Başkan Ercengiz çölyak hastaları ile bir araya geldi
Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz, Burdur’da yaşayan çölyak hastalarıyla akşam yemeğinde bir araya geldi
Susamlık tesislerinde düzenlenen yemeğe Burdur Belediye Başkanı Ali Orkun Ercengiz eve eşi Hülya Ercengiz, Baro Başkanı Meltem Özdemir, Kent Konseyi Başkanı Orhan Akın, CHP İl Başkanı Kadir Koç, CHP Merkez İlçe Başkanı Mehmet Gürçetin, Belediye Meclis Üyeleri, İl Genel Meclis Üyeleri ve çölyak hastaları ile aileleri katıldı.
Yemekte konuşan Başkan Ercengiz “Fuat arkadaşımızla biz çok uzun zaman önce tanıştık. O dönemde ben Eczacı Odası Başkanlığı görevini yürütüyordum. Çölyak, isim olarak kulağa tanıdık gelse de, teorik olarak çok iyi bilinse de, pratikte yüzleşilmeden anlaşılması zor bir rahatsızlıktır. Ne zaman ki Fuat bize ulaştı, "Ne yapabiliriz?" sorusunu sormaya başladık ve birlikte bir proje geliştirdik. Belki Dezavantajlı grupların sesini duyurabileceği platformlar oluşturmanın ne kadar kıymetli olduğunu anladık. Örgütlü güç her zaman etkili ve doğru bir yöntemdir. Bireysel çabalar çoğu zaman ciddiye alınmayabilir; ama bir dernek ya da sivil toplum kuruluşu haline geldiğinizde, toplum nezdinde daha görünür hale geliyorsunuz. Biz de başlangıçta bu farkındalığı medya yoluyla artırmak istedik. Bu noktada çok samimi bir şekilde çölyak hastalarımızın en temel ihtiyacı olan glütensiz ürünlerin, en yakın illerden ekonomik koşullarla temin edilip, mümkünse destekle sunulabileceği bir sistem kurmaya çalıştık. Bunu belli bir ölçüde başardık. Elbette kolay olmadı. Çünkü bu ürünlerin raf ömrü kısa ve çoğu zaman hamur işi ağırlıklı ürünler olduğu için ilgi azalmaya başlayabiliyor. Bu süreçte bir fırına ihtiyaç olduğu netleşti. Bugün bu amaçla kalkınma ajansına ve Tarımsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’na başvurarak bir proje hazırladık. Proje sonrasında ekmek üretimi başladı. Amacımız; düzgün, anlamlı ve sürdürülebilir bir iş ortaya koymaktı. Elbette ben bir siyasetçiyim, seçilmiş bir kişiyim. Ne zaman ki siyaset bu tür işlere dahil olur, işin doğası değişmeye başlıyor. Bu yüzden çölyaklı bireyler için "hastalık" tanımını doğru bulmuyorum. Doğru beslenmeyle bu rahatsızlık hayatın bir parçası haline getirilebilir. Hatta bu bir avantaj bile olabilir. Kronik ya da kalıtsal olabilir ama doğru yöntemlerle hastalık olarak görülmeyebilir. Ancak maalesef o fırının açılışına biz davet edilmedik. Bu, ne şahsıma ne makamıma bir zarar verir. Ama bir gönül kırıklığıdır. Ben kendini tutamayan, doğruya doğru, yanlışa yanlış diyen biriyim. Hayatım boyunca da böyle oldum. Hepimiz yüz yüze bakıyoruz, dostuz. Ama sevindiğim şey şu: Biz bir adım attık ve bu adım kısa vadede de olsa bir ihtiyaca cevap verdi. Fakat bu yeterli değil. Daha fazlasını yapmamız gerek. Belki takip etmişsinizdir; Türkiye'de sağlıklı şehirler için kurulmuş bir birlik var. 1400 belediyenin üçte birinin üye olduğu bu birlik, Avrupa Sağlıklı Kentler Ağı’nın da üyesi. Biz Burdur Belediyesi olarak hem Türkiye Sağlıklı Kentler Birliği’ne, hem Avrupa Ağı'na hem de Dünya Sağlık Örgütü'nün "Sağlıklı Kentler" girişimine üyeyiz. Bu üyeliklerin önemli kriterleri var: yeşil alanların artırılması, karbon ayak izinin azaltılması, fosil yakıt kullanımının düşürülmesi, atıkların enerjiye dönüştürülmesi, arıtılmış suyun doğaya bırakılması gibi... Bunların çoğunu gerçekleştirdik. Ama dünya artık sadece çevreye değil, insanların yaşam kalitesine de odaklanıyor. Sağlıklı kent, sağlıklı bireylerle mümkündür. Dezavantajlı grupların yaşam koşullarını iyileştirmek bu yüzden büyük önem taşıyor. Bugün burada adını bile duymadığımız hastalıklarla mücadele eden yurttaşlarımız var. Örneğin Tip 1 diyabetli çocuklarımız… Metabolik hastalıkları olan evlatlarımız… Onların yaşadığı zorlukları hep birlikte gördük. Amacımız, görev süremiz boyunca belediyenin kaynaklarını doğru kullanarak, kendimizi değil şehri öne çıkaracak projelere imza atmaktır. Türkiye'de yanlış bir algı var: "Kentler büyürse gelişir." Hayır. Biz kentleri büyütmek değil, yaşanabilir kılmak istiyoruz. Ata tohumu üretimini destekliyoruz çünkü buğday üretiminde ithalata muhtaç hale geldik. 21 milyon tonluk ihtiyacın 11 milyon tonunu savaş halindeki Rusya ve Ukrayna’dan ithal ediyoruz. Bu bir çelişkidir. Bugün burada toplanmamızın anlamı büyük. Bir farkındalığı hep birlikte yaşıyoruz. Bu buluşmalar, ülke gerçeklerini daha iyi anlamamız için birer fırsattır. Çölyak meselesi de artık bir devlet politikasına dönüşmelidir. Nasıl ki "Askıda Ekmek" projesi hayata geçtiyse, glütensiz diyet de bir devlet politikası haline getirilmeli ve çölyak hastalığı bu sayede hastalık kategorisinden çıkarılmalıdır. Glütensiz beslenmenin sadece çölyak hastaları için değil, tüm bireyler için sağlıklı bir yaşam biçimi olduğunu biliyoruz. Sivil toplumun gücüyle daha fazlasını başaracağınıza inanıyorum. Katıldığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Farkındalık günümüz kutlu olsun.” dedi

Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)