Ruhittin Sönmez

İmralı her türlü desteği veriyor

Ruhittin Sönmez'in 'İmralı her türlü desteği veriyor' adlı köşe yazısı...

Ruhittin Sönmez

İMRALI HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYOR

Başlıktaki cümle CB ve AKP Genel Başkanı R. Tayyip Erdoğan'a ait. Kastedilenin İmralı Adası olmadığını, bu adadaki özel hapishanede yatan ağırlaştırılmış müebbet hapis hükümlüsü teröristbaşı Öcalan olduğunu herkes anlıyor.

Böyle olduğu bilindiği halde Cumhurbaşkanının teröristbaşının ismini anmadan "İmralı" üzerinden yorum yapması bilinçli bir tercihtir. Üstelik ortağı Devlet Bahçeli, şahsının ve partisinin geçmişteki bütün ölçü ve değerlerini yıkmak pahasına, teröristbaşını "örgütün kurucu önderi" diye sıfatlandırdığı halde, Erdoğan'ın daha politik bir sıfat kullanması tesadüf değildir.

Erdoğan'ın Öcalan'ın adını anmaktan, "PKK'nın kurucu lideri" gibi sıfatlar kullanmaktan bilinçli olarak kaçınması, son derece hesaplı bir siyasi iletişim stratejisidir.

Çünkü bazı tanımlamalar tepki doğurduğu gibi hukuki sorunlara da yol açabilir. Mesela bir kişiye "yalancı" demek yerine "bilerek doğruyu söylemiyorsun" diyebilirsiniz. Böylece aynı şeyi kastetmiş olursunuz. Fakat hakaret vurgusu ve anlamı oldukça zayıflatılmış olduğundan sorun yaşamazsınız. 

Erdoğan'ın seçmen tabanı içinde, şehit aileleri, güvenlikçi kesimler, MHP seçmenleri, milliyetçi-muhafazakâr dindar kitle yer alıyor. Bu seçmenlerin gözünde Abdullah Öcalan bölücü terör örgütü lideri, binlerce askerin ve sivilin katilidir.

Bu kitleye doğrudan "Öcalan sürece destek veriyor" demek, yoğun bir duygusal kırılma yaratır. Adını anmak, Öcalan'ı bir "müzakere aktörü" veya "meşru lider" gibi sunmak anlamına gelir. Bu da seçmeni yabancılaştırır. 

Aslında iktidar, Öcalan'ı "müzakerenin bir tarafı" haline getirmiş, bir "meşru lider" konumuna taşımıştır. Ağzından çıkanın, yazdığı mesajların devlet ve özel TV kanallarında canlı yayınlanıp, saatlerce yorumlandığı bir siyasi aktördür.

Erdoğan "İmralı" demekle, Öcalan'ın adını hem söyleyip hem söylememektedir. "İmralı" ifadesi hem kim olduğu bilinen hem de adını anmayarak hafifletilen bir kimliktir. Böylece Türk kamuoyunda doğrudan bir şok oluşması engellenmek isteniyor.

Bu üslubun ikinci bir amacı daha olabilir. Öcalan, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası almış bir mahkûmdur. Hükümetin doğrudan adını kullanarak onu aktörleştirmesi, hukuk açısından ciddi bir çelişki doğurur. Bir mahkum teröriste "devletin resmi muhatabı" imajı verilemez.

Erdoğan bu üslubuyla hukuki ve ahlaki sorumluluktan kurtulmaya çalışıyor. O nedenle dolaylı tanım ve referanslarla süreci yürütmeye çalışıyor.

Açık bir "Öcalan'la müzakere süreci" görüntüsü olsaydı, muhalefet derhal milliyetçi bir refleksle direnç gösterebilirdi ve iktidara ciddi zarar verirdi. 

Bu strateji, "Kürt meselesini" "yeni anayasa" ile "kontrollü bir özerklik sürecine" götürmeye yöneliktir. "Kurbağanın suyunu yavaşça ısıtarak, tepki veremeden haşlamak" gibi bir süreç izlenecektir. 

Ama sürecin başarısı için dengeler çok hassastır; küçük bir hata büyük toplumsal kırılmalara yol açabilir.

"Kontrollü özerklik süreci" ya da "demokratik özerklik açılımı" gibi adımlar, toplumun büyük kesimi tarafından olumlu karşılanmazsa geri tepebilir. Üstelik, bu defa 2015'te olduğundan daha derin ve yaygın kırılmalarla sonuçlanabilir.

*********************************

TÜRK HALKI ALDATILIYOR MU?

"PKK ile yeni müzakere sürecinin" içeriğine dair halkımızın ve hatta muhalefet partilerinin bir bilgisinin olmadığı görülüyor. Bunu CHP ve İYİ Parti liderleri başta olmak üzere bütün muhalefet partileri dile getiriyor.

"1. Çözüm Sürecinde" de PKK yetkilileri ile devlet adına MİT yöneticilerinin bir yabancı arabulucu gözetiminde pazarlıklar yaptığını çok sonra öğrendik. Erdoğan başlangıçta müzakerelerin yapıldığını şiddetle reddetmişti. Arka planda verilen tavizler yüzünden, PKK Türkiye içinde fiili kantonlar oluşturabilmişti. Sonuçlarının ne kadar ağır olduğunu biliyoruz.

Şimdi de AKP, MHP, PKK (Öcalan), PKK (Kandil), DEM arasında, içeriğini bunlar ve dış aktörlerin bildiği, muhalefetin ve bizim bilmediğimiz müzakereler yürütülüyor.

Bu gizlilik yetmiyor, Öcalan yerine "İmralı", Karayılan yerine "Kandil" gibi yumuşatıcı ifadeler kullanılarak tepki doğmamasına çalışılıyor.

****

Peki, sürecin bu şekilde yürütülmesi HALKI ALDATMA sayılmaz mı?

Öcalan gibi bir figürü sürece dâhil eder, müzakereleri bizzat yönlendirir ama bunu kamuoyuna açıkça ifade etmezseniz, halktan hoşlanmayacağı bir şeyler olduğunu gizliyorsunuz demektir. Bu halkın bilgi edinme hakkının gaspı, seçmene karşı şeffaflık ilkesinin ihlali anlamına gelir.

Ancak "devlet aklıyla" hareket ettiğini düşünen liderler bunu genellikle şöyle gerekçelendirir: "Bütün kartları açık oynarsam süreç sabote edilir. Sonuç başarıya ulaşınca zaten halk anlayacaktır."

Yani bu yaklaşımın amacı "Toplumu yavaş yavaş ikna etmek ama başlangıçta dirençle karşılaşmamak için adımları örtülü yürütmek" olarak açıklanır.

Peki, bu yöntem etik midir?

Bu tarz gizli yürütülen süreçler kısa vadede rasyonel görünebilir ama uzun vadede demokratik meşruiyeti ve halkın güvenini zedeler.

Bu nedenle: Her aşamada halkla açık iletişim kurulması gerekir. Halkın zekasıyla alay eden söz ve davranışlar halkın yönetenlere olan saygı ve güvenini yıpratır.

Mevcut yöntem ve üslup devam ettiği takdirde, süreç "gizli pazarlıklarla Türkiye'nin bölünmesi planı" olarak algılanır ve toplumsal fay hatlarını derinleştirir.

****

DEM ile "Kent Uzlaşısı" altında seçim işbirliği yaptığı ve bazı DEM'lileri Belediye Meclislerine seçtirdikleri gerekçesiyle 12 CHP'li (2 Belediye Başkanı ve ekipleri) aylardır tutuklu. Bu kişiler "terör örgütü ile işbirliği" ile suçlanıyorlar. İktidar siyasallaşmış yargının tutukluluk kararlarını savunuyordu.

Ama şimdi, aynı iktidar "Terörsüz Türkiye" ambalajıyla doğrudan terör örgütü liderleri ve "PKK'nın Meclisteki uzantısı" dediği DEM Parti ile müzakereleri yürütüyor. Herhalde halkın güvenini kaybetmeyi umursamıyor. 

Son aşamaya kadar "inkâr ve üstü örtme" stratejisi ile gizlenen müzakerelerin sonuçlarını TBMM'de onaylatıp meşrulaştırmak için bir "komisyon" kurmaya çalışıyorlar. Fakat komisyona davet edilen partilerin komisyonun görev kapsamından haberi yok.

Böyle bir yönetim anlayışıyla ülkenin demokratikleşeceğine inanmamız isteniyor.

"Pazarlık yok" diyerek inkar edilen örtülü müzakerelerin de bir gün tutanakları ortaya çıkar. 

Galiba, mutabık kalınan konular açığa çıktıkça uyanacak milli refleksi öngöremiyorlar.

 

Ruhittin Sönmez

24.07.2025

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Ruhittin Sönmez Diğer Yazıları

04
ARALIK

2025

Apo, Papa, Barzani: Üç ziyaret tek hedef

Ruhittin Sönmez'in 'Apo, Papa, Barzani: Üç ziyaret tek hedef' adlı köşe yazısı.... Devamı

01
ARALIK

2025

Sanayisizleşme devam ediyor

Ruhittin Sönmez'in 'Sanayisizleşme devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı

27
KASIM

2025

İmralı sürecine toplumun rızası yok

Ruhittin Sönmez'in 'İmralı sürecine toplumun rızası yok' adlı köşe yazısı... Devamı

24
KASIM

2025

Yeni Cumhur İttifakının Öcalan Görüşmesi

Ruhittin Sönmez'in 'Yeni Cumhur İttifakının Öcalan Görüşmesi' adlı köşe yazısı... Devamı

17
KASIM

2025

İBB İddianamesi ve siyasetin finansmanı

Ruhittin Sönmez'in 'İBB İddianamesi ve siyasetin finansmanı' adlı köşe yazısı... Devamı

13
KASIM

2025

İman ölçer sahiplerine Nesimi'nin cevabı

Ruhittin Sönmez'in 'İman ölçer sahiplerine Nesimi'nin cevabı' adlı köşe yazısı... Devamı

10
KASIM

2025

Atatürk'ü camilerden kovma histerisi

Ruhittin Sönmez'in 'Atatürk'ü camilerden kovma histerisi' adlı köşe yazısı... Devamı

06
KASIM

2025

Yalanın normalleştiği ülke

Ruhittin Sönmez'in 'Yalanın normalleştiği ülke' adlı köşe yazısı... Devamı

03
KASIM

2025

Toplu iğne psikolojisi

Ruhittin Sönmez'in 'Toplu iğne psikolojisi' adlı köşe yazısı... Devamı

30
EKİM

2025

1948'den bugüne Filistin gerçeği

Ruhittin Sönmez'in '1948'den bugüne Filistin gerçeği' adlı köşe yazısı... Devamı

İlgili Haberler

Anahtar Parti Bucak'tan İmralı ziyaretine tepki! 'Terörle mücadele edenlere saygısızlık'
Bölgesel

Anahtar Parti Bucak'tan İmralı ziyaretine tepki! 'Terörle mücadele edenlere saygısızlık'

Bucak’ta, Anahtar Parti İlçe Başkanlığı tarafından yapılan basın açıklamasında, Türkiye Büyük Millet Meclisi adına gerçekleştirilen bir ziyaretin kabul edilemez olduğu belirtildi. Açıklamada, terörle mücadeleye zarar verecek her türlü adımın karşısında durulduğu ifade edildi.

Virajlı yolda hakimiyeti yitirip uçuruma yuvarlandı
Bölgesel

Virajlı yolda hakimiyeti yitirip uçuruma yuvarlandı

Antalya’nın Kepez ilçesinde yağış nedeniyle kayganlaşan yolda direksiyon hâkimiyetini kaybeden sürücü uçuruma yuvarlandı. İhbar üzerine olay yerine sevk edilen AFAD ve itfaiye ekipleri, yaralı sürücüyü halatlı sistemle bulunduğu noktadan çıkardı.

Manevra yaptı, ticari minibüsle çarpıştı Olayla ilgili konuştu
Bölgesel

Manevra yaptı, ticari minibüsle çarpıştı Olayla ilgili konuştu

Mamak’ta 19 Mayıs Bulvarı’nda hafif ticari araç ile otomobilin çarpıştığı kazada otomobil sürücüsü yaşamını yitirdi, 3 kişi yaralandı. Olayla ilgili inceleme başlatıldı.

Burdur’da film gibi olay! DSİ kepçesiyle define mi arandı? İddia GPS’le ortaya çıktı
Bölgesel

Burdur’da film gibi olay! DSİ kepçesiyle define mi arandı? İddia GPS’le ortaya çıktı

Burdur’un Yeşilova ilçesinde DSİ’ye ait bir kepçe, iddiaya göre kimliği belirlenemeyen kişilerce gece saatlerinde çalınarak yaklaşık 700 metre uzaklıktaki bir bölgeye götürüldü. Kepçenin izinsiz kullanıldığı takip cihazıyla tespit edilirken, jandarma ekipleri olayla ilgili çok yönlü inceleme başlattı.

Antalya'da gece evden otomobille ayrılan kadın, dereye düşen otomobilde hayatını kaybetti
Bölgesel

Antalya'da gece evden otomobille ayrılan kadın, dereye düşen otomobilde hayatını kaybetti

Antalya'da gece saatlerinde otomobiliyle evinden ayrılan kadın, sabaha karşı dereye düşen araçta ölü bulundu.

Osmaniye’deki feci kazada ölü sayısı 7 yükseldi
Bölgesel

Osmaniye’deki feci kazada ölü sayısı 7 yükseldi

Osmaniye’nin Bahçe ilçesinde sabah saatlerinde meydana gelen feci trafik kazasında ölü sayısı 7’ye yükseldi.