
DÜŞMAN MI , İNSAN MI?
Uzun yıllar önce Bismil’de yaşanan buruk bir hâtıra bana bir gerçeği hatırlattı: İnsanlık, en beklenmedik yerden çıkabilir!
Yıl 1996, yaz mevsimi. Güneşin Güneydoğu'yu kavurduğu günlerde, Samsun ilinden iki uzman doktora, Bakanlık “Olur’u” ile, bir aylık “geçici görev” çıktı. Çarşamba Devlet Hastanesi’nden ben ve Samsun Devlet Hastanesinden Genel Cerrahi Uzmanı Dr. İrfan Bey…Daha yirmi dört saat bile dolmadan, kendimizi yolda bulduk.
Bismil Devlet Hastanesi’ne vardığımızda gördük ki, orada bizden başka uzman hekim yoktu. Birkaç pratisyen doktor, bir yandan hastanede çalışıyor, bir yandan da o yılların ‘geleneği’ olarak özel muayenehanelerinde hasta bakıyorlardı.
İlk günlerden itibaren halkın bize karşı olan sıcaklığını, içtenliğini hissettik. Gözlerde bir güven, sözlerde bir saygı vardı. Belki de beş vakit namazımız, bazı insanların içindeki “bu da bizden biri” hissini pekiştiriyordu.
Hastanede, ücretini dernekten alarak, kadrosuz çalışan bir şoför vardı: Şeyhmus. Otuzlarına yakın, esmer, biraz heybetli, bakışları derin… Tanımayanın içini ürpertecek bir havası vardı ama tanıdıkça anladık; Şeyhmus da bize karşı hep sıcak, samimi davrananlardandı.
Zaman zaman hastane koridorlarında, ya da personel odasında, örgütten, gerilladan söz ederdi. Ne demek istediğini biliyorduk. Ama biz bu konuların kıyısına bile yaklaşmazdık. Çünkü o topraklarda herkes, her an bir taraf gibi görünebilirdi. Onlar da, bizim yanımızda devlet aleyhine tek kelime etmezdi. Sessiz bir dengeydi bu; karşılıklı bir suskunluk anlaşması.
Bir öğleden sonra , Şeyhmus yanımıza geldi:
“Abi, mesai bitince sizi Hükümet Konağı yanındaki çay bahçesine götüreyim mi?” dedi.
Samimiyetin ilerlemesinden cesaret alarak güldüm ve;
“İyi de Şeyhmus, orada birileri bizi ‘taramasın’ sonra!”dedim.
Gülümsedi, yüzüne hüzünle karışık bir ciddiyet geldi:
“Yok hocam. Olur mu öyle şey? Kime kurşun sıkılacağını iyi bilir bizimkiler. Arı kovanına çomak sokmazsanız, kimse size zarar vermez. (İnandık sanki!..) Hem siz doktorsunuz!”
Neyse…Gittik o akşam. Bismil’in yıldızsız gecesinde, demli çaylarımızı yudumladık. Laf lafı açtı. Şeyhmus sordu:
“Kaç çocuğunuz var hocam?”
Şaka yollu: “Sekiz” dedim.(Aslında iki…)
Hiç unutamadığım o cevabı verdi:
“Yapma be hocam! Ben de sizi farklı düşünmüştüm. Bu konuda bizden bir farkınız yokmuş.”
Zaman geçti, görev süremiz doldu. Gidiş günü geldi çattı: 17 Ağustos 1996. Ankara uçağımız Diyarbakır’dan saat 13.00’te kalkacaktı. Saat 10.00’da Bismil’den hareket eden minibüse yetişmemiz gerekiyordu. Ama biz bavulları hazırlayıp indiğimizde, minibüs çoktan gitmişti. Arabada boş koltuk kalmadığı için beklememişler…
Telaş sardı bizi. Taksi mi tutsak derken, bir araba önümüzde “zınk” diye durdu. Genç bir şoför başını uzattı:
“Hocam, Şeyhmus abi gönderdi beni. Sizi Diyarbakır’a götüreceğim.”
Biz de saflık edip bindik hemen. İrfan Bey arka koltukta ben önde. Yolda konuşup duruyoruz ama aklım şoförde. Ya yolumuzu değiştirirse? Ya silahlı bir grup karşımıza çıkarsa? Kendi kendime söyleniyorum: “Hay Allah, neden ben de arka koltuğa oturmadım ki?”
Ama hiçbir şey olmadı. Şoför bizi doğruca Diyarbakır’da Kaleiçi’ne bıraktı. İndiğimizde sevinçten gözlerimiz yaşlıydı. Elimizi cüzdana attık: “Borcumuz ne kadar?”
Genç adam yüzümüze baktı:
“Parayı Şeyhmus abi ödedi, hocam,” dedi.
Şaşırmıştık…
50 km.lik yol ve özel araba!..
Çarşamba’ya döner dönmez, hemen Şeyhmus’u aradım. Teşekkür ettim. Zaten aldığı üç kuruş maaşla geçinmeye çalıştığını, bu iyiliğin ona pahalıya patladığını söyledim.
Cevabı hâlâ kulaklarımda çınlıyor:
“Hocam siz de buraya gelip bize o kadar hizmet ettiniz ya... Biz ne yaptık ki? Sizin yerinizde biz olsak, siz de aynısını yapmaz mıydınız?”
Gülümsedim telefonda: “Yapardık tabii...”
Ama yapar mıydık gerçekten?
Yoksa, “bize ne” mi derdik?
Bilmiyorum...
2025
Ramazan Canural'ın 'Bir ilçenin kalbine dokunmak...' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Siyasi üslupta geçmişten günümüze yolculuk' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Makus talihi tersyüz eden lider: Gazi M. Kemal Atatürk' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Marifet isimde mi uygulamada mı?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Allah'a borç verebiliyor musun?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Ozan Nihat'a saygı gecesi' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'Şafak söktü yine Sunam uyanmaz' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Ramazan Canural'ın 'İkinci beyninize özen gösteriyor musunuz?' adlı köşe yazısı... Devamı
Erzurum'un Aşkale ilçesi, düşman işgalinden kurtuluşunun 106. yıl dönümünü coşkuyla kutladı.
İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney, Tahran'da oyunu kullandı ve tüm İranlıları sandığa gitmeye çağırdı.
Kırklareli’nin düşman işgalinden kurtuluşunun 101. Yıl dönümünde Manuş Baba konseri gerçekleşti.
SAMSUN (İHA) – Doğa Koruma ve Milli Parklar 11. Bölge Müdürlüğü tarafından 2023 yılında Samsun’da av koruma ve kontrol çalışması kapsamında 65 kişiye 537 bin TL, Hayvanları Koruma Kanunu kapsamında ise 20 kişiye 227 bin TL idari para cezası kesildi.
Tekirdağ Çerkezköy Namık Kemal Bulvarında bir eğlence mekanında başlayan ve sokağa taşan husumetlerinin kavgasında kan aktı. Kavgada vücuduna 3 kurşun isabet eden M.Y. yaralanırken, olayla ilgili U.G., M.K ve T.K polis ekipleri tarafından kısa sürede yakalanarak gözaltına alındı. Yaralı M.Y’nin durumunun iyi olduğu öğrenilirken, olayla ilgili soruşturma başlatıldı.
Burdur Valisi Türker Öksüz, Cumhuriyetimizin 100. yıl kutlama etkinlikleri kapsamında İl Jandarma Komutanlığı ve İl Emniyet Müdürlüğü tarafından kurulan stantları ziyaret etti.
Yorumlar (0)