Ruhittin Sönmez

Gençlerimize ne veriyoruz ne bekliyoruz?

Ruhittin Sönmez'in 'Gençlerimize ne veriyoruz ne bekliyoruz?' adlı köşe yazısı...

Ruhittin Sönmez

GENÇLERİMİZE NE VERİYORUZ VE NE BEKLİYORUZ?

Youthall tarafından hazırlanan "Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması"nın 2025 sonuçları Türkiye'de gençlerin durumunun her geçen yıl daha da zorlaştığını gösteriyor. 

Üniversite öğrencilerinin %44,2'si, yeni mezunların ise %76,7'si hâlâ ailesiyle yaşıyor. Bu oranlar geçen yıl, sırasıyla, %40,5 ve %69,7 idi. Bir yılda kaydedilen artış ürkütücü. Barınma maliyetlerinin yükselmesi, yeni mezunların iş bulmakta zorlanmaları bu artışın en önemli sebebi.

Yaklaşık 4,5 milyon genç, ekonomik nedenlerle, kendi ayakları üzerinde duramıyor. Öğrencilerin önemli bir kısmı haftalık yalnızca 750–1000 TL bütçeyle yaşamaya çalışıyor. İş arayan mezunların yarısı ise aylık 4 bin lira ve altındaki gelirlerle hayatını sürdürmek zorunda. 

Aylık birkaç bin liralık bütçeyle yaşamaya çalışan, iyi beslenemeyen, kültürel ve sosyal etkinliklere katılamayan, zihinsel ve fiziksel kapasitesini tam kullanamayan bir kuşak yetişiyor.

Ülkemizde çalışarak okumak imkanı çok azdır. Türk Milleti çocukları için en fedakar olan toplumlardan biridir. Kendisi yoksulluk sınırı altındaki aileler bile "çocuklarım okusun" diye açlık sınırı altında yaşamaya razı olurlar. Bu sebeplerle öğrencilerin yüzde 66'sı ailesinden düzenli maddi destek aldığını açıklıyor. Ancak bu yük sürdürülebilir değil. Bu hem ailelerin hem de ülkenin sırtına binen çok ağır bir yük.

******************************

GENÇLERIN BESLENMESI, ÖZGÜVENI VE GELECEĞIMİZ

Türkiye, gençlerine hayat yolculuğunda eşit kulvar sunamıyor. Kimine düz tartan pistte spor ayakkabılarla koşu imkanı verirken, kimilerini yalın ayak toprak yolda engelli koşu yapmaya zorluyor.

Barınma krizinin, düşük ücretli ve güvencesiz işlerin, artan ulaşım ve gıda fiyatlarının ortasında gençlerin önemli bir bölümü —öğrenciler de mezunlar da— aile evinden ayrılamıyor. Bu durum bilgi kullanma performansından özgüvene, yenilik kapasitesinden verimliliğe kadar ülkenin üretim gücünü etkiliyor.

Yeterli ve dengeli beslenme; dikkat, hafıza, fiziki işlevler ve ruh hâli üzerinde doğrudan etkilidir. Yetersiz protein, demir, vitaminler ve omega-3 alımı; bilişsel esneklik ve öğrenme hızını düşürür, yorgunluk ve depresif belirtileri artırır. Uzun süreli düzensiz beslenme, kas kütlesi ve dayanıklılığı azaltarak fiziksel kapasiteyi geriletir.

FAO raporları protein yetersizliğinin okul başarısını, çocuklarda büyümeyi ve yetişkinlerde işgücü verimliliğini olumsuz etkilediğini açıkça gösteriyor. Genel olarak kişi başına düşen et tüketimi ile kişi başına gelir (GSYH) arasında güçlü bir korelasyon var. Yüksek gelirli ülkelerde kişi başına yıllık et tüketimi 70–100 kg arasıyken, düşük gelirli ülkelerde bu rakam 10–20 kg civarındadır. Türkiye'nin toplam et tüketimi (yaklaşık 30-35 kg) OECD gelişmiş ülkelerin toplam ortalamasının oldukça altındadır.

Elbette kalkınma için beslenme tek başına belirleyici değil, ama önemli bir parametredir. 

Kültür, sanat ve sosyal etkinlikler, gençlerde estetik duyarlılığın ötesinde; iletişim, problem çözme, takım çalışması ve "kendini ifade" becerilerini güçlendirir. Maddi nedenlerle müze/konser/sosyal etkinliklere erişiminin daralması; özgüveni, sosyal sermayeyi ve "ben de yapabilirim" duygusunu törpüler. Özgüveni düşük bir genç, yeni fikir geliştiremez, fikrini pazarlayamaz, risk alamaz. İş hayatında başarılı olamaz.

******************************

GENÇLERİMİZ DÜNYA İLE NASIL YARIŞABİLİRLER?

Türk gençleri dünyanın gelişmiş ülkelerinin gençleri ile medeni yarışa dezavantajlı başlıyor.

Gelişmiş ülkelerin gençleri, besleyici gıdaya, güvenli barınmaya ve zengin bir kültür ekosistemine daha erken ve daha eşit erişiyor. Bu, üniversiteye "farklı kulvarlardan" gelen gençler arasında kapatılamayan bir "başlangıç farkı" yaratıyor. 

Türkiye'de nüfusun büyük çoğunluğunu teşkil eden orta ve alt tabakadan gelen gençler, aynı zekâ ve azimle yola çıksa bile, beslenme ve kültür yoksunluğu —üstüne barınma ve ulaşım stresi— onu sürekli zihinsel yıpranmışlık altında bırakıyor. Sonuçta gençlerinin kapasitesinden yeterince yararlanamayan ülkemiz yarışa geç başlıyor, erken yoruluyor.

Yüksek teknolojiye geçişte zorlanmamız tesadüf değil. Çünkü yüksek teknoloji sadece sermaye yatırımı değil; iyi beslenmiş, özgüveni yüksek, kültürel olarak zenginleşmiş genç zihinler ister.

******************************

TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ İÇİN ALARM ZİLLERİ ÇALIYOR

Son 23 yıldır tek başına iktidarda olan siyasi anlayış, üniversite sayısını artırmakla övünüyor. Bugün Türkiye'de üniversite sayısı çok fazla. Ama bu miktar artışı, nitelikli eğitim ve araştırma altyapısı olmadan sadece diploma enflasyonuna yol açtı. Gençler mezun oluyor, ama iş bulamıyor ya da düşük ücretlere razı olmak zorunda kalıyor. 

İmam Hatip liselerinin yaygınlaştırılması da aynı zihniyetin bir eseri. Ülkenin ihtiyacı yerine, ideolojik hesapların belirlediği bir tercih.

İktidar yıllardır her aileye "en az üç çocuk" sloganını tekrarladı. Fakat gençlere ekonomik bağımsızlık sağlanamayınca evlilik yaşı gecikti, çocuk sahibi olma isteği azaldı. Bugün doğurganlık oranı 1,48'e geriledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan da 23 Mayıs 2025'te yaptığı konuşmada bu tabloyu şöyle niteledi:

"Türkiye'nin doğurganlık hızı, tarihimizde ilk kez 1,48'e gerilemiş durumda. Bu bir felaket. Bu rakam, kritik eşik olan 2,1'in çok altında bir seviyedir."

Ama bu felaket, gökten düşmedi. Gençleri işsizliğe, geçim sıkıntısına ve aile bağımlılığına mahkûm eden politikaların kaçınılmaz sonucudur.

Gençlerin açlığı ve kültürel yoksunluğu sadece bireysel birer dram değil; Türkiye'nin geleceğinin çalınmasıdır. 

Çıkış için şuradan başlayabiliriz:

Gençlerin günlük en az bir sağlıklı öğüne erişimini garanti altına almak. Kültür-sanat erişimini kamusal politika haline getirmek. Barınmayı bir eğitim politikası olarak görmek. İlk iş ve ücretli staj düzenini yaygınlaştırmak... 

Bunlar "sıradan sosyal harcamalar" değildir. İleri teknoloji hedefinin altyapısı için gereklidir. Gençlerin beden ve ruh sağlığı ile özgüvenine yapılan yatırım en verimli, en yüksek getirili yatırımdır.

 

Ruhittin Sönmez

22.09.2025

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Ruhittin Sönmez Diğer Yazıları

04
ARALIK

2025

Apo, Papa, Barzani: Üç ziyaret tek hedef

Ruhittin Sönmez'in 'Apo, Papa, Barzani: Üç ziyaret tek hedef' adlı köşe yazısı.... Devamı

01
ARALIK

2025

Sanayisizleşme devam ediyor

Ruhittin Sönmez'in 'Sanayisizleşme devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı

27
KASIM

2025

İmralı sürecine toplumun rızası yok

Ruhittin Sönmez'in 'İmralı sürecine toplumun rızası yok' adlı köşe yazısı... Devamı

24
KASIM

2025

Yeni Cumhur İttifakının Öcalan Görüşmesi

Ruhittin Sönmez'in 'Yeni Cumhur İttifakının Öcalan Görüşmesi' adlı köşe yazısı... Devamı

17
KASIM

2025

İBB İddianamesi ve siyasetin finansmanı

Ruhittin Sönmez'in 'İBB İddianamesi ve siyasetin finansmanı' adlı köşe yazısı... Devamı

13
KASIM

2025

İman ölçer sahiplerine Nesimi'nin cevabı

Ruhittin Sönmez'in 'İman ölçer sahiplerine Nesimi'nin cevabı' adlı köşe yazısı... Devamı

10
KASIM

2025

Atatürk'ü camilerden kovma histerisi

Ruhittin Sönmez'in 'Atatürk'ü camilerden kovma histerisi' adlı köşe yazısı... Devamı

06
KASIM

2025

Yalanın normalleştiği ülke

Ruhittin Sönmez'in 'Yalanın normalleştiği ülke' adlı köşe yazısı... Devamı

03
KASIM

2025

Toplu iğne psikolojisi

Ruhittin Sönmez'in 'Toplu iğne psikolojisi' adlı köşe yazısı... Devamı

30
EKİM

2025

1948'den bugüne Filistin gerçeği

Ruhittin Sönmez'in '1948'den bugüne Filistin gerçeği' adlı köşe yazısı... Devamı

İlgili Haberler

Burdur'da mezarlıkta tepki çeken görüntüler! Utanmadan bir de el hareketi yapıyor
Bölgesel

Burdur'da mezarlıkta tepki çeken görüntüler! Utanmadan bir de el hareketi yapıyor

Kent merkezindeki mezarlıkta kaydedilen görüntülerde, bir grup gencin oyun oynadıktan sonra içlerinden bir tanesinin farkettiği dubayı alarak havuza attığı, daha sonra kamerayı fark ederek el hareketi yaptığı görüldü. Belediye, mezarlıkların “emanet” olduğuna dikkat çekerek saygı vurgusu yaptı.

Ege Üniversitesi, Sualtı Ragbisi Türkiye Şampiyonası’nda dörtte dört yaptı
Spor

Ege Üniversitesi, Sualtı Ragbisi Türkiye Şampiyonası’nda dörtte dört yaptı

Sualtı Ragbisi U21 Gençler ve Elit Türkiye Şampiyonası’nda Ege Üniversitesi Spor Kulübü; Elit Erkek, U21 Erkek, Elit Kadın ve U21 Kadın takımlarıyla mücadele ettiği dört kategoride de yenilgisiz bir performans sergileyerek dört Türkiye şampiyonluğu kazandı.

Dünya gençleri, Gürsu armudundan kurabiye yaptı
Bölgesel

Dünya gençleri, Gürsu armudundan kurabiye yaptı

Gençler Arası Değişim Programı çerçevesinde yurt dışından Bursa'ya gelen 20 öğrenci, 10 gün boyunca belirlenen ailelerin yanında kalarak Türk kültürünü, örf ve adetlerini yakından tanıma fırsatı buldu.

Manisalı gençler ‘Yeşil Adımlar Projesi’ ile yurt dışına açıldı
Bölgesel

Manisalı gençler ‘Yeşil Adımlar Projesi’ ile yurt dışına açıldı

Manisalı gençler ‘Yeşil Adımlar-Geleceğe Dönüşüm’ Uluslararası Hareketlilik Projesi ile farkındalık oluşturdu. Manisa Gençlik Spor İl Müdürlüğüne bağlı Şehzadeler Gençlik Merkezi’nden 24 genç, proje ile Kosova’daki gençlerle buluştu, geri dönüşüm alanındaki çalışmaları inceledi ve farklı kültürleri keşfetme imkanı yakaladı.

 Thalisson, Gençlerbirliği’nde
Spor

Thalisson, Gençlerbirliği’nde

Gençlerbirliği, Brezilyalı defans oyuncusu Thalisson Kelven Da Silva ile 2 yıllık sözleşme imzaladı.

58. TSYD Ankara Şubesi Kupası’nda başkent derbisi 2 Ağustos'ta oynanacak
Spor

58. TSYD Ankara Şubesi Kupası’nda başkent derbisi 2 Ağustos'ta oynanacak

58. Türkiye Spor Yazarları Derneği (TSYD) Ankara Şubesi Kupası’nda Gençlerbirliği ve MKE Ankaragücü 2 Ağustos’ta karşılaşacak.