Burdur’da özel bir klinikte hizmet veren Psikolog Meltem İrem Ünal, 2 Haziran’da yapılacak olan ÖSYM sınavı öncesi, sınav stresi yaşayan öğrencilere uyarı ve tavsiye verecek hayati önerilerde bulundu.
Yaklaşık 3.5 milyon öğrencinin katılacağı LGS ve YKS maratonları Haziran ayı itibarıyla başlıyor. Lise ve üniversite sınavları için yoğun bir hazırlık döneminin sonuna yaklaşan öğrenciler için heyecan da bir o kadar artıyor. Bu heyecan ve kontrol edilemeyen stres, öğrencilerde sınav kaygısına yol açarken; mide bulantısı, çarpıntı, titreme ve karın ağrısı gibi fiziksel semptomlara neden olabiliyor. Psikolog Meltem İrem Ünal, öğrencilerde yaygın olarak görülen sınav kaygısını yönetmek ve potansiyel performansı ortaya koymak için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı.
Sınava sayılı günler kala öğrencilerde sınav kaygısının düzeyi arttı. Arttan sınav kaygısının ise iki şekilde görüldüğünü ifade eden Ünal: “Sınav günü yaklaşana kadar öğrenciler sınavın sonucu ile ilgili olumsuz senaryolar kurarak kendilerini kaygılandırır. Örneğin;
“İstediğim puanı alamazsam?”
“İstediğim okulu kazanamazsam?”
“Puanım istediğim meslek için yeterli gelmezse?”
Ama sınava yaklaştıkça kaygılar şu şekilde evrilir;
“Ya süre yetmezse?”
“Kendimi hiçbir şey bilmiyor gibi hissediyorum.”
“sınavda soruları nasıl çözeceğim?”
Gibi kendilerini kaygı içerisine düşürecek soruları sormaması gerektiğine vurgu yaptı.
Sınav sürecinde ne kadar kontrol kendilerinde gibi görünse de, öğrencilerin sınav ile ilgili büyük bir belirsizlik yaşadığını ifade eden Ünal: “Bu durum sisli bir günde yolda yürümeye benzer. Önümü görecek kadar görüş açım vardır fakat yolun ilerisinde ne olduğu tam belli değildir. Havanın pusu tedirgin edici ve belki yolun sonunun nereye gittiği bilinmez olabilir. Bir diğer sınav kaygısının altında yatan sebep ise öğrencilerin kendine yüklediği yüksek ve gerçekçi olmayan beklentileridir. Gerçekçi olmayan hedeflerin belirlenmesi öğrencide bir yılgınlığa sebep olabilir. Bu yılgınlıkta şu soruları beraberinde getirir:
“Ya düşündüğüm kadar zeki değilsem?”
“Ya da yeterince çalışmıyor muyum ?”
Gibi sorular ile öğrencinin kendinde bir yetersizlik algısı oluşturmasını tetikler. Bu tetiklenme öğrencinin dünyasında büyük bir etki yaratarak;
“ya çevremdeki insanlarda benim yeterince iyi, zeki ya da başarılı biri olmadığımı düşünürse?” şüphesi ile olumsuz değerlendirilme korkusuna kapılır.
Sınav kaygısı ile mücadele etmekte en önemli faktör sonuç odaklı olmak yerine sürece odaklı olmaktır diyen Ünal: “Öğrenci kendini sürece odaklar ve çalışmalarını düzenli şekilde yaparsa kaygı düzeyi daha düşük olur. Süreç odaklı çalışan öğrencilerde performans kaygısının daha az görüldüğü, kendilerine daha gerçekçi hedefler edindikleri ve sınav sürecini olumsuz etkileyen dış etkenlerden daha az etkilendikleri görülmüştür. Öğrenci sınav ile ilgi yoğun kaygılarını aşamıyor ve süreç odaklı olmak konusunda başarı sağlayamıyorsa, kaygı süreçlerinin anlaşılması, kaygı yaratan durumların tespit ve çözümü için psikolojik destek alması gerekmektedir.” İfadelerini kullandı.
Sınavda başarılı olmanın tek sırrının öğrencinin sınav gününe kadar verdiği mücadeleyi kendine hatırlatması gerektiğini ifade eden Ünal: “Öğrencinin sınava çalışmak için harcadığı efor, gitmediği arkadaş buluşmaları, uykusuz kaldığı geceler ve sınava çalışmayı tercih ettiği her an sınav ile verdiği mücadelesidir. Sınav sonucunun beklediğinden iyi veya kötü gelmesi sınava çalışmak için gösterdiği fedakârlığı ve mücadeleyi etkilemez. Öğrencinin verdiği mücadeleye saygı göstermesi ve farkına varması onu yine sürece odaklar, böylece sınav ile arasında yıkılmayı bekleyen kalın bir duvar olan kaygısını hafifletir. Önemli olan öğrencinin sınav için gösterdiği azimdir. Sınavın sonucunda elde edilen puanlar bir rakamdan ibarettir. Rakamlara değer atfedenin bizler olduğumuzu unutmamak gerekir.”
2024 Haziran ayında sınava girecek olan bütün öğrencilere verdikleri emek, mücadele ve bugüne kadar gösterdikleri azim için tebriklerini ileten Ünal: “Sınavda ellerinizden gelenin en iyisini yapacağınıza inanıyorum ve bütün öğrencilere başarılar diliyorum.” dedi.
Meltem İrem Ünal, Burdur'da doğdu. Burdur Sosyal Bilimler Lisesinden mezun olan Meltem İrem Ünal, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Psikoloji Bölümünü tamamladı. Psikolog unvanını alan Meltem İrem Ünal, bilişsel davranışçı terapi eğitimini Davranış Araştırmaları ve Terapileri Merkezi'nden (Datem) aldı.
9 yaş ve üzeri bireyler ile bilişsel davranışçı terapi ekolünde danışmanlarını görmekte olan Meltem İrem Ünal, Kaygı bozuklukları, Panik bozukluk, Agorafobi, Sınav kaygısı, Sosyal kaygı bozukluğu, Depresyon, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Fobi tedavisi, Obsesif Kompulasif Bozukluk konularında bireysel danışmanlık vermektedir. Ayrıca Çiftlerde çift danışmanlığı vermektedir.
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)