Saygıdeğer okuyucularım,
Allah izin verirse, “Memleket Meselesi” köşemizle NNC Haber bünyesinde sizlerle birlikte olmaya çalışacak, dünya ve memleket meseleleri üzerinde şahsi düşüncelerimizi paylaşmaya gayret edeceğiz.
Öncelikle bana sizlere hitap etme, düşünce ve fikirlerimizi sizlere aktarmama vesile olan can dostum, güzel insan, gazeteci üstadımız İbrahim Nanecioğlu’na ve bölgemizde etkinliği her geçen gün artan medya grubu NNC Haber’e teşekkürlerimi ifade etmek isterim.
Bu ilk yazımızda yaklaşmakta olan milletvekili ve cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili düşüncelerimi dile getireceğim.
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz günlerde imzalayarak resmen seçim tarihini 14 Mayıs olarak açıklamasından sonra artık ülke olarak tam bir seçim havasına girmiş bulunuyoruz. Muhalefet partilerinden oluşan Millet İttifakı da zaten çoktan seçim çalışmalarını başlatmış, bu partilerden aday olmak isteyen milletvekili aday adayları uzun zamandır faaliyetlerini sürdürüyorlardı. YSK’nın seçim takvimini açıklamasından sonra artık iktidar ve muhalefet kanadında da çalışmalar hızlanacak aday olmak isteyen şahıslar birer birer ortaya çıkacaklardır.
Alınan seçim kararının memleketimiz adına hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum.
Bu seçimlerin parti seçimlerinden ziyade; bu partilerin oluşturduğu “bir ittifaklar seçimi” olacağı gözüküyor. Millet ittifakında Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı açıklanmış durumda. Altılı masaya yedinci bir sandalyenin eklenmesi söz konusu olamayacağı belirtilirken; bazı partilerin masada olmaksızın Millet İttifakına dahil edileceğini zannediyorum. En azından bu partilerin liderleri bu ittifaktan milletvekili olarak meclise gireceği öngörülmektedir.
Millet İttifakının geçirdiği oluşum serüveni muhakkak çok kolay olmadı. 6 birbirine benzemez partiyi bir araya getirebilmek, birlikte seçime gitmek elbette Türkiye’de görülmüş ortak bir siyasi hareket tarzı değildi. Kılıçdaroğlu’nun bu çabaları, kendisini cumhurbaşkanı adayı yaparak başarısını taçlandırmış gözüküyor.
Millet İttifakı’nı oluşturmak elbette çok kolay olmadı demiştik. Özellikle Saadet Partisi, İyi Parti ve Gelecek Partisi gibi muhafazakâr, İslamcı gelenekten gelen partiler yanında ülkücü camianın temsilcilerinin, Marksist, sosyalist ve sosyal demokrat çizgiden gelen CHP’nin bu kesimlerin temsilcileriyle bir araya gelmesi, birlikte hareket ederek seçime gidiyor olmaları Türk Siyaseti açısından çok önemli bulunmakta. Çünkü bir araya gelen bu partilerin temsilcileri geçmişte birbirleriyle kıyasıya mücadele etmiş, 1980 öncesi anlamsız bir şekilde silahlı çatışmalarda bulunmuş şahısların evlatları ya da bir kısmı bizzat bu kavgada bulunmuş şahıslardır. Bu bağlamda bu birliktelik büyük önem arz etmektedir.
Elbette böyle bir ittifak kurulurken her partinin tabanından değişik itham ve eleştiriler gelmemiş değildir. Her kesimin marjinal noktalarından ve çevrelerinden bu ittifaka yönelik “ihanet suçlamaları” yapılmış, liderlerin davayı sattığı iddiaları dile getirilmiştir.
Kılıçdaroğlu’nun “CHP’yi sağa kaydırmakla suçlanması yanında 5 milliyetçi, muhafazakâr parti tarafından CHP’nin kuşatıldığı, genel başkanın esaret altına alındığı” iddiaları yapılmıştır. Tüm bu iddialara rağmen Kılıçdaroğlu hedeflediği ittifakı tüm zorluklara rağmen seçime doğru götürmekte ve kendisi de cumhurbaşkanı adayıdır.
Millet İttifakında yer alan diğer partilerde özellikle ülkücü, milliyetçi gelenekten gelen MHP’den kopmuş, İyi Parti, İslamcı, muhafazakâr, milli görüş temsilcisi Saadet Partisi de benzer iddialarla itham edilmektedir. Kısacası bu ittifakın oluşması, birlikte seçime gidiliyor olması geçmiş, alışa geldiğimiz siyasi zihniyete göre; bir imkansızın başarılması olarak gözüküyor.
Seçimlerde kilit parti olarak gözüken HDP’nin hangi ittifakta yer alacağı kanaatimce net değildir. Şahsi öngörüm HDP, bir bakarsınız Millet İttifakında, bir bakarsınız Cumhur İttifakında.
Yapılacak pazarlıklar, verilecek tavizler HDP’nin ittifak seçimini belirleyecektir. Bakmayın siz hariçten gazel okumalara.
Millet ve Cumhur İttifakları dışında kalan meclis dışı partiler de eğer kendilerine bu ittifaklar içinde yer bulamazlar ise; kendi aralarında 3. Bir ittifakı kurarak ayrı bir ittifakla seçime gideceklerini düşünüyorum.
Görelim Mevla’m neyler….
2024
Bülent Okunakol'un 'İnsanlık ölmüş ahlak kayıp, vicdan firarda!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Benim Zaferimin Ne Değeri Olabilirki ? Bülent Okunakol'un Benim Zaferimin Ne Değeri Olabilirki ? Köşe Yazısı Devamı
2024
Bülent Okunakol'un Benim Zaferimin Ne Değeri Olabilirki ? Köşe Yazısı Devamı
2024
Şampiyonlar ligine Fenerbahçe'den sonra Galatasaray' da vasat bir takıma elenerek veda etti. Ekonomik değerler,oyuncu kalitesi ve kulüp kapasitesi olarak bizim takımların 10 da 1 i dahi etmeyen sıradan takımlara elenen kulüplerimizin aldığı bu sonuçlar tek kelimeyle bir futbol ayıbı olduğu kadar bir skandaldır da. ( !.........) Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Gölhisar sevilen 'ahisi' A. İhsan Okatan'ı kaybetti' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Orda bir köy var uzakta. - 1 - Gölhisar Asmalı Köyü' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Günümüzde sanayii ve teknolojik alanda ki ilerlemeler dünyanın yaşam kültürü ve kalitesi üzerinde olumlu yada olumsuz gelişmelere neden olabiliyor. Kapitalizmin altın çağını yaşadığı dünyada ve ülkemizde özellikle son dönemlerde kırsaldan - kente olan göçlerin temelinde bu gerçeği görmek mümkün. Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Ben olsam kovardım' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Öncelikle İran ve İsrail'in ciddi bir savaşa gireceğini inanmıyorum. Neden? Devamı
2024
Bülent Okunakol'un 'Türk Milleti olarak bizim neyimiz eksik?' adlı köşe yazısı.. Devamı
Yorumlar (0)