Taceddin Akbaş

28 Şubat pismodern darbesinin dayatmalarından biri olan '12 yıllık' zorunlu eğitim kalkmalı

Taceddin Akbaş'ın '28 Şubat pismodern darbesinin dayatmalarından biri olan '12 yıllık' zorunlu eğitim kalkmalı' adlı köşe yazısı...

Taceddin Akbaş

28 ŞUBAT PİSMODERN DARBESİNİN DAYATMALARINDAN BİRİ OLAN ‘’12 YILLIK’ ZORUNLU EĞİTİM KALKMALI

Ünlü 28 Şubat (5’li) çetesinin hazırlayıp uygulamaya koyduğu ’12 yıllık zorunlu eğitim sisteminin’ öğrenciler üzerinde hiçbir yararı olmadığı gibi, tam tersine zararları görüldü ve bu zaralar uzman öğretmenler, eğitmen ve eğitimciler tarafından doğrulandı! Yani, 28 Şubat Postmodern Darbecilerinin gemlerini azılarına aldıkları, dedikleri dedik, çaldıkları düdük olduğu yıllarda çıkarılan bir kanunla 1997-1998 öğretim ve eğitim yılından itibaren uygulamaya konulan ‘zorunlu eğitim yasası’ ile 5 yıllık ilkokul ve 3 yıllık ortaokul eğitimi birleştirilerek 8 yıllık kesintisiz bir ilköğretim dayatması yapılmıştı!

28 ŞUBATÇILARIN KENDİLERİ… GİTTİ! ANCAK, ‘12 YILLIK ZORUNLU EĞİTİM UYGULAMALARI 27 YILDIR DURUYOR

Bendeniz, Mevla’ya emanet biri ikiz 3 erkek evlat ve biri kız 6’da torun sahibi bir ebeveyn olarak, üniversite de okuyan ve bitirenler hariç, ilkokul, ortaokul ve liselerde okuyan evlat ve torunlarımın tüm öğretim ve eğitimleriyle yakından ilgilendim veya ilgilenmeye çalıştım, ilgilenmeye de devam ediyorum elhamdülllâh… Ve 12 yıllık zorunlu eğitimin, eğitimin kalitesini yükseltmediği gibi, tam tersine düşürdüğünü ve öğrencileri hayattan uzaklaştırdığını, üretim ve meslek edinmekten alıkoyduğunu bizzat müşahede ettim. O nedenle bir 28 Şubat ürünü olan sistem behemehal gözden geçirilmeli, işinin ehli ve millî duygulara sahip olan öğretmen, eğitmen ve eğitimcilerle istişare edilmeli ve çok daha ideal, yararlı ve hayırlı bir sistem bulunup uygulamaya konulmalı! Çünkü, 27 yıldır, kesintisiz, tâvizsiz bir şekilde ve sanki bir matahmış gibi uygulanan sistem ahlâkî yozlaşmaya neden olduğu gibi, öğretim eğitim kalitesini de düşürdü! Çünkü, bu sistem, okullardaki şiddet, devamsızlık, sigara, alkol, hattâ uyuşturucu kullanımını kolaylaştırmış, dolayısıyla da hem başarıyı düşürmüş hem de ahlâk ve maneviyattan habersiz bireylerin yetişmesine neden olmuştur!

MİLLÎ EĞİTİM SİSTEMİMİZ DE YA DA MÜFREDAT KONUSUNDA KÖKLÜ ve İSÂBETLİ DEĞİŞİM ŞART

Tam bir 28 Şubat dayatması olan ‘12 yıllık zorunlu eğitim sistemi’ öğrencileri öğretimden ve velîlerinden koparıp uzaklaştırdığı gibi, kötü alışkanlıklara yönlendirip tembelliğe, dolayısıyla da işsizliğe neden oldu maalesef. O nedenle, adı ‘zorunlu eğitim’ olsa da kendisi tam bir 28 Şubat dayatması olduğu için, 2025-2026 Öğretim ve Eğitim Yılının başlamasına kadar bu sistem değiştirilmeli ve ilk 5 yıldan sonraki öğretimler isteğe bağlı hâle getirilmeli… Ve rastgele ya da tutturabildiği bir üniversiteye yönlendirilen, hattâ mecbur bırakılan öğrencilerin işsiz ordusuna katılmalarının önüne geçilmeli…

MESLEK LİSELERİ DAHA AKTİF VE DAHA CÂZİP HÂLE GETİRİLMELİ VE ÜNİVERSİTELERİN.. ARA ELEMAN… YETİŞTİRMELERİ.. TEŞVİK EDİLMELİ!

28 Şubat pismodern darbecilerinin sırf İmam-Hatip Liselerinin ve Kur’an Kursları’nın yollarını kesmek maksadıyla zorunlu hâle getirdikleri 12 yıllık zorunlu eğitim sistemi, 27 yıldır uygulanıyor, ama millî eğitimimize 27 kuruşluk faydası ya da katkısı yok, olması da mümkün değil zaten! Çünkü niyet hâlis olmadığı gibi yöntem veya sistem de bozuktu!

SANATKÂRLARIN NESİLLERİ TÜKENMEK ÜZERE!

Kasacısı ve açıkçası, malum sistem, sanayiden tarıma, hizmet sektöründen teknolojiye, ilme, bilime ve fenne varıncaya kadar birçok alanda ülkemizin ihtiyacı olan ara eleman yetişmemesine neden olmuş; dolayısıyla da başta sanayide çalışan ustalar olmak üzere berber-kuaför, terzi ve tesisatçı gibi ustalar bulmak, bulunsa bile sây ve sayılarının azlığı nedeniyle ulaşmak imkânsızlaştı. O nedenle, öğrenciler 4-5 yıllık ilkokul döneminden sonra istidatları-kabiliyetleri doğrultusunda ve maddi manevi getirisi yüksek olan mesleklere yönlendirilmeli-meslekler teşvik edilmeli ve ilkokuldan sonra okumak istemeyen öğrencileri zorunlu bir eğitime-zorlamaya tâbi tutmak yararlı olmadığı gibi, kolay da değildir… Onun için ilkokuldan sonra okumaya devam etmek istemeyen öğrencileri zorunlu eğitim ya da öğretime tabi tutmak-mecbur etmek yerine, meslekî eğitim merkezlerine yönlendirmek akıllıca bir yol olur!

OĞLUMUN BİRİNDE BEN DE HATA YAPTIM!

Mevlâya emânet biri ikiz 3 oğlumu da ben evimizin yanında-yakınında bulunan bir okulda veya ağabeyimin yöneticisi olduğu bir okulda okutmak yerine (ki, 3’üde bu iki okuldan birinde öğrenim görmek istiyordu) 3’ünüde evimizin çok uzağında olan bir okula gönderdim. Ve diğer ikisi varsa da, büyük oğlumuz sanatkâr yaradılışlı olduğu, sanatı ve teknolojiyi çok sevdiği için, gönülsüz olarak gittiği okulun orta okulunu zer zor bitirdi. Ama lisesinin birinci sınıfında sınıfta kaldı… Biz de ertesi yıl o oğlumuzu eski adı Sanat Okulu ya da Sanat Mektebi, şimdiki adı ise Endüstri Meslek Lisesi olan bir okula gönderdik ve zorunlu olarak gittiği eski okulunda sınıfta kalan oğlumuz, yeni okulunda, yani Endüstri Meslek Lisesi’ni başarıyla ve takdirle bitirdi. Ki, kredili sistem gibi bir ucube bir sistem olduğu için, daha kredisini doldurmadan Türk Standardları Enstitüsü’nde (TSE) ve mesleği ile alâkalı bir bölümde motor teknisyeni olarak işe başladı. Daha sonra da Açık Öğretim Fakültesi’nde 4 yıl okuyarak otomotiv teknikeri olarak işine devam etti! Yani, bazı velîler gibi ben de bir hata yaptım ama oğlumun gayreti ve dostlarımın referansları sayesinde hatamın telâfisini yapabildim

Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; Millî Eğitim sistemimiz millîleştirmeli ve en azından, eskiden olduğu gibi 5+3+3 olarak yeniden düzenlenmeli. Ve ilk eğitimin ilk 5 yılı zorunlu, geriye kalan 6 yılı ise öğrencilerinin istidatlarına-kabiliyetlerine bakılarak yapılmalı! Yani 5 yıllık zorunlu eğitimi bitiren bir öğrenci, kâbiliyetine, yeteneği ya da istidâtına, hattâ beğendiği bir meslek okulunu yönlendirilmeli’ diyor, herkese ‘zorunlu değil, gönüllü’ saygılar sunuyorum.

ZORLA MUHABBET OLMADIĞI GİBİ, ZORLA DA GÜZEL

SEVİLMEZ! Ve GÖNÜLSÜZ AŞ YA KARIN AĞRITIR YA BAŞ

Atasözü

KİMSEYE ZORLA SEVDİREMEZSİN KENDİNİ… Anonim

TUTUNAMADIĞIN DALDA YAPRAK OLMAYA ÇALIŞMA!

Charles Bukowski

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Taceddin Akbaş Diğer Yazıları

13
ARALIK

2025

Hakemler 'Harama Hile' katmışlar!

Taceddin Akbaş'ın 'Hakemler 'Harama Hile' katmışlar!' adlı köşe yazısı... Devamı

11
ARALIK

2025

Önemli olan haftaları kutlamak değil, ruhuna uygun davranmak

Taceddin Akbaş'ın 'Önemli olan haftaları kutlamak değil, ruhuna uygun davranmak' adlı köşe yazısı... Devamı

10
ARALIK

2025

Akran zorbalığı mı ekran zorbalığı mı?

Taceddin Akbaş'ın 'Akran zorbalığı mı ekran zorbalığı mı?' adlı köşe yazısı... Devamı

09
ARALIK

2025

İnsanlığın öldüğü bir dünyada İnsan Hakları Günü'nü kutlamak

Taceddin Akbaş'ın 'İnsanlığın öldüğü bir dünyada İnsan Hakları Günü'nü kutlamak' adlı köşe yazısı... Devamı

08
ARALIK

2025

Özür dile(me) gününde kaç kişiden özür diledik?

Taceddin Akbaş'ın 'Özür dile(me) gününde kaç kişiden özür diledik?' adlı köşe yazısı... Devamı

05
ARALIK

2025

Maduro, Trump'ı madara etti!

Taceddin Akbaş'ın 'Maduro, Trump'ı madara etti!' adlı köşe yazısı... Devamı

04
ARALIK

2025

'Dünya Kadın Hakları Günü'nün 'Türk Kahvesi ve Toprak Günü'nün günümüzdeki yeri, anlamı ve önemi

Taceddin Akbaş'ın ''Dünya Kadın Hakları Günü'nün 'Türk Kahvesi ve Toprak Günü'nün günümüzdeki yeri, anlamı ve önemi' adlı köşe yazısı... Devamı

03
ARALIK

2025

Madencilerin 'Günleri Kutlu Olsun' ve hiçbirinin burnu dahi kanamasın!

Taceddin Akbaş'ın 'Madencilerin 'Günleri Kutlu Olsun' ve hiçbirinin burnu dahi kanamasın!' adlı köşe yazısı... Devamı

02
ARALIK

2025

'Engelsiz engelli' olmayalım engellileri ve hediyeleşmeyi hiçbir zaman unutmayalım!

Taceddin Akbaş'ın ''Engelsiz engelli' olmayalım engellileri ve hediyeleşmeyi hiçbir zaman unutmayalım!' adlı köşe yazısı... Devamı

01
ARALIK

2025

Bu 'Ara tatil ve zehirlenmeler nereden çıktı' bir bilen var mı?

Taceddin Akbaş'ın 'Bu 'Ara tatil ve zehirlenmeler nereden çıktı' bir bilen var mı?' adlı köşe yazısı... Devamı

İlgili Haberler

15 Temmuz’da darbecilerin ZPT’sini kullanarak güvenlik güçlerine yardım etti
Bölgesel

15 Temmuz’da darbecilerin ZPT’sini kullanarak güvenlik güçlerine yardım etti

15 Temmuz hain darbe girişiminde Malatya’da darbecilerin kullandığı zırhlı aracı güvenli bölgeye çeken Mustafa Özbey, o gece polislerle birlikte operasyona katıldığını belirterek, "Vatan için ölüme de vardım" dedi.

 Darbeye direnişin ve zaferin hikayesi ATÜ’de konuşuldu
Bölgesel

Darbeye direnişin ve zaferin hikayesi ATÜ’de konuşuldu

Adana Alparslan Türkeş Bilim ve Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Adnan Sözen, 15 Temmuz hain darbe girişiminin yıldönümü programında, "O gece sergilenen direniş, Türk milletinin demokrasiye olan bağlılığını tüm dünyaya göstermiştir" dedi.

Kula'da uyuşturucu satıcılarına darbe: 7 şüpheli yakalandı
Bölgesel

Kula'da uyuşturucu satıcılarına darbe: 7 şüpheli yakalandı

Manisa'nın Kula ilçesinde uyuşturucu ile mücadele kapsamında İlçe Emniyet Müdürlüğü ekipleri tarafından düzenlenen operasyonlarda 7 şüpheli gözaltına alındı.

CHP Bucak'tan sert açıklama 'Sivil Darbe Girişiminin Karşısındayız!'
Bölgesel

CHP Bucak'tan sert açıklama 'Sivil Darbe Girişiminin Karşısındayız!'

CHP Bucak İlçe Başkanlığı, Ekrem İmamoğlu ve diğer isimlerin gözaltına alınmasını "sivil darbe" olarak nitelendirerek sert bir açıklama yaptı.

Malatya’da suç örgütüne büyük darbe
Bölgesel

Malatya’da suç örgütüne büyük darbe

Malatya’da 6 ay süren takip sonucunda büyük birçok suça karışan örgüte darbe vuruldu.

Bucak'ta jandarma affetmedi! 5 ayrı adres didik didik arandı
Bölgesel

Bucak'ta jandarma affetmedi! 5 ayrı adres didik didik arandı

Burdur'un Bucak ilçesinde jandarma ekipleri, 21-25 Ekim 2024 tarihlerinde geniş çaplı narkotik operasyon düzenleyerek çok sayıda uyuşturucu madde ele geçirdi. Altı şüpheli gözaltında. Operasyon detayları için tıklayın.