Bülent Okunakol

Diyanetin son Cuma Hutbesi ve kısas üzerine

Bülent Okunakol'un 'Diyanetin son Cuma Hutbesi ve kısas üzerine' adlı köşe yazısı...

DİYANETİN SON CUMA HUTBESİ VE KISAS ÜZERİNE

Gectiğimiz Cuma namazının hutbesinde; " her canın dokunulmazlığı vardır" başlıklı konuya değinildi. Hutbe içeriğinde, insan veye hayvan farketmez her canlının yaşam hakkı üzerinde durulurken, kürtaj gibi, İsrail'in Filistin'de işlediği soykırım ve katliamlar ele alındı. En son bölümünde ise ; ülkemizde sıklıkla işlenen cinayetlerle alakalı idam konusu işlendi. Şiddet ve cinayetlere karşı caydırıcı olması hasebiyle " kısas " uygulaması tavsiye edildi.
Diyanet işleri başkanlığının son Cuma hutbesinde kısas konusu ile ilgili şu mevzulara değinildi:
"Maalesef, Müslümanlar olarak bizler de günden güne İslâmî duyarlılığımızı, ahlâkî hassasiyetlerimizi kaybediyoruz. İnsanlıktan nasibini almamış, kin ve düşmanlığın, hırs ve tamahın esiri olmuş kimseler yüzünden ailede, okulda, iş hayatında ve trafikte şiddet görüntüleri artmaya devam ediyor.

Nice masumlar öldürülüyor, nice yürekler yanıyor. Ancak şu husus asla unutulmamalıdır ki, insanların kalbine Allah korkusu, ahiret bilinci, hesap verme şuuru yerleştirilmedikçe, suçlulara karşı caydırıcı cezalar uygulanmadıkça, kötüler suç işlemeye devam edecektir. Yüce Rabbimizin bu husustaki ikazı gayet açıktır: وَلَكُمْ فِي الْقِصَاصِ حَيٰوةٌ يَٓا اُو۬لِي الْاَلْبَابِ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ “Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır. Umulur ki suç işlemekten sakınırsınız.” Evet, devlet eliyle ve hukuk önünde suçluya uygulanacak olan caydırıcı cezalar, nice masumların canını kurtaracak, nice kavrulan yüreklere su serpecektir. İşte Kur’an’ın tüm insanlığa çağrısı;

“Ey akıl sahipleri! Kısasta sizin için hayat vardır.”

Evet Diyanet İşleri Başkanlığı isabetli bir konuya temas etmiş, son yıllarda amansız bir şekilde artan her türlü cinayetlerin önünü kesmek amacıyla Kuran'ı Kerim, Bakara Suresi, 178. ayette buyrulan;

" Ey iman edenler, öldürülenler hakkında size kısas yazıldı (farz kılındı). Emrini hatırlatıyordu.

Diyanet makamı bu önemli konuyu paylaşırken, sanırım bir konuyu atlamış oluyor.

Öncelikle bu mevzunun muhatabı cami cemaatından daha ziyade; siyasiler, kanun koyucular, iktidar mensupları, idam yasasını sırf AB norm yasalarına uymak, onlara şirin görünmek uğruna kaldıranlar olmalıydı değil mi?

Bu konuda zavallı halkımızın ne gibi yaptırımı olabilir ki ?

SİZ HUTBE MAKAMI OLDUĞUNUZ GİBİ AYNI ZAMANDA FETVA MAKAMISINIZ

Sayın Diyanet Reisimize buradan sesleniyorum.
-Siz hutbe makamı olduğunuz gibi,
-aynı zamanda " fetva makamısınız. Bunun için o makamlardasınız. Ülkemizin huzur ve barışını, insanımızın can güvenliğini sağlayacak çok önemli bir konuyu çıkın bir fetva olarak açıklayın.
İdarecilerimize haykırın, kısas konusunun önemine binaen konuşun bunun farz ve bir " nas" olduğunu hatırlatın.
" ortada nas var sana, bana ne oluyor ki?" deyin...
Sizden beklenen budur. Kısas konusu ülkemiz için şu an öyle elzem bir hâle gelmiştir ki;
-sadece bir hutbe konusu olarak geçiştirelemez.

İDAM YASASI İÇİN REFERANDUM

Bu hakikati sadece hutbe mevzuu yanında, siyasilere ve İdarecilerimize karşı da dile getirebilme, bir duruş ve cesaret sergileyebileceğiniz konusunda ise kuşkularımız olduğu da bir gerçektir maalesef !...
Halkımızın idam konusunda kararı gayet nettir.
İdam yasası geri getirilmelidir.
Gerekirse bu konuda bir " referanduma " gidilebilir.
Ne dersiniz sayın Diyanet yetkilileri varmısınız ?