Uzmanlar ve yetkililer ne der ne söyler veya ne ederler bilmiyorum ama, ben şahsen ‘diğer il, ilçe ve bölgelerimiz ile ülke genelimiz varsa da Akdeniz’in incisi, birçok yararlı ve hayırlı şeyin birincisi durumunda olan ilimiz Burdur bu yıl oldukça ılık, ancak karsız yağmursuz bir kış geçirdi maalesef! Bu durum da, yürüyen ve uçan haşerelerin ölmemelerine, dolayısıyla da her zamankinden daha fazla üremelerine neden olabileceği gibi, arı ölümlerine de yol açmasından endişeleniyorum!’ Yani geçtiğimiz kış ayında, mevsim normallerinin üzerin de seyreden hava sıcaklığı ve yaşanan kuraklık dolayısıyla ‘’Yalancı Bahar” diye tâbir edilen bir kış geçiren genelde ülkemiz, özelde de ilimiz ve bölgemiz bu kışı karsız ve yağmursuz geçirdiği gibi, Nisan yağmurlarından da nasibini almadı-alamadı maalesef! Bu durum da haşerelerin hızlı bir şekilde üremelerine ve zamanından önce yuvalarından çıkmalarına, dolayısıyla da başta insanlar olmak üzere hayvanlarımıza, bağ ve bahçelerimize, bitki, meyve ve sebzelerimize musallat olmalarına neden olabilecektir…
Büyük bir tevâfuk olmalı ki, ben tam yazımın burasına geldiğimde Osmaniye Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emin Gaffaroğlu’ndan benim görüş ve düşüncelerimi teyit eden bir açıklama geldi. Başkan Gaffaroğlu, yaptığı yazılı açıklamasında arıların kovanlarından vaktinden önce çıkması nedeniyle yorulmalarına, tarla ve bahçelerde kullanılan bazı zirai ilaçların ise arıların zehirlenerek ölmelerine neden olabileceğini hatırlatmış…
Komşu ilimiz Antalya gibi büyük bir sebze ve meyve ambarı durumunda olan ve bilhassa kavunu karpuzuyla ünlenen ve Çukurova Bölgesi’nin illerinden biri olan Osmaniye Arı Yetiştiricileri Birliği Başkanı Emin Gaffaoğlu yaptığı bahsime konu açıklamasında, arıcılar olarak hava sıcaklıklarının normalin üzerinde seyretmesini, ‘’Yalancı Bahar’’ olarak adlandırdıklarını ifade etmiş ve “Sıcaklıkların zamansız gelmesi arıların zamanından önce kovanlarından çıkmalarına ve çok uçmalarına neden oluyor. Normalden fazla uçtuğu zaman da arılar güç kaybediyorlar, dolayısıyla da ömürleri kısalıyor. Arılar, kış mevsiminde üremedikleri için de ölenlerin yerine yenileri gelmiyor! Yetişkinler uçmaya devam ediyor. Bu da sürekli arı kayıplarına neden oluyor…” demiş.
Arıların ömürlerinin çalışmayla orantılı olarak azaldığını ya da çoğaldığını da hatırlatan Emin Gaffaroğlu, “Bilim insanları, ‘çalışan arıların ömürlerinin 20 ilâ 40 gün arasında değiştiğini, çalışmayanların ve dinlenen arıların ise 8 aya kadar yaşayabildiklerini’ söylüyorlar. Zamanından önce güç kaybı olunca da arılar çok zayıf ve yorgun düşüyor, dolayısıyla da hem verimden düşüyorlar hem de vaktinden önce ölüyorlar…” demiş.
Her neyse, tam bilmiyorum ama arı ve arıcılık konusu İlimizi fazla ilgilendirmiyor olabilir… Ancak haşere konusu İlimizi yakından ilgilendirir. Ve ben fakir gibi şehir merkezinde zorunlu ikâmete tâbi olan, Mehmed Akif Caddesi’ne yakın bir noktada (çay kenarında), eski ve ‘küçük bahçeli’ bir evde de oturan, köyünde de az çok, iyi kötü arazisi bulunan kişiler neyse ne amma; ilçelerde, belde ve köylerde oturan, çiftçilikle iştigal eden veya ziraatla uğraşan insanların evleri yerleri bu yaz yoğun bir haşere istilâsına uğrayabilir! Bu ve bu gibi nedenlerden dolayı, ilçelerin ve beldelerin belediyeleri ya da ilgili kurum veya kuruluşları ne yapar ya da yapmazlar onu bilmiyorum ama, Burdur Belediyesinin, geçtiğimiz yıllara göre bu yıl hem elini daha çabuk tutması hem de şehrin tamamını ve sık sık etkili ilaçlarla dezenfekte etmesi, ilaçlaması gerektiğini ya da gerekeceğini ön görmenin zor olmadığını biliyorum!
Uzun lâfın kısası ve meselenin hülâsâsı; hamamböceği, karınca, bit, pire, tahtakurusu ve kene cinsinden olan ve yürüyen haşerelerle mücadele etmek; uçan haşereler cinsinden olan, mesela, kara sinek, sivri sinek, at ya da et sineği, tatarcık, eşek arısı ve sarıca arı gibi haşerelerle mücadele etmekten biraz daha kolay olmalı… Çünkü, uzmanlar haşerelerin, kokuları 200 metre mesafeden alabildiklerini, dolayısıyla da ve bilhassa uçan haşerelerin ilaçlanmakta olan noktalardan hızlı bir şekilde uzaklaşarak kendilerini kurtarabildiklerini ya da koruyabildiklerini; o nedenle ilaçlamaların bu ihtimaller göz önüne alınarak yapılması gerektiğini hatırlatıyorlar…
Bendeniz de ‘hatırlatması benden, yapılıp yapılmaması ise ilgililerden ve yetkililerden’ diyor, sevgili okurlarımdan, aşağıda iktibas ettiğim ‘tedbir’ konusundaki uzman görüşlerini gözden geçirmelerini diliyor, herkese ‘haşeresiz’ saygılar sunuyorum.
TEDBİR GİBİ AKIL, GÜZEL HUY GİBİ ASÂLET OLMAZ!
Hz. Muhammed (sav)
AKIL SONRADAN AH ÇEKMEK İÇİN DEĞİL, DÜŞÜNÜP
TERBİR ALMAK İÇİNDİR… Mevlâna Celâleddî-i Rûmî
AKILLILIK DERSEN TEDBİR GİBİSİ; ASÂLET DERSEN
GÜZEL HUY GİBİSİ VE ZENGİNLİK DERSEN KANAAT
GİBİSİ YOKTUR… Beydaba
IŞIĞI ÖNÜNE AL, YÜRÜ! GÖLGENDEN İSTER GELSİN
İSTER GELMESİN… Arif Nihat Asya
GÜNDÜZ KANDİLİNİ HAZIRLAMAYAN, GECE
KARANLIĞA RAZI DEMEKTİR… Cenap Şahabettin
UZAĞI DÜŞÜNMEYEN ADAM, ACIYI YANIBAŞINDA
BULUR… Konfüçyüs
TEHLİKELER ÇOĞU KEZ, HAYALCİLERİN
TEDBİRSİZLİĞİNDEN VE DİKKÂTSİZLİĞİNDEN
ORTAYA ÇIKARLAR… Jules Verne
BİZ FARKINA VARMASAK DA HER FIRTINAYI
HAZIRLAYAN TABİAT ŞARTLARI MUTLAKA
ÖNCEDEN BİRİKMİŞTİR. FIRTINA BİR SONUÇTUR.
AKIL, FIRTINA TOPLANIRKEN ONU GÖRMEK VE
TEDBİR ALMAK İÇİN BİZE VERİLMİŞ BİR ARMAĞANDIR
Ve ASIL TEHLİKE OLAN, ‘ECELE FAYDASI YOK’ DİYE
KORKUYU GÖRMEZDEN GELİP TEDBİRSİZ
DAVRANMAKTIR..! Buket Uzuner
TEDBİRDE AŞIRIYA KAÇMANIN KORKAKLIK ANLAMINA
GELDİĞİNİ, KORKAKLIĞIN İSE BAŞARISIZLIĞIN ANASI
OLDUĞUNU, AYRICA TEMBELLİĞİN İNSANI
TÜKETTİĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ? Yavuz Bahadıroğlu
TEDBİR DAİMA BİLGELİĞİN ARACIDIR. Patrick Rodhvuss
ZORLUKLARI BERTARAF EDENLER, DAHA ZORLUK
MEYDANA ÇIKMADAN TEDBİRLERİNİ ALANLARDIR.
DÜŞMANA GALİP GELENLER DÜŞMANA HAZIR
OLMADAN SALDIRANLARDIR… Sun Tzu
BEKLENMEDİK OLAYLAR BEKLENMEDİK TEDBİRLER
GEREKTİRİR… Cassandra Clare
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Geciken adalet adalet olmadığı gibi! Geciken tasarruf da tasarruf olmaz' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir farenin kurtardığı yuva' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Aile günü, hava şehitleri anma günü ve gençlik haftası hakkındaki düşüncelerim' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hemşirelerin haftaları kutlu kendileri de hastaları da mutlu olsun' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Dünya çiftçilerin günleri kutlu bizim çiftçiler hep mutlu olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Vakıflar haftamız kutlu hayatımız vakıf olsun(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Anneler Günü'nü kutlarken analarımızı unutmayalım(!)' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Genelde '365 gün ve 52 hafta', özelde de haftalarında engellileri unutmayalım!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu yaz yoğun bir haşere tasallutuna maruz kalabilir ve zamanından önce arı ölümlerine şahit olabiliriz!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)