MERHAMET ETMEDİKÇE
MERHAMET OLUNMAYIZ
Sevgili Peygamberimiz ve iki cihan Serverimiz olan Ahmed-i Mahmud Muhammed Mustafa (sav), “Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size marhamet etsin…” buyuruyor. Amma ve lâkin, günümüz insanı değil başkasına, kendi nefsine ve nesline bile merhamet etmiyor. Yani, Efendimiz, ‘siz yerdekilere ettiğiniz merhamet kadar göktekilerin rahmetinden nasiplenebilirsiniz…’ buyuruyor. Ancak, insanoğlu, yakıtı sadece taş ve insan olan Cehennemlerine yine kendi elleriyle odun ya da yakıt taşımaya devam ediyor!
Kısacası, dünyamız bugün olduğu gibi, Hz. Peygamber (sav)’den önce de sonra da o kadar kirletilmişti ki, Efendimizin yukarıda da hatırlattığım tertemiz sözlerini anlayamadı. Dolayısıyla da Efendimizin uyarılarını dikkâte almadı ve hayatını veya yaşantısını O’nun hayatına uyarlamak yerine ya şeytanın hayatına uyarladı ya da şeytalaşmış insanların akıllarına uydu… Sonunda da Cehenneme odun oldu! Yani büyük bir rahmet ve merhamet Peygamberi olan Hz. Muhammed (sav), genelde tüm insanları, özelde de bütün Müslümanları şeytanların ya da şeytanlaşmış insanların ellerinden kurtarıp âdeta melekleştirmek, dolayısıyla da Cenne-i Âlâda ve Kevser Nehri’nin başında komşu yapmak istiyordu!
Daha kısacası; yaratılmış olan her canlıya veya varlığa (cinsi ve kimliği ne olursa olsun) merhamet etmek ve merhamet ettirmek istiyordu. Ancak, biz ahir zaman Müslümanları merhameti, şefkati, iyiliği-güzelliği yalnız kendimiz ve sâdece dünyalık sevdiklerimiz için istedik; ama onu da doğru dürüst beceremedik! Oysa, hemen her konuda olduğu gibi, merhamet konusunda da en iyi ve en güzel sözü söyleyen Efendimiz, “Nefsiniz-kendiniz için istediğiniz bir şeyi (iyiliği-güzelliği) (din) kardeşiniz için de istemedikçe kâmil-gerçek mû’min olamazsınız” buyuruyor. Bu konuda yine büyük bir Allah (c.c) ve Peygamber (sav) dostu olan Hz. Mevlânâ da, “Bir mum, diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından.. bir şey kaybetmez“ diyor. Dolayısıyla da iyilik ve güzelliklerin harcamayla veya yapmayla tükenmeyeceğini, hattâ yaptıkça artacağını hatırlatıyor!
Ben nâçiz de, merhamet konusunun iskirini veya tasvirini ilim erbabına bırakıyor, şemdi de güncel ve benzer bir konuya daha değinmek istiyorum.
SELÂTİN CÂMİMİZ ‘’DURUMUNDA’ OLAN
ULU CÂMİMİZE GÖZÜMÜZ GİBİ BAKALIM
Yeni İl Müftümüz Enver Türkmen Hocamız, önceki hafta ve Cuma namazı öncesinde yaptığı vazı nasihatinde, câmi cemâatinden, câmiye gelirken çocuklarını da getirmelerini ve çocuklara câmilerde iyi-güzel davranmalarını isterken; Ulu Camimizin halılarının da yenilenme vaktinin geldiğini söyledi ve bu konuda Burdur’un hayırseverlerinden yardım talebinde bulundu. Ve Müftü Enver Türkmen, yeni halıların seccâde şeklinde değil de, sadece safların düzgün tutulmasına yardımcı olacak çizgilerden ibâret olacağını söyledi. Çokta iyi yaptı. Çünkü, cemâatin bir çoğu, ‘seccâde şeklinde bölünmüş olan kısımlar da saf tutacağım…’ diye, safların arasını açtıkça açıyor, doyısıyla da saf arkadaşı ile arasına şeytanın girmesine neden oluyor!
Oysa bu konuda ve Saff Suresinde Cenab-ı Hakk, “Zâtıma yemin ederim ki, o gün melekler sâf sâf sıralanır ve Rahman’ın izin verdiklerinin dışında asla konuşamazlar. Konuşanda yerli yerinde söz söyler” buyururken; sevgili Peygamberimiz de, “Ya sâflarınızı düzeltirsiniz, ya da (yaptığınız bu işten dolayı) Allah (c.c) kalplerinize ihtilaf atar (şüphe katar)” Ve “Sâflarınızı düzgün tutun, omuzlarınızı bir hizâya getirin, boşlukları doldurun, kardeşlerinize hafifçe ellerinizi dokundurun. Şeytana açık yerler bırakmayın(!). Kim sâfları tutar ve doğrultursa Allah onu hayra eriştirir. Kim de sâflar arasında boşluk bırakırsa Allah onu hayra eriştirmez…” buyuruyor!
Bendeniz de bu konuda en kenar câmilerimizde bulunan ve sayıları 8-10 kişiyi geçmeyen câmi cemaatinin bile bir yarısının diğer yarısıyla konuşmadığı, konuşsa bile ya kehren konuştuğu ya da ‘gıyâbında’ birbirini, hattâ imamını müezzinini eleştirdiği, çekiştirdiği, dahada beteri koğuculuk yaptığı, bir kısım cemâatin câmilerin en arka kısımlarına konulan sabit oturak veya seyyar tabureler-sandalyeler üzerinde ve ayrı bir sâf oluşturarak namaz kıldığı; böyle yapılarak, istemeyerekte olsa câmilerin bir kilise görüntüsüne büründürülmeye başlandığı bir devirde sâflar arasında boşluk bırakmamak, sâfları sıklaştırmak, dolayısıyla da şeytanları araya almamak o kadar koloy bir şey olmasa gerek diyor ve sözü Ulu Camimize getirerek satırlarımı noktalamak istiyorum:
Şehrimizin en eski(mez) ve en büyük (selâtin) camisi durumunda ve yazın serin, kışın ise sıcak ve maddî mânevî gururumuz durumunda olan Ulu Câmimiz bu gün 700’lü yaşlarda olmasına ve çok depremler görmüş âfetler yaşamış ve bir çok yeri yenilenmiş olsa da bugün dimdik ayakta duruyor elhâmdûlîllah. Ancak, ben nâçiz de yeni Müftümüze katılıyor, yıpranan halılarının yenilenmesi ve varsa eğer görüntüsü bozulan bozulan iç ya da dış bölümlerinin tâmir edilmesi, insanının yüzde 100’ü Müslüman olan gadın Burdur’umuza yakışır bir hâle getirilmesi gerekir!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
ALLAH’IN (C.C) MESCİDLERİNİ-CÂMİLERİNİ
ANCAK ALLAH’A VE ÂHİRET GÜNÜNE İNANAN
NAMAZI KILAN, ZEKÂTI VEREN VE ALLAH’TAN
BAŞKASINDAN KORKMAYAN KİMSELER ÎMAR
EDERLER… İŞTE HİDÂYET.. ÜZERE OLDUKLARI
UMULANLAR BUNLARDIR-BU KİMSELERDİR(!)
Tevbe Sûresi, âyet 17
İNSANLARA MERHAMET ETMEYENE
ALLAH CELLE CELÂLÛHU DA MERHAMET ETMEZ
40 Hadis’den
Antalya Altın Portakal Film Festivali geri sayımı başladı! Festivalin simgesi altın Venüs heykelleri, kentin en işlek noktalarına yerleştirildi. Antalya, sinema tutkunları ve sanatseverler için adeta bir açık hava galerisini andırıyor.
Cinsel fonksiyon bozuklukları, sanıldığından çok daha yaygın bir sağlık sorunu olarak hem kadınları hem erkekleri etkiliyor. Uzmanlar, fizyolojik ve psikolojik faktörlerin bu sorunun temelinde yer aldığını belirtiyor. Erken tanı ve doğru tedaviyle büyük ölçüde çözüm mümkün. İşte detaylar…
Türkiye A Milli Futbol Takımımız, 2026 FIFA Dünya Kupası Avrupa Elemeleri E Grubu’nda ilk sınavına çıkıyor. Gürcistan deplasmanıyla başlayacak serüvende futbolseverlerin gözü kulağı maçın saatinde ve yayın kanalında olacak. İşte 2025 milli takım maç takvimi ve Gürcistan-Türkiye karşılaşmasının tüm detayları.
Mersin’in Erdemli ilçesinde yer alan Elaiussa Sebaste Antik Kenti’nde 30. dönem kazı çalışmaları başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Geleceğe Miras Projesi” kapsamında yıl boyunca sürecek kazılarda, Türk, Amerikan ve İtalyan ekipler ortaklaşa çalışacak. Antik kentte ortaya çıkarılan mozaikler ve mezarlar, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.
İstanbul’da öğrenim gören Burdurlu üniversite öğrencileri, İstanbul Burdurlular Derneği’nin düzenlediği dondurma ve çay programında bir araya geldi. Etkinlikte iş insanlarıyla öğrenciler tanışma fırsatı bulurken, samimi bir dayanışma ortamı oluştu.
Antalya’nın Serik ilçesinde hasta taşıyan 112 ambulansı, yoğun trafikte ilerleyemedi. Araçların yol vermemesi nedeniyle dakikalarca beklemek zorunda kalan sağlık ekiplerinin mücadelesi cep telefonu kamerasıyla kaydedildi. Görüntüler, trafikteki duyarsızlığı bir kez daha gözler önüne serdi.
Yorumlar (0)