Tün dünya ülkelerinin ve insanlarının bildiği, bazılarının kahrolarak, bazılarının zevk alarak, bazılarının ise belgesel izler gibi izlediği İsrail’in Gazze soykırımı bu ayın 6’sında bir yılına, 7’sinde de 8. Yılına girecek maalesef! Bir yıl aradan sonra İran’ın güyâ ‘ezelî ve ebedî düşmanım’ dediği İsrail’e fırlattığı füzeler ise ‘İsrail tarafından’ hiç birin isabet almadığı ve o füzelerin bir tek asker veya sivilin ölümüne dahî neden olmadığı iddia ediliyor… Ben orasını bilmiyorum ama İran Yönetiminin İsrail ile horoz dövüşü yaparak iç kamuoyunu tatmin etmeye, dolayısıyla da bozuk mezhebini ve ne idüğü belirsiz rejimini korumaya çalıştığını sanıyorum… Nedenini, niçinini ve nasılını ise aşağıda îzah etmeye çalışayım:
CİA Word Fectbook’un verilerine göre, İranlıların yaklaşık yüzde 90-95’i kendilerini resmi devlet mezhebi olan Şiilik ile, yaklaşık 5-10’u ise Sünnilik ile tarif ediyor…
Ve bilindiği gibi İran 1941’den 1979 yılına kadar, koyu bir Batı yanlısı olan Şah Muhammed Rıza Pehlevi tarafından yönetildi. Yani Pehlevi İran da 40 yıla yakın görevde kalmış ama bu görevde kalmasını kendi kurduğu bir istihbarat teşkilâtı olan SAVAK’a borçlu imiş… Ve O’nun yönetiminde her İranlıdan biri SAVAK Ajanı imiş ki, bunun böyle olduğu bir hikâye ile hicvedilir!
Hikâye şöyle: İranlının biri öldüğünde ve sorgu melekleri kendisine ‘Rabbin kimdir?’ diye sorduklarında o kişi de (haşâ) “Rabbim Şah’tır!’’ şeklinde cevap vermiş! Üst üste 3 sorgularına da aynı cevabı alan melekler durumu almamak için o kişiyi Cenab-ı Hakk’ın huzuruna götürmüşler ve aynı soruyu orada da yöneltmişler… Ancak, aynı İranlı bu sefer ‘’Rabbim Allah’tır” (c.c) demiş… Durum karşısında şaşıran melekler, ‘aynı soruyu biz de defalarca sorduk ama sen her seferinde bize ‘’Rabbim Şah’dır” dedin, neden böyle yaptın?’ diye sormuşlar! O kişide sorgu meleklerine şu ilginç cevabı vermiş:
İran da Şah’ın SAVAK’ı insanların ruhuna öyle derinlemesine nüfuz etmiş olmalı ki, bir İranlı öldüğünde bile melekleri Şah’ın ajanı sanıyor… Çünkü o dönmede her iki İranlıdan biri SAVAK ajanı imiş veya SAVAK’a çalışan kişi imiş! Dolayısıyla da İranlılar herkesten-her şeyden, hattâ kendilerinden bile şüpheleniyorlarmış…
Bizim Allah (c.c) iman ve inancımıza ve sünnî mezhebimize göre Sahihi Buhari, Ebû Müslim ve Ebu Davud gibi sahih Hadis Alimlerimiz ve bunların bizlere naklettikleri hadis kitaplarımız vardır ve biz o âlimlerin bildirdiklerine göre amel ederiz… Ancak, Îranlıların veya Fârisîlerin yüzde 90’ı-95’i kimin yazdığını veya uydurduğunu bilmediğim bir kitap olan, güya hadis rivayet eden Kitabu’l Kâfi adlı bir kitaba amel eder, hayatlarını o kitabın tarif ettiği Dîne ve mezhebe göre tanzim veya dizayn eder ve ona göre yaşarlar… Ki, İsrail’in Başbakanları Netanyahu olmak üzere korsan ve terörist İsrail’in Siyonist yöneticileri de zaten tahrif edilmiş Tevrat’a göre, Siyonist olmayan tüm insanların, (buna çoluk çocuk, kadınlar kızlar ve yaşlılar dâhil) öldürülmesi gerektiğine inanıyorlar… Yani sapık ve Siyonist Yahudiler Siyonist olmayan herkesi öldürerek Tanrı’yı kıyamete zorlamak istiyorlar! Tıpatıp aynı olmasa da, İran’ın Şii yöneticileri de İsrail’inkine benzer bir mezhepten oldukları için çelik çomak oynuyorlar, dolayısıyla da iyi niyetli vatandaşlarını kandırıyorlar!
Her neyse; buraya kadar aktardıklarım gerçekçi dış politika uzmanlarından ve ilgili kitap yazarlarından edindiğim intibalardır… Şimdi de kendi görüş ve düşüncelerime geçmek istiyorum:
Şöyle ki; Filistinli Hamas Lideri Heniyye ile Lübnan’ın Hasan Nasrrullah’ın yerlerini çok az sayıdaki kişinin veya yol arkadaşının bildiği ve son derece korunaklı olduğu iddia edilen mekânlarda bularak şehid eden korsan ve işgalci İsrail Devletinin Siyonist ve soykırımcı Netanyahu’nun askerleri bu mekânı ancak içerideki ajanları veya bölgedeki casusları vasıtasıyla; bunların başları da yine İtrail’in (!) dış istihbarat ve eli kanlı örgütü MOSAD aracılığıyla öğrenmiş olma ihtimali oldukça yüksektir… Ve bu ajan veya casuslarda ülkesinin millî menfaatlerinin ve ülkesi için savaşan komutanların yerlerini İslâm Ülkelerinin ve gizemli liderlerinin yerlerini MOSAD gibi İslâm, din diyanet düşmanı bir ülkenin örgütüne bildirerek ve dünyanın en aşağılık bilgisini vererek binlerce masum insanın katline yardımcı olmuşlar demektir!
Hasîlı; yine inanılır güvenilir kaynaklara göre İran’ın yüzde 95’i Şii veya Şia mezhebinden ve bu mezhebin müntesipleri de devlet yönetiminin Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed (sav)’den sona Hz. Ali (r.a)’ye ve O’nun soyundan gelenlere ait olduğu fikrine inanıyorlar… Dolayısıyla da 4 Hakk mezhebin dışında kalıyorlar… O nedenle Sünnî Müslümanlardan ayrı düşünüp ayrı kararlar alıyorlar. Ki, İran arada bir efeleniyor, İsrail’e tehdit yağdırıyor, bazen de İsrail’e füze yağdırarak bilmem kaç İsrail askerini öldürdüğünü iddi ediyor! Sonunda bir bakılıyor ki, İran İsrail ile tamamen danışıklı bir dövüş yapıyor, dolayısıyla da bunu da rejimini korumak için yapıyor!
Uzun lâfın kısası, meselenin hülâsâsi, genelde dünya, özelde de Ortadoğu’nun ipi itlerin elinde! O nedenle Cenab-ı Allah bizim encamımızı hayır eylesin ve biz büyükler ve mücrimlerin olmasa bile sabi çocukların, piri fanilerin, mecnunların ve hayvan haşerelerin hatırına insanlık ve islâm âlemini bu şeytanlardan ve şeytanlaşmış yönetimlerin elinden korusun ve kollayıp gözetsin!’ diyor, herkese saygılar sunuyorum.
SAHİPSİZ VATANIN BATMASI HAKTIR.
SEN SAHİP ÇIKARSAN BU VATAN BATMAYACAKTIR!
YİĞİTLİK DÎNİ, KAHRAMANLIK DÎNİ, GAYRET DÎNİ,
ANCAK MÜSLÜMANLIKTIR. HAKÎKİ MÜSLÜMANLIK
EN BÜYÜK KAHRAMANLIKTIR… M. Akif Ersoy
KENDİLERİNİ HAKK İLE MEŞGUL ETMEYENLER,
BÂTIL İLE İŞGAL EDİLMEYE MAHKÛM OLURLAR!
Özlü sözler
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Sevgili okurlarımdan, '2-3 haftalığına' izin istiyorum' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Hem evlenenlerin sayısı hem de nüfusumuz azalıyor' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bahçeli, 'Sana söylüyorum kızım gelinim sen anla...' dedi!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'BM'nin yaşı 80, gramı ise 80 kuruş' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bedeni açarak medeni olunamayacağı gibi; soyunarak da çağdaş olunamaz!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yavuz Savcı, yenidoğan çetesini bastırmış!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Deniz ateş alır mı? almaz! Ya alacak olur n'olur? Onu da bekleyip göreceğiz!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İmam Hatipliler'in haftaları kutlu tüm İmam Hatipliler mutlu olsun!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş 'Mülakat olmalı ama torpil olmamalı!' adlı köşe yazısı... Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Yoksullukla mücadele gününde olsun yoksulları unutmayalım!!' adlı köşe yazısı... Devamı
Yorumlar (0)