Sahabenin büyüklerinden, ünlülerinden, âlim, hatip ve söz ustalarından biri olan Hasan-ı Basrî Hazretleri, “Eğer siz sahâbeleri görmüş olsaydınız onlara ‘deli!’ derdiniz; Onlar da sizi görselerdi ‘bunlar mûmin değil’ veya ‘deli’ ve ‘bunların âhiretten bir nasipleri yok’ derlerdi!’ buyuruyor…
Ben mücrim de, bâzen, günümüz insanının, hattâ Müslüman’ının giyinişine, kuşanışına, yiyişine içişine, davranışına, hal ve gidişine, kısaca yaşayışına-yaşantısına bakıyor ve ‘Müslüman’ıyla münâfığla, genciyle yaşlısıyla, kadınıyla kızıyla ve tabii ki erkeğiyle Hasan-ı Basri Hazretlerinin kastettiği ya da işaret ettiği toplum bu toplum mu acaba diye bazen paniğe kapılıyor, bazen dehşete düşüyorum! Sözü şimdi de son birkaç yılın siyasi partilerinden ya da yöneticilerinden oluşan ittifaklara getirmek istiyorum:
Şöyle ki; bizim kuşağın bileceği veya hatırlayacağı gibi, Ülkemizi Ecevit’in CHP’si ile Erbakan’ın partileri tarafından kurulan koalisyon hükümetleri hâriç genelde Milliyetçi Cephe hükümetleri yönetti ama o hükümet ortaklarının tamamına yakını milliyetçi idi… Ki, bu hükümetlerden birinin adı bile ‘Milliyetçi Cephe Hükümeti’ idi!
Ve hepimizin mâlûmu olduğu üzere, Cumhur İttifâkı’nı oluşturan 3 partinin 3’ü de (AK Parti, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi de) milliyetçi muhafazakâr görüşe sahip liderlerden veya yöneticilerden, dolayısıyla da milliyetçi muhafazakâr seçmenlerden oluşuyor… Hal böyle olunca bu ittifak arasında fazla bir ihtilâf çıkmıyor, çıkıyorsa bile bu kamuoyuna yansımıyor-yansıtılmıyor! Yani Cumhur İttifâkı’nın kolu kırılsa bile kırılan kolları yenleri içinde kalıyor! Ancak Millet İttifâkını oluşturan 6 (artı ?) parti yöneticisinin veya hitabettikleri kesimin ya da seçmenlerin dünya veya siyasi görüşleri birbiriyle taban tabana zıt olduğu için olsa gerek, arada bir görüş ayrılıkları veya farklılıkları çıkıyor ve bu ayrılıklar veya farklılıklar Millet İttifâkını oluşturan 6’lı Masayı bazen hafifçe, bazen de kuvvetlice sallıyor, hattâ sarsıyor! Ve ben şahsen bu sallantı veya sarsıntıları olumlu buluyorum… Çünkü ben ‘içinde ortanın en sağından en soluna, en aşırı ucuna varıncaya kadar ve 6-7, hattâ daha fazla ve daha farklı düşünce ve görüşlere sahip olan bir ittifâkın tüm bileşenleri hemen her konuda anlaşabiliyorlarsa orda biraz durup düşünmenin gerekli!’ olduğuna inanıyorum…
Her neyse benim bu günkü konum partilerin oluşturdukları ‘gelip geçici’ ittifaklar değil, ülke genelini oluşturan, oluşturması gereken kişilerin kalıcı ittifakları, güçlü ve millî birlik beraberlikleri olacak!
SÖZ KONUSU VATANSA Kİ, ÖYLE! O ZAMAN GERİSİ
TEFERRUAT OLMALI ve ÜLKEMİZ DE ‘EN KISA SÜRE’
İÇİNDE ‘MİLLÎ BİR İTTİFAK-BİRLİK’ OLUŞTURULMALI
Bu sözü Atatürk ‘Kurtuluş Savaşı öncesinde veya sonrasında’ söylemiş ve çok ta doğru söylemiş… O nedenle ben de ‘ülkemiz bugün 7 düvele, dahilî ve hârici düşmanlara, yerli ve yabancı hâinler karşı millî ve yerli bir mücadele veriyor! Dolayısıyla da bir çeşit ‘Kurtuluş Savaşı veriyor/vermeye devam ediyor!.. O nedenle ben, ‘14 Mayıs 2023 tarihinde yapılması kesinleşmiş gibi gözüken Cumhurbaşkanı ve Milletvekili Genel Seçimleri de hayâtî derecede öneme hâiz bir seçimdir… Ve ülkesini, vatanını yurdunu, devletini milletini, dînini diyânetini seven hiçbir seçmen ‘bir oy’ deyip geçmemeli ve tercihini de en millî, en milliyetçi, en muhafazakâr ve en isabetli ittifaklardan yana yapmalı! Bunun için de seçmen, 14 Mayıs Pazar günü mutlaka sandık başına gitmeli ve gittiğinde de kılı kırk değil, kırk bin kere yarmalı! Çünkü bu sefer söz konusu olan nefsimiz değil, neslimiz, ana vatanımız, baba yurdumuz, asil milletimiz, millî ve büyük devletimiz ile birlikte gönül coğrafyamız; Türk ve İslâm Dünyamız, dînimiz, îmanımız, kısaca îman ehlimiz ve ervahımız! Onun için bilhassa bu gün, bu hafta ve bu aylarda bütün ayrılıklar gayrılıklar bir tarafa bırakılmalı, büyüklü küçüklü ihtilâflar rafa kaldırılmalı; yani esaslarda mukâvim olunmalı, sağlam durulmalı, teferruatlarda ise mülâyim, toleranslı olunmalı!’ diyor, herkese ‘millî’ saygılar, ‘yerli’ sevgiler sunuyorum.
MEVKİLER ÖNCE ALLAH’A (c.c), SONRA DEVLET-İ
ALİYYEYE KARŞI SORUMLULUKTUR…
Kanûnî Sultan Süleyman
DEVLETİ YIKAN TÜM HATANIN ALTINDA
NİCE GURUR GAFLETİ YATAR…
Yavuz Sultan Senim
ÇÖZ DE ARTIK ÖMRÜMÜN KÖRDÜĞÜM OLMUŞ
BAĞINI. BANA ÇOK GÖRME İLÂHİ, BİR AVUÇ
TOPRAĞINI!.. CEHENNEM OLSA GELEN, GÖĞSÜMÜZDE
SÖNDÜRÜRÜZ. BU YOL Kİ HAKK YOLUDUR, DÖNME
BİLMEZ YÜRÜRÜZ!
Mehmed Akif Ersoy
DEVLET İRADESİ İŞLEMEZ OLURSA KİŞİLERİN
ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KORUYACAK HİÇBİR GÜÇ
VE ARACI KALMAZ… BİR ULUSUN ASKER ORDUSU NE KADAR
GÜÇLÜ OLURSA OLSUN, KAZANDIĞI ZAFER NE KADAR YÜCE
OLURSA OLSUN, BİRK ULUS İLİM ORDUSUNA SAHİP DEĞİLSE,
SAVAŞ MEYDANLARINDA KAZANILMIŞ ZAFERLERİN SONU
OLACAKTIR. BU NEDENLE BİR AN ÖNCE BÜYÜK, MÜKEMMEL
BİR İLİM ORDUSUNA SAHİP OLMA ZORUNLULUĞU VARDIR:
K. Atatürk
DEVLET GEMİYE, HALK DA SUYA BENZER. GEMİYİ
TAŞIYAN SUDUR, AMA GEMİYİ DEVİREN DE SUDUR
Konficyus
BİR DEVLETİ KURMAK İÇİN BİN YIL İSTER, YIKMAK
İÇİN İSE BİR YIL YETER…
Napeleon Bonaparte
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Promosyon Ödemelerine Standart Getirilmeli Ve Emekli Aylıklarına Seyyanen Zam Yapılmalı!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Kütüphane Haftasından ve Tiyatro Gününden n'aber?!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın '‘Su Günü’ Geçti, Ancak Susuz Kalma İhtimâlimiz Geçmedi!!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bu Seçimlerin Sonucunu Partiler Veya Adaylar Değil, Cepler Belirleyecek!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Ekonomiyi ’Altüst Eden…’ Âmillerin Başında Krediler Ve Kartlar Geliyor' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'İsrail Filistin topraklarına gece değil, gündüz kondu' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Nevruz Bayramı, şiir ve down sendromu farkındalık günü' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Cumhuriyetçi Özdemir'de 'Diyanetin karşısında, şarabın yanında yer almış!'' adlı köşe yazısı. Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Özdemir İnce'den Diyânet'e Tepki! Şarap Fetvası Tartışma Yarattı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bugün, Çanakkale'nin imankale yapılışının 109. sene-i devriyesi!!' adlı köşe yazısı Devamı
2024
Taceddin Akbaş'ın 'Bir işin içine üç 'SA’dan biri girerse o işte muhakkak bir bit yeniği olur!' adlı köşe yazısı Devamı
Yorumlar (0)