Varlarsa ve hayatta iseler ve herhangi bir engelleri yoksa eğer, insanların ilk öğretmenleri anneleri babaları, nineleri dedeleri, kardeşleri ve diğer yakınları olur… Daha sonra yine varsa eğer, ya dadıları, ya bakıcıları, kreş, ya hazırlık sınıfı ya da kurs, ilk ve orta, lise, lisans, yüksek lisans, doktor, doçent ve profesör hocaları gelir! Ki, zaten hayatın ta kendisi bir öğretmen-öğreten ve aynı zamanda eğitmendir-eğitendir… O nedenle ben başta ilk öğretmenim ve eğitmenim olan merhum annem ve babam olmak üzere vefat etmiş olan tüm öğretmenlerimize ganî ganî rahmetler diliyor; yaşayan öğretmenlerimizin günlerini yürekten kutluyor, tamamına sağlıklı sıhhati, afiyetli ve sevdikleriyle birlikte hayırlı uğurlu uzun ömürler diliyorum…
Şimdi de kutsal, dolayısıyla da bir peygamber mesleği olan öğretmenlik mesleği ile ilgili nâçiz görüş ve düşüncelerimi siz sevgili okurlarımla paylaşmak istiyorum:
YA ÖĞRENEN OL, YA ÖĞRETEN OL, YA DİNLEYEN OL. YA DA ONLARI SEVENLERDEN OL. AMA SAKIN
BEŞİNCİSİ OLMA! YOKSA HELÂK OLURSUN! Hadis
Bu altından da değerli olan sözlerin sahibi sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’e, nakli de Muhaddis Teberâni Hazretlerine ait…
Bu altın sözlerden sonra ben nâçiz de,
HERKES YA BİR ÖĞREMENDİR, YA DA ÖĞRENCİ
VEYA HERKES YA BİR USTADIR, YA DA ÇIRAKTIR
DEĞİLSE ASALAKTAN BAŞKA BİR ŞEY DEĞİLDİR!
diyorum…
Çünkü yukarıda da ifâde etmeye çalıştığım gibi bir insan ya bir öğretmendir, ya da öğrencidir. Ve hemen herkes bir şeyin ustası, eğiticisi veya çırak ya da kalfasıdır… Bunların hiçbiri olmayan-olamayan kişi ise tam bir asalaktır!
Her neyse, öğretmeni kendimce tarif ettikten sonra şimdi de öğretmenlik mesleği üzerinde durmak istiyorum:
BANA BİR HARF ÖĞRETENİN 40 YIL KÖLESİ OLURUM
Bu söz de 4 büyük Halifeden biri ve dördüncüsü, aynı zamanda Peygamber Efendimiz (sav)’in sevgili damadı olan Hz. Ali’ye (r.a) ait. Yani koskoca bir Halîfe bile kendisine bir harf öğreten kişinin, daha doğrusu öğretmeninin kırk kıl kölesi olabileceğini söyleyerek öğrenmenin ve öğretmenin önemini özetliyor!
Bu cümleden hareketle, öğretmenlerimiz bizim kreş veya hazırlık sınıfından tutun ilkokula dolayısıyla da A’dan Z’ye ve üniversiteye, Elif Ba’dan lâmelifye’ye kadar öğreten, kimimizi hâfız, hoca, kimimizi profesör, bakan, başbakan ve Cumhurbaşkanı yapan; kısaca öğretmenlerimiz bizlere bir şeyler öğreten, bir yerlere gelmemize vesîle olan müderrislerimizdir, muallimlerimizdir. O nedenle onların değil elleri, ayakları öpülse yeridir! Onun için, onlar benden ister büyük olsunlar, ister küçük, hepsinin ellerinden öpüyor, tamamına saygılar sunuyorum…
BİZİM ETLERİMİZ ÖĞRETMENLERİMİZİN İDİ
ÇOCUKLARIMIZIN KEMİKLERİ DE ONLARAN
Babamız merhum bizleri okullara kaydettirirken, öğretmenlere veya okul idarecilerine ‘bizim evlâtrarımızın etleri sizin, kemikleri bizim olsun’ diyerek kaydettirmişti… Ben ise işi daha da ileriye götürmüş ve biri ikiz 3 oğlumu okullara kaydını yaptırırken, öğretmen veya okul yöneticilerine “Eti de sizin olsun, kemiği de sayın hocalarım’ diyerek kaydettirmişimdir. Ki, kısa bir süre Aile ve Sosyal Politikanlar Bakanlığı yapan Prof. Dr. Ayşen Gürcan’ın da mezunu bulunduğu İlkokulu’nun (Sakarya İlkokulu) Okul Aile Birliği ve Okul Yaptırma ve Yaşatma Derneği’nin Başkanlığını yürüttüğüm sırada bile hiçbir öğretmenin mesleği ile alâkalı işine karışmamışımdır! Ayrıca, üniversite kayıtları hariç, oğullarımın 5’i ilk okul, 7’si lise (İHL) olmak üzere okullarına vardığım zamanlarda evlâtlarımın ders notlarının değerlendirmesini öğretmenlerine bırakmış, sadece hal ve gidişleri, ahlâkî durumları ile ilgilenmişimdir. Bunun nedeni de öğretmenlik mesleğine duyduğum sevgi, saygı ve güvenden dolayıdır…
ÖĞRETMENLERE GEREKLİ DEĞER VERİLMELİ
VE ÖĞRENCİLER LÂYÜSEL YETİŞTİRİLMEMELİ
Bizim kuşağın öğretmenleri ve okul yöneticileri, öğrencilerini gerektiğinde cezalandırdıkları, gerektiğinde de mükâfatlandırdıkları gibi, öğrenci velîleri de öğretmenlerin işlerine asla karışmaz, kesinlikle öğretmen-öğrenci arasına girmezlerdi… Hal böyle olunca öğretmen öğrenci ve velî ilişkilerinde gerektiğinde otorite sağlanır, gerektiğinde müşfik, ama her zaman iyi bir diyalog oluşturulurdu… Ancak şimdi öğrencilerin bir kısmı nazlı niyazlı, bir kısmı ise imtiyazlı..! Geriye kalan kısmı da imtiyazlı velîlerin ve öğrencilerin havalarından geçiniyor… Ve bu durum karşısında ne yapacaklarını veya öğrencilerine nasıl davranacaklarını bilemeyen, kontrpiye de kalan öğretmenlerimiz iki arada bir derede kalıp bocalıyorlar… O nedenle ben ‘öğretmenlere gerekli etki, yetki ve hak ettikleri değer verilmeli ve öğrenciler ise lâyüsel, sorumsuz bir şekilde yetiştirilmemeli. Yani evlatlarımızın ‘eskiden olduğu gibi’ etini kemiğini teslim etmek yerine, öğretmenlere emânet edilmeli… Dolayısıyla da hem öğretmenin ve okul idaresinin otoritesi sarsılmamalı, hem de öğrencilerin izzetinefisleri ile oynanmamalı!
Velhâsıl-ı kelâm, hülâsâ-i netice; ‘hemen her özel gün gibi “24 Kasım Öğretmenler Günü”de sıradanlaştırılmadığı gibi, sevgi ve saygıdeğer öğretmenlerimize gerekli (maddî mânevî) destekler verilmeli… Verilmeli ki, geleceğimizin teminâtı durumunda olan evlâtlarımız heba edilmemeli!’ diyor, herkese ‘öğretmenli’ saygılar sunuyorum.
DEKİ; HİÇ BİLENLERLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?..
Zümer Sûresi, âyet 39
ALLAH, İÇİNİZDEN ÎMAN EDENLERİN VE KENDİLERİNE
İLİM VERİLENLERİN DERECESİNİ YÜKSELTİR…
Mücâdele Sûresi, âyet 58
İLİM, HAYRIN EN ÖNEMLİ VE EN FAZÎLETLİSİDİR…
İLİM, BÜTÜN HAYIRLARI İÇİNDE TOPLAR VE CENAB-I
HAKK İLİM EHLİNDEN RAZI OLUR… Hadis-i Şerif
DÜNYANIN HER TARAFINDA ÖĞRETMENLER, İNSAN
TOPLULUĞUNUN EN FEDÂKÂR VE EN MUHTEREM
UNSURLARIDIR… K. Atatürk
ÖĞRETMEN KANDİLE BENZER. KENDİNİ TÜKETEREK
BAŞKALARINA IŞIK VERİR! Rufini
ÖĞRETMEN İKİ DEFA ÖĞRENMEK DEMEKTİR. J. Joured
GELECEK GENÇLERİN, GENÇLER İSE ÖĞRETMENLERİN
ESERİDİR… Anonim
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Promosyon Ödemelerine Standart Getirilmeli Ve Emekli Aylıklarına Seyyanen Zam Yapılmalı!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Kütüphane Haftasından ve Tiyatro Gününden n'aber?!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın '‘Su Günü’ Geçti, Ancak Susuz Kalma İhtimâlimiz Geçmedi!!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu Seçimlerin Sonucunu Partiler Veya Adaylar Değil, Cepler Belirleyecek!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ekonomiyi ’Altüst Eden…’ Âmillerin Başında Krediler Ve Kartlar Geliyor' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İsrail Filistin topraklarına gece değil, gündüz kondu' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Nevruz Bayramı, şiir ve down sendromu farkındalık günü' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Cumhuriyetçi Özdemir'de 'Diyanetin karşısında, şarabın yanında yer almış!'' adlı köşe yazısı. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Özdemir İnce'den Diyânet'e Tepki! Şarap Fetvası Tartışma Yarattı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bugün, Çanakkale'nin imankale yapılışının 109. sene-i devriyesi!!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir işin içine üç 'SA’dan biri girerse o işte muhakkak bir bit yeniği olur!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)