Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ömer Orkun, son aylardaki aşırı yağışların keneleri belirli noktalara taşıdığını, insanların bazı noktalarda kenelere fazla maruz kalabileceğini söyledi.
Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Parazitoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi, Keneler ve Kene Kaynaklı Hastalıklar Araştırma Laboratuvarı Sorumlusu Doç. Dr. Ömer Orkun, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine yaptığı açıklamada kenelerin yalnızca yaz aylarında değil, 12 ay boyunca var olduğunu hatırlattı.
Türkiye’deki en aktif kene türü olan Hyalomma Marginatum’un nisan ile haziran ayları arasında aktif olduğunu dile getiren Orkun, son aylarda görülen fazla yağışların kenelerde farklı bir durum oluşturduğunu aktararak, "Aslında su taşkınları ve seller keneyi etkilemiyor. Ancak keneyi bir yere taşıyor. Genelde bir mekan seçen ve o bölgedeki konaklarına tutunmayı amaçlayan keneler aslında şu an bir yerlere taşındılar. Sel suları bunları bir yerlere biriktirdi. Veyahut da tepelerden alıp köy içlerine kadar indirebildi" dedi.
"Bazı noktalarda aşırı popülasyonla karşılaşabilir"
Bu durumu Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakaları açısından değerlendiren Orkun, şunları kaydetti:
"İnsan vakaları başladı ancak mayıs ve haziran ayında durağanlaşmasının biraz sebebi bu yağmurlar. İnsanlarda kene maruziyeti azaldı çünkü tarlaya gidip çalışamadı. En çok gördüğümüz vaka tabii ki bu olay. İnsanların tarlada, bağda, bahçede çalışmaları neticesinde keneyle temas kurması ve hastalığın oluşması. Bu sene öyle vakalar oldu ancak şöyle durum oldu; bazı noktalarda keneler örneğin dağınık olan, belli yerlerdeki keneleri sel suları bir noktaya topladı. Bunun KKKA açısından ne önemi olabilir? Bazı yerlerde insanlar normalde karşılaşacağı zaman keneyle karşılaşmayabilir. Ancak bazı noktalarda aşırı popülasyonla karşılaşabilir ki bunu bir saha çalışmasında yani şu an görüyoruz."
"Yarım saatte 100’den fazla kene insana tutunabilir"
Orkun, şöyle devam etti:
"Şu an gelen kenelerin üstü başı çamur içerisinde. Arazide takip ediyoruz. Sürekli uzun zaman çamurda kalmış. İnsanların şu noktaya dikkat etmeleri lazım; bazı sel yataklarında ve birikintilerde çok aşırı popülasyonla karşılaşabilirler. Örneğin Orta Anadolu’da bu son sellerin akabinde elde ettiğimiz verilerde bazı noktalarda mesela bir kişiye yarım saatte 100’ün üzerinde Hyalomma Marginatum aktif bir şekilde atak yapıyor ve tutunabiliyor. Gözden kaçırılması çok imkansız bir şey değil, çok kolay bir şekilde gözden kaçırabilirler. Bu çok süratli bir kene. Aynı anda 10’un üzerinde kene kişiye atak ettiğinde birkaçı gözden kaçırılabilir. Birkaç saniye içerisinde bacağınızdaki kene boynunuza gelebiliyor. Çünkü dünyanın en hızlı türlerinden bir tanesi bu. Tarlada çalışacak veyahut da bir ağacın altında yemek yiyecek insanlar bu konuda dikkatli olmaları lazım. Bu tip bölge varsa eğer belli bir zaman oraya gitmemeleri daha uygun olur."
"Kenenin çıkarılması profesyonellik gerektirmez"
Kültürel mücadele yoluyla KKKA vakalarının önemli derecede azaltılabileceğine dikkati çeken Orkun, "Klasik olarak söylediğimiz; her gün tüm bireyler kendini kontrol eder ve keneyi gördüğü anda çıkarır. Çünkü bu çok önemli. Kene vücutta ne kadar az kalırsa enfekte dahi olsa virüsü henüz nakledebilmek için yeterli zamana sahip olamıyor. O yüzden kene çıkarılması profesyonellik gerektirmez. Kişiler keneyi kendileri çok basitçe, uygun bir şekilde bir cımbız veyahut da çıplak elle patlatmayacak bir şekilde çıkarabilirler" dedi.
Orkun, kenenin ağzının kopmasıyla ilgili duyum ve düşüncelerin olumsuz olarak algılanmasının doğru olmadığını vurgulayarak, "Kenenin bazıları ağzı koptu ifadeleri var. Ağız organında herhangi bir hastalık etken nakledici yapı yok. Onun kopması da çok büyük bir şey ifade etmiyor. Tabii ki tek parça halinde çıkması bizim için önemli" ifadelerine yer verdi.
Özellikle yeşil alanlarda veya tarlada kenelere karşı dikkatli olunması uyarısında bulunan Orkun, insanların uzun ve beyaz kıyafetler giymesi gerektiğini, böylece keneden kaçınılabileceğini ve fark edilmesinin kolay olabileceğini aktardı. İHA
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)