
Tam 102 yıldır Cumhuriyet kutluyoruz.
Bandolar çalıyor, fener alayları yürüyor, geçit törenlerinde herkes bir sıraya girmiş, resmi kabuller, Cumhuriyet baloları…
Ben de kutluyorum.
Ama her bayramda kendi kendime soruyorum:
“Adın Cumhuriyet olmuş, Monarşi olmuş ne fark eder?”
Cumhuriyet sözcüğü, tek başına kimseye demokrasi, özgürlük ya da adalet dağıtmıyor ki.
Nitekim bakın, 57 İslam ülkesinden 47’sinin adında “Cumhuriyet” yazıyor:
Arnavutluk, Azerbaycan, Bangladeş, Burkino Faso, Kamerun, Çad, Cibuti, Mısır Arap Cumhuriyeti, Kazakistan, Kırgızistan, Lübnan, Endonezya, İran, Irak, Mali, Nijer, Pakistan, Filistin, Senegal, Sudan, Tacikistan, Türkiye, Tunus, Türkmenistan, Özbekistan, Uganda, Yemen…
Liste daha uzun ama hepsinde demokrasi kısa.
Bir de şu “adı krallık olup da kendi krallıktan öte olan ” ülkelere bakalım:
Birleşik Krallık(İngiltere) İsveç Krallığı, Norveç Krallığı, Danimarka Krallığı, Hollanda Krallığı, Belçika Krallığı, İspanya Krallığı, Lüksemburg Büyük Dukalığı, Monako Prensliği ve JAPON İMPARATORLUĞU…
Adamlar hâlâ krallarını, kraliçelerini seviyorlar ama aynı zamanda, adam gibi çalışıp adam gibi harcıyorlar.
Ya biz?
Ha, yanlış anlaşılmasın: Atatürk düşmanı filan değilim, ama “insanı putlaştıran” bir toplumda, O’ nu insan gibi sevmeyi de unuttuk.
Atatürk de insandı, artılarıyla eksileriyle…
Allah bile mahşerde teraziyi kuruyor, “sıfır günah” değil, “sevaplar ağır basarsa” diyor. Yani ölçü sıfır hata değil.
Bizde ise: “Benim liderim hiç hata yapmaz.”
200 Yıldan Beri Bitmeyen Senfoni:
(1826-2026)
Bizim batılılaşma serüvenimiz hiç bitmedi.
1826’da Islahat Fermanı ile başladı, 200 yıldır hâlâ “loading…” yazıyor.
Islahat, Tanzimat, Meşrutiyet, Cumhuriyet…
Her defasında “Bu sefer oldu!” zannediyoruz ama, sistem ikide bir yalpalıyor ve biz “yeniden başlat” diyoruz.
Piyanonun sesiyle bağlamayı barıştırmaya çalışıyoruz iki yüz yıldır.
Ama nafile…
Bir tarafta Beethoven dinleyip “Çağdaşlaştık!” diyenler, diğer tarafta sazıyla dert döken halk.
Bir yanda “sol majör gam”, öbür yanda “uzun hava”.
Birleştirmeye çalıştıkça, ya biri gıcırdıyor, ya diğeri kopuyor.
Geçenlerde yine televizyonu açtım, kanun virtüözümüz Göksel Baktagir konuşuyordu:
“Güzel Sanatlar Liselerinde sadece Batı müziği eğitimi veriliyor.”
Yani Mozart hâlâ derste, Itri ise hep teneffüste…
Üniversitelerde de aşağı yukarı aynı tablo:
İTÜ, Hacettepe, Ege…
Hepsinde piyanonun sesi bağlamayı, tamburu bastırıyor.
Tamburun sesi uzaktan duyuluyor ama notaya geçince “sistem hatası…Error! ”.
İyi ki, başımızda, Batı hayranlığını körü körüne alışkanlık haline getirmiş bir yönetim yok!
Yoksa bir Mozart bestesi milli marşımız olabilirdi alimallah!
28 Şubat yıllarında dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in bir etkinlik sırasında Batı Müziği çalan orkestrayı göstererek, “İşte Çağdaş Türkiye,” diye gururla göğsünü kabartıp gerdan kırması aklıma geldi de…
Neyse.
Bu gidişle Batılılaşma serüvenimiz kesintisiz devam edecek efendim.
Hoşça kalın.


2025
Ramazan Canural'ın 'Bir ilçenin kalbine dokunmak...' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Siyasi üslupta geçmişten günümüze yolculuk' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Makus talihi tersyüz eden lider: Gazi M. Kemal Atatürk' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Marifet isimde mi uygulamada mı?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Allah'a borç verebiliyor musun?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Ozan Nihat'a saygı gecesi' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Şafak söktü yine Sunam uyanmaz' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'İkinci beyninize özen gösteriyor musunuz?' adlı köşe yazısı... Devamı
Burdur Bucak İncirdere köyünde Cumhuriyet Bayramı törenlerini fırsat bilen üç kişi, dağlık alanda izinsiz kazı yaparken jandarma tarafından suçüstü yakalandı. Şahıslar, şaşkınlıkla 'Cumhuriyet Bayramı’nı kutlayacaktık' diyerek kendilerini savundu.
Antalya Konyaaltı Varyant'ta toplanan kalabalık yürüyüş güzergahını doldurdu. Antalya Valisi Hulusi Şahin, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Büşra Dirgen Özdemir, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve yüzlerce vatandaşın katıldığı yürüyüşte 400 metrelik dev Türk bayrağı taşındı.
Burdur'un Bucak ilçesinde 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı, Cumhuriyet'in 102. yılı etkinlikleri kapsamında coşkuyla kutlandı. Öğrencilerin hazırladığı gösteriler, vatandaşlar tarafından büyük beğeni topladı.
Cumhuriyetimizin 102. yılı, Burdur Bahçeşehir Koleji’nde büyük bir coşku ve gururla kutlandı. Anaokulundan liseye kadar tüm öğrencilerin katıldığı yürüyüş, Atatürk Mahallesi’nde renkli görüntülere sahne oldu.
Bucak’ta Cumhuriyet’in 102. yılı, Atatürk Anıtı’na çelenk sunma töreni ile başladı. 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı için coşku dolu etkinlikler yarın da devam edecek.
Cumhuriyet’in 102. yılı, Bucak’ta unutulmaz bir konserle kutlandı. Sevilen sanatçı Ufuk Beydemir, Cumhuriyet Meydanı’nı dolduran kalabalığa coşku dolu anlar yaşattı.
Yorumlar (0)