar gibi belirtilerle kendini gösteriyor. Kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde bozuyor. Eskiden kontrol altına alınamayan ağır astım vakaları, artık güvenli ve etkili tedavilerle rahatlatılabiliyor. Bugün astımlı bireyler, hastalıkları olmadan da konforlu bir yaşam sürebiliyor. Göğüs hastalıkları uzmanlarımız bu konuda da halkımızın yanında."
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)