İĞRENİYORUM... UTANIYORUM !..
Siyonist İsrail'in Gazze'de son günlerde yapmış olduğu katliamlar, öldürülen, kurşuna dizilen, gazeteciler, sağlık personelleri, atılan bombaların, füzelerin tesiriyle bedenleri göğe kadar fırlayan masum, sivil yüzlerce her yaştan insan ve bebekler !..
Son katliamlar öyle bir hâl aldı ki; bir insan nasıl bu kadar canavarlaşabilir ? Bu katliamları yapanlar insan olabilir mi ? gibi sorularla kendi kendimize konuşurken kahroluyoruz !
Çaresizlikler içinde ancak gözyaşları içinde kardeşlerimiz için dua, zalimler için beddua etmek geliyor elimizden...
Bu korkunç vahşetleriyle; Nemrutları, Firavunları, Neronları, Sitalinleri, Hitlerleri aratan Netanyahu denen zalimle ve onun işbirlikçi, destekçisi Trump ve diğer emperyalistlerle aynı cinsten yaratık olmak, insan olmaktan iğreniyorum !
Aynı dünyada yaşamaktan, aynı havayı teneffüs etmekten sıkılıyorum.
Nefret ediyorum !
Öbür yandan zulme uğrayan, vahşice katledilen, açlığa ve susuzluğa mahkum edilen, bi ilaç kimsesiz, tarihte arenada aslanların önüne atılan köleler misali çaresiz insanlar !
Onlar bizim kardeşlerimiz ...
Tarihi, dini, milli ve insani bağlarımızın, haklarımızın olduğu kadim coğrafyamızın emanetleri, kutsal beldelerimizin kahraman bekçileri ...
Onlar bizim kardeşlerimiz.
" Müminler ancak kardeştir” ( Hucurat ) ayeti kerimesinde buyurulduğu gibi bizim din - i mübin - i İslâm'dan kaynaklanan bir kardeşliğimiz var. Aynı dini, aynı imanı, aynı inancı, aynı değeri paylaşmaktan doğan kardeşliğimiz...
"Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. "
Hadisi Şerifinin manasında biz Müslümanlara tüm bu vahşet ve katliamlar karşısında ancak üzülmek, ağlamak ve kahrolmak mı düşüyor ?
Bu bağlamda birey olarak, bir Müslüman olarak çaresizlikten kaynaklı inanılmaz bir utanç ve vicdan azabı içirisindeyiz !..
Ya devlet olarak ?
Acaba üzerimize düşen vazifeleri ne derece yerine getirebildik ?
Kınamalar, mitingler, protestolar, diplomatik girişimler, temaslar dışında !.
Daha düne kadar ticaretimizi sürdürmüşüz. Gemilerimiz her türlü envarterle İsrail limanlarını aşındırmış.
Bu ticaretimiz açığa çıkınca da ; uluslararası ticari hukuk mazeretine sığınmışız.
Gelen yoğun toplum baskısı karşısında ticaretimizi durdurmuşuz !
Ne kadar utanç verici !
Hani Filistin " kırmızı çizgimiz idi" ?
Bir taraftan milyonları Galata Köprüsünde toplayacaksınız,
Kahrolsun İsrail ! diye bağıracak, her türlü laneti yağdıracak, öbür yandan ticaretinizi sürdüreceksiniz.
Sadece sözde, sloganlarda, pankartlarda kalan, eyleme geçmeyen samimiyetten uzak bir Filistin davası !
Hâlâ siyasi, diplomatik ilişkilerimizi sürdürdüğümüz katil, hukuk tanımaz, insanlıktan çıkmış bir İsrail !
Bir Hristiyan İtalya kadar insancıl, duyarlı, vicdanlı, bir o kadar tutarlı ve cesur olmak için neyi bekliyoruz ?
Ve hâlâ İsrail ve ABD ye hizmet eden, ülkemiz topraklarında onlarca askeri üsler...
En azından Kürecik ve İncirlik' i kapatamazmıyız?
Allah rızası için İsrail'in can damarı olan " en sadık müttefikimiz" her zaman yanımızda olduğunu deklare eden kardeş Azerbaycan'a ait petrol boru hattının vanasını kapatamazmıyız ?
Biliyorum gene;
uluslararası ticari hukuki anlaşmaların yükümlülüklerinden bahsedeceksiniz !
Katil İsrail şu ana kadar hangi uluslararası, BM, Lahey Adaleti Divanı vb. kurum ve kuruluşların hangi hukuki kararlarına riayet etti ?
Dünyada hak - hukuk ve adalet mi kaldı ?
Şunu net olarak görüyoruz.
İsrail'in ana hedefi " arz ı Mevud " ve nihai hedefi Türkiye'dir !
Biliyoruz ki; bu hedefi İsrailli yetkililer dahi dile getirmekte bir beis görmüyorlar !
Ayrıca defalarca söylenmişti. Gazze düşerse, Suriye düşer.
Suriye düşerse sırada; Türkiye, İran ve Irak var diye...
İşte Suriye düştü. İsrail adım adım işgalini sürdürüyor. Ve....İsrail Türkiye için " komşumuz " ifadesini kullanıyor !
Daha ne olsun...
Korkarım. Dün Esad'ın devrilmesi için her şeyi yapanlar, zafer kazandık zannedenler, bayram ilan edenler yarın pişmanlık ve nedamet duygularını dile getirecek, oturup gözyaşı dökecekler !..
Tarihin seyri değişmez tıpkı;
Irak'da, Saddam, tıpkı Libya'da Kaddafi sonrası olduğu gibi...
Türkiye bulunduğu jeo politik, jeo stratejik konumu gereği hep hedeftedir.
Onun için şimdiden İsrail, ABD ve avenesine karşı (bazılarına göre hâlâ radikal olan) her türlü tedbiri almak zorundayız.
Bu işin şakası yok !
Etrafımızda ki çember her geçen gün daralıyor !
Bunun için iç barışı sağlamalı, gündelik, suni gündemlerle, kavgalarla vakit geçirmeyi bırakmalı, Fatih Sultan Mehmet Han'ın " istiyorsan sulhü salah, askerlerim hazır silah !" sözünde de ifade edildiği gibi ; kahraman, şanlı silahlı kuvvetlerimizi zinde, güçlü, savaşa hazır hâle getirip, motivasyonunu yüksek tutmalıyız.
Hatta ve hatta tedbiren yedek ihtiyat askeri gücümüzün bir bölümünü göreve çağırmalı caydırıcılık unsuru olarak kullanmalıyız. Sonra asıl sorunlarımızın çözümlerine yönelmeliyiz...
Gün Mili Birlik ve Beraberlik günüdür.
Etrafımızda cereyan eden son politik ve askeri gelişmeler, bazı kardeş,Türk Devletlerinin, en sadık zannettiğimiz İslam ülkelerinin tutumları hayal kırıklığı oluşturmakta, Türkiye büyük bir yanlızlaştırılmanın içerisine itilmektedir !
Unutmayın !
Bize Başka vatan yok !
Başka Türkiye yok !
2025
Bülent Okunakol'un 'Gazze'nin feryadı Tesellimiz şehadetin eşsizliği kahrımız ümmetin sessizliği!' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'İğreniyorum.... Utanıyorum!...' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Suriye Türkmenleri kaderine mi terkediliyor? Suriye'de neler oluyor?' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un BENİM GİBİ DÜŞÜNMÜYORSAN DÜŞMANIMSIN ! VOLKAN KONAK'IN ARDINDAN adlı Köşe Yazısı Devamı
2025
Bülent Okunakol'un RAMAZANIN HAZZINI ALMAYAN BAYRAM SEVİNCİNİ DUYABİLİR Mİ ? köşe yazısı Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Az kalsın dinimi 30 kuruşa satıyordum !' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Yaşanmış öyküler Seni görünce hem dua ediyorum hem beddua edesim geliyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'Ülkemiz suni gündemlerle kaosa mı itilme isteniyor?' adlı köşe yazısı. Devamı
2025
Yaklaşık 8 ay önce Gölhisar İlçesine atanarak vazifesine başlayan Kaymakam Emre ÇİFÇİ'yi makamında ziyaret ederek ilçe gündemine dair bir sohbet gerçekleştirdik. Devamı
2025
Bülent Okunakol'un 'İyilik yapalım ama nasıl? Muhteşem bir hikaye' adlı köşe yazısı... Devamı
Burdur'da düzenlenen "Gazze Ölüyor Ayağa Kalk" temalı yürüyüş ve basın açıklamasıyla İsrail'in Gazze'de sürdürdüğü saldırılar protesto edildi.
ABD Başkanı Donald Trump, Gazze Şeridi’ndeki esirler konusunda İsrail ve Hamas ile görüştüklerini belirterek, "Onları geri getirmeye yakınız" dedi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi’ne yönelik son saldırılarında en az 9 kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
İsrail ordusunun Gazze Şeridi'nin kuzeyindeki Beyt Lahya'ya insansız hava aracı (İHA) ile gerçekleştirdiği saldırıda 3'ü gazeteci olmak üzere 9 kişi hayatını kaybetti, çok sayıda kişi yaralandı.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, "İslam dünyası Gazze’nin yanında olmalıdır. Bu sebeple, Gazze'yi İslam dünyası imar etmelidir. Gazze’nin güvenliğini sağlamak için derhal İslam ülkelerinin de içinde bulunduğu ‘Gazze Barış Gücü’ adıyla bir askeri güç kurulmalıdır" dedi.
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) Devlet Başkanı Şeyh Muhammed bin Zayed Al Nahyan, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio ile gerçekleştirdiği görüşmede, Filistinlilerin topraklarından çıkarılmasına yönelik planı reddettiklerini belirtti.
Yorumlar (0)