Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde üretilen kapı tokmakları motifleri ve sesleriyle bin yıllık bir tarihin kapısını aralıyor.
Tarihe açılan kapılardaki bu sırrı yaşatmaya çalışan Demirci ailesi, yok olmakla yüz yüze olan bir geleneği sürdürmeye çabalıyorlar. İlçe sakinleri evlerin kapılarına takılan tokmaklar sayesinde ev sahipleri, kapıyı çalan misafirlerini görmeden kadın ya da erkek olup olmadığını anlayabiliyor.
Derin kanyonlar arasında uzanan bir vadiye yerleştirilmiş küçük ve şirin bir ilçe olan Kemaliye’de asırlardır yaşatılan ve Türklerin Şamanizm’e inandığı dönemdeki geleneklerden olan çeşitli motiflerle kapı süsleme ve demir kapı tokmağı üretimi geleneği, ilçedeki Mustafa Demirci’nin geçtiğimiz yıl kasım ayında vefat etmesi üzerine oğlu Ali Demirci tarafından yaşatılıyor.
Erzincan’a 150 kilometre uzaklıkta bulunan 2 bin nüfuslu Kemaliye’de yazları nüfus 15 bini buluyor. İnsanların genelde yürüyerek bir yere gitmeyi tercih ettiği ilçede hiç trafik olmuyor. İlçeye dışarıdan gelenlerin gözüne ilk çarpan şey ahşap yapılar ve bu yapıların kapıları üzerindeki tokmaklar oluyor. Kemaliye’nin binlerce yıllık tarihini ve sosyolojik yapısını anlatan kapı tokmakları kentin göze çarpan en belirgin özelliklerinden biri. Geleneklere göre bir eve gelen misafir kapı tokmağını çalışına göre karşılanıyor. Ev sahibi tokmak sesine göre misafirin kim olduğunu anlıyor. Kapı tokmağının sesi gelenin kadın mı yoksa erkek mi olduğunu haber veriyor. Eğer misafir büyük tokmağı kullanır ve ses tok ve gür çıkarsa gelen kişi erkek ama diğerine göre ince daha az sesi olan küçük tokmak kullanılırsa gelen kişi kadındır.
Her motifin bir anlamı var
Kapı tokmaklarının mesajları bunlarla sınırlı değil. Tokmaklar üzerindeki motiflerin de bir anlamı var. Örneğin lamba motifli bir kapı tokmağı evin ocağı sönmesin hayat daim olsun anlamını taşıyor. Kuş motifi kullanılmışsa bu da ev sahibinin gurbette bir yakınının olduğu ve haber beklediği anlamına geliyor. Sağa sola ayrılan ve kuş kafasını andıran motifler evin Müslüman bir aileye ait olduğunu vurguluyor. Öküz motifi ise ailenin birlik olduğunu simgeliyor. Kapı tokmaklarında akrep yılan gibi motiflerde var. Bu motifler Şaman kültüründen kalma. Yılan motifleri genellikle anahtar delikleri çevresinde bulunuyor ve bu motifteki kilide anahtar sokulunca şeytanın o eve giremeyeceğine inanılıyor. Akrep motifi olan evlerde ise cinin şeytanın barınamayacağı inancı var. Günümüzde Kemaliye’de kapı tokmakları yapan kişi 6 kuşaktır geleneklere bağlı olarak bu işi yapan Demirci ailesinden Ali Demirci. Yaklaşık 120 yıl aradan sonra tekrar 1996 yılında bu geleneği sürdürme kararı alan Demirci ailesinin bu kararı sadece kaybolmakta olan bir geleneği yaşatmak değil aynı zamanda bu tokmakların işleneceği kapıları yapan marangozları ve buna bağlı olarak da eski taş ustalarını hayata bağlamış. Pek kimsenin rağbet etmediği marangozluk ve taş ustacılığı da kapı tokmakları sayesinde yeniden nefes almaya başlamış.
‘Kopya maneviyatı bozar’
Yıllar önce Kemaliye’de kapı tokmağı yapan yaklaşık 350 kişinin olduğunu ifade eden Ali Demirci, “Tabi o zaman kimse birbirinin yaptığını kopya etmezmiş. Ama bir süre sonra kopyalama başlamış. Kopya işin içine girince işin kalitesi düşmüş ve ustalar da artık kendi yaptıklarından zevk alamaz duruma gelmişler ve işi bırakmışlar. 120 yıldır kimse yapmıyordu. Biz 1996’da tekrar başladık” diye konuştu.
“Misafiri kapı tokmağı sesinden tanıyorlar”
Erzincan’ın Kemaliye ilçesinde, evlerin kapılarına takılan tokmaklar sayesinde ev sahipleri, kapıyı çalan misafirlerini görmeden kadın ya da erkek olup olmadığını anlayabiliyor.
Şamanizm geleneğine göre, geçmişte hane halkını şeytana karşı koruduğu düşüncesiyle kapılara yapılan yılan figürü gibi süslemeleri kapı ve kapı tokmaklarına işleyen ustalar, Türklerin İslam’a geçişinin ardından uygulanan kapılara iki farklı tokmak takma geleneğini de yaşatmaya çalışıyor.
Özellikle İslam geleneğinde ev halkının evlerine gelen misafirlerin cinsiyetine göre kıyafetlerine dikkat etmesini sağlamak amacıyla ustalarca yapılıp kapılara takılan iki farklı tokmak, eve gelen misafirin cinsiyeti konusunda ev sahibine bilgi veriyor.
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)