Çiftçiliği iki nedenden dolayı seviyorum:
BİR: İnsanların en temel ihtiyacı olan şeyleri üretiyorlar.
İKİ: Çiftçilikte her zaman taze bir umut var ve bu hiç bitmiyor. Ne demişler? Çiftçinin karnını yarmışlar, kırk tane gelecek yıl çıkmış.
Birinci konunun önemini insanlık korona günlerinde daha iyi anladı. Paran, pulun, kapında lüks otomobilin olabilir. Fakat bunların hiç biri doğrudan karın doyurmaz. Bu nedenle insanların buzdolabında yiyecek ve içeceğinin; evinde unun ve bulgurunun olması bunlardan daha önemlidir.
Bakınız: Maslow’un İhtiyaçlar Hiyerarjisi.
Konumuz umut ya…
(Ya da siz buna ümit de diyebilirsiniz. Türk Dil Kurumu Sözlüğüne göre bunlar birebir aynı olmasa da, birbirine yakın sözcükler.)
Biz hemen asıl konumuza dönelim. Dediğimiz gibi, çiftçiler her zaman umutludurlar. Hep, bu yıl kazanmazsak seneye kazanıveririz, diye kendi kendilerine umut aşılarlar. Bir çoğu hırslı da değildir. Zaten ülkemiz koşullarında çoğu emeklerinin karşılığını bile alamazlar. Ama çalışkanlık, üretme ve umutlu olma konusunda her zaman bir numaradırlar. Bu yönüyle onlara hep hayranlık duymuşumdur.
Umut fakirin ekmeği, ye memet ye diyenlere ise güler geçerim.
Konfüçyüs der ki: “Bir insan parasını kaybetmişse hiçbir şeyini kaybetmemiş demektir. Sağlığını kaybetmişse hayatının yarısını kaybetmiş demektir. Ama umudunu kaybetmişse her şeyini kaybetmiş demektir. “
İslam inancı da bu konuda çok hassastır. Müminin en önemli özelliği hayat boyunca korku ve ümit (havf ve reca) üzere yaşamaktır. Bu, çok önemli imanî bir akidedir.
Ben şöyle iyiyim, böyle iyiyim, hep ibadet ederim, insanlara çok faydalıyım, diye övünmeyecek ve cenneti çantada keklik olarak (haşa!) görmeyeceksin. İçinde her zaman bir korku olacak: ” Ya Allah benim yaptıklarımdan razı olmazsa!”
Öte yandan, hangi koşulda olursan ol, Allah’ın rahmetinden asla ümidini kesmeyeceksin. Yani, ben nasıl olsa cehennemliklerdenim, diye bir şey yok. Dağlar kadar günahım olsa da- belki Allah’ım affedecek- deyip ümidini yitirmeyecek ve tövbe edeceksin.
Esasen Allah’ın rahmetinden ümidini kesmek ancak “kafirler topluluğunun” işidir.
Kuranda şöyle buyrulur: “Ey aleyhlerine olarak günahta haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin. Allah(dilerse) bütün günahları bağışlar; doğrusu O çok bağışlayıcı, çok merhametlidir. “ (Zümer,53)
Bu nedenle, içimden hep şöyle diyesim gelir:
Biraz korku biraz ümit, o benim işte…
İçinizde her daim yeni umutlar yeşersin ve ümitsizlik sizden uzak olsun…
2024
Ramazan Canural'ın 'Hala kirada oturuyorum ve halimden şikayetçi değilim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Seçim sürecinde yaşadığımız bazı gerçekler' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Bayrama girerken...' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Yaşanmış renkli seçim anıları' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Komşu bahçede ani bir feryat ve...' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Seçimler yaklaşırken' adlı köşe yazısı. Ramazan Canural'ın duygu ve düşüncelerini anlatan bu yazıda, iyimserlik ve kötümserlik arasındaki iç çatışmaya tanık oluyoruz. Yazar, projelerini ve "Kızıl Elma" hedefini paylaşırken, seçim yorgunluğu ve yaşın ilerlemesi gibi endişelerini de dile getiriyor. Devamı
2024
Ramazan Canural'ın 'Mart Ayında özel gün ve haftalar' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Razaman Canural'ın 'İçkili Gazinolara Arsa Arama Serüveni' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Ramazan Canural'ın ''Şairler Sultanı' Necip Fazıl Kısakürek' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)