Ruhittin Sönmez

Toplu iğne psikolojisi

Ruhittin Sönmez'in 'Toplu iğne psikolojisi' adlı köşe yazısı...

Ruhittin Sönmez

TOPLU İĞNE PSİKOLOJİSİ 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Altay tankı teslim töreninde yaptığı konuşmada şöyle dedi: "Sizleri şöyle 20-25 yıl geriye götürmek istiyorum, ülkemizde bir toplu iğne üretebiliyor muyduk?... Şu anda hamdolsun silahlarını üreten bir Türkiye var."

Bu sözün yanlışlığı, AKP öncesi Cumhuriyet döneminde yapılan sanayi hamleleri çok sayıda yazı ve paylaşımda örneklerle anlatıldı. Ama bu söz, sadece tarih bilgisi bakımından değil, psikolojik olarak da incelenmeye değer.Çünkü bu tür söylemler, geçmişi silip bugünü sıfırdan kurma iddiasını taşır.

Erdoğan'ın "bizden önce hiçbir şey yoktu" sözleri, Cumhuriyet'in mirasını yok saymakla kalmıyor, aynı zamanda "yeniden kurucu liderlik" iddiasını da besliyor. 

Anıtkabir törenlerinde, içeri alınan yaklaşık 100 kişiye, CB mozoleden çıkınca slogan atıp tezahürat yaptırmak da bu amaca hizmet eder. "Ölüye de diriye de saygısızlıktır" ama bu çirkin uygulama yıllardır devam ediyor.

****

Sosyoloji ve psikoloji literatüründe bu duruma "karizmatik otorite" deniyor. (Max Weber).

Karizmatik lider, eski düzeni "karanlık çağ", kendi dönemini "ışığın başlangıcı" olarak resmeder. Böylece sadece bir siyasetçi değil, yeniden doğuşun simgesi haline gelmek ister.

Bu konuyu anlamak için internette bir araştırma yaptım. Bu yapıyı açıklayan Freud'un "baba kompleksi", Adorno'nun "otoriter kişilik" ve Rosenthal'ın "narsisistik liderlik" teorileri karşıma çıktı. Bu teoriler, farklı dönemlerde yapılmış olsa da hepsi "gücü kutsallaştırma eğilimini" tarif eder.

Lider, önceki otorite figürünü (örneğin Atatürk'ü) bilinçdışı düzeyde aşmak ister.

Bu, düşmanlık değil, yer değiştirme arzusudur: "Artık ben o makamdayım" vurgusudur.

Usta gazeteci Tanzer Ünal "Atatürk'ü unutturma, Atatürk'ün yerine geçme" çabası bakımında İsmet İnönü ve R. Tayyip Erdoğan uygulamalarının benzer olduğunu yazdı. 

İsmet İnönü Atatürk'ün resimlerini her yerden ve her şeyden kaldırıp, yerine kendi resimlerini koymuştu. Bu yaptıklarını, dönemin Başbakan Yardımcısı, Kemal Satır'a şöyle açıklamıştı: "Atatürk gibi eşsiz bir kahramana halef olmuştum. Benim için en büyük tehlike O'nun gölgesi altında erimek ve ezilmek idi."

 Anıtkabir'de her bayramda ve 10 Kasımlarda yüzbinlerce ziyaretçinin derin bağlılık ve saygı gösterisi dikkat çekiyor. Genç kuşakta Atatürk sevgisinin yükselmesi, 'kıyas yoluyla' uyanan bir sağduyunun da göstergesidir.

"Kendinizi sayacağım siyasi kimliklerden hangisi veya hangileri ile tanımlarsınız' sorusuna ilk kez oy kullanacak gençler arasında "Atatürkçüyüm" diyenlerin oranı yüzde 40'ın üzerinde çıkıyor.

Bunların, bugünün tek adamını da "Atatürk'ün gölgesi altında erimek ve ezilmek" gibi bir ruh haline sürüklemesi doğaldır.

Ancak "toplu iğne bile üretemiyorduk" gibi sözler bu ruh halini tedavi etmez.

*******************************

SADIK MEDYA 

Karizmatik otorite yaratma hikâyesinin tek kahramanı "lider" değildir. Bu tür rejimlerin etrafında, lidere kayıtsız şartsız sadakat gösteren bir medya ve sosyal çevre oluşur /oluşturulur.

Bunlar, bilimde "güdümlü akıl yürütme" ve "bilişsel çelişki" olarak bilinen iki mekanizmanın ürünüdür.

Mesela Almanya Şansölyesi Olaf Scholz'un Türkiye'ye gelişinde kendi valizini ve laptopunu taşıdığı görüntü, kamuoyunda "mütevazı liderlik" sembolü olarak paylaşıldı.

Bu görüntü Almanya'da dikkat çekmedi. Ama Türkiye'de Erdoğan'ın yüzlerce araçlık konvoyları ve özel uçak filosuyla verdiği görüntülerle kendiliğinden bir karşılaştırma yarattı.

Bunun üzerine Ahmet Hakan, Hürriyet'te şu başlıkla yazı yazdı: "Valizini kendi taşıyormuş... Aman da aman!"

Bu alaycı tavır, aslında bir mizah değil; psikolojik savunma refleksidir.

Ahmet Hakan, Almanya Başbakanının tavrını "Acayip sinematografik. Bilhassa çalışılmış gibi bir hava var. Doğallıktan eser yok" diye tarif etmiş. 

Ahmet Hakan'ın tavrıyla devam edeyim. Bence de Erdoğan'ın yüzlerce araçlık konvoyla Cuma namazına gitmesi son derece doğal. Şimdi düşünebiliyor musunuz "dünya lideri Erdoğan" tarifeli uçakla bir yabancı ülkeye gitmiş, bavulunu, çantasını kendi taşıyor. Bu kadar "itibarsız" bir görüntüde "doğallık" olabilir mi? Ama bu Almanlar bir tuhaf. Merkel de böyleydi. İskandinav ülkelerin başbakanları da böyle. Örnek alacaksanız Ortadoğu'nun itibarlı şeyhlerini alın değil mi?

Neyse, biz yine ciddiyetle Ahmet Hakangilleri anlamaya çalışalım. Bir teoriye göre, kişi inandığı liderin yanlış bir davranışını gördüğünde, bunu rasyonelleştirerek iç huzurunu korumaya çalışırmış. Yani liderin hatasını görmek yerine, o hatayı "fazilet" gibi gösterirmiş.

Bilim insanları bunu, "sadece menfaat değil daha çok kendini ikna etme davranışıdır" diye açıklıyorlar.

*******************************

YANKI ODASI

Karizmatik liderin çevresinde oluşan medya, kalemşor ve trol ekosistemi zamanla "gerçeklik üretim merkezine" dönüşür.

"GÜCÜN YANKI ODASI" kavramıyla tanımlandığı gibi, burada artık bilgi değil, çevre medyada yandaş yazarların ve sosyal medyada trollerin ürettiği onay yazıları dolaşır. 

Gazeteci, lideri eleştirmeyerek konumunu korur; troller, sosyal medyada "bizim liderimiz en büyüktür" kampanyalarıyla sadakat sinyali verir.

Lider, yazar, kitle üçlüsü giderek "alternatif gerçeklik" üretir. 

Sosyal psikologlar buna "kolektif narsisizm" diyor.  Grup, lideriyle özdeşleşir; ona yapılan eleştiri, artık ülkeye veya dine yapılmış sayılır. Böylece eleştiri "ihanet", biat "erdem" haline gelir.

"Gerçek" artık yankılanmadığı için zihinlerde yok olur.

*******************************

BİR TOPLU İĞNENİN GÖSTERDİĞİ GERÇEK

"Toplu iğne bile üretemiyorduk" sözü kazara söylenmiş değil. Buna benzer çok sözleri var:

2018'de söylediği "Türkiye'de bizden önce acaba evlerde fırın, buzdolabı bulabiliyor muyduk? Evimizde bir radyo vardı, televizyon dahi yoktu." 

1987'de açılan Adnan Menderes Havaalanını, 1955'te hizmete açılan Ankara Esenboğa Havalimanı'nı, 1992'de hizmete açılan Süleyman Demirel Üniversitesi'ni de "biz yaptık" dememiş miydi?

Bunlar, kendi siyasi kimliğini inşa etmek, milletin özgüvenini ve kolektif hafızasını "sıfırlamak" isteğinin dışa vurumudur. 

Ancak toplumsal ilerleme, geçmişi silmekle değil, onun üzerine inşa etmekle olur. Cumhuriyet'in sanayi ve kültür mirasını inkâr etmek milli özgüveni de yıpratır.

Bir milletin büyüklüğü, liderinin sarayının büyüklüğü veya kaç araçla gezdiğiyle değil; gerçeği söyleyebilen, eleştiriden korkmayan insanlarının çokluğuyla ölçülür.

 

Ruhittin SÖNMEZ

03.11.2025

Bu içerik size ne hissettirdi?

  • 0
    SEVDİM
  • 0
    ÜZÜLDÜM
  • 0
    KIZDIM
  • 0
    ŞAŞIRDIM
  • 0
    BEĞENDİM
  • 0
    BEĞENMEDİM
  • 0
    GÜLDÜM
  • 0
    ALKIŞ

Yorumlar (0)

Bu içerik ile ilgili henüz yorum yazılmamış

Ruhittin Sönmez Diğer Yazıları

04
ARALIK

2025

Apo, Papa, Barzani: Üç ziyaret tek hedef

Ruhittin Sönmez'in 'Apo, Papa, Barzani: Üç ziyaret tek hedef' adlı köşe yazısı.... Devamı

01
ARALIK

2025

Sanayisizleşme devam ediyor

Ruhittin Sönmez'in 'Sanayisizleşme devam ediyor' adlı köşe yazısı... Devamı

27
KASIM

2025

İmralı sürecine toplumun rızası yok

Ruhittin Sönmez'in 'İmralı sürecine toplumun rızası yok' adlı köşe yazısı... Devamı

24
KASIM

2025

Yeni Cumhur İttifakının Öcalan Görüşmesi

Ruhittin Sönmez'in 'Yeni Cumhur İttifakının Öcalan Görüşmesi' adlı köşe yazısı... Devamı

17
KASIM

2025

İBB İddianamesi ve siyasetin finansmanı

Ruhittin Sönmez'in 'İBB İddianamesi ve siyasetin finansmanı' adlı köşe yazısı... Devamı

13
KASIM

2025

İman ölçer sahiplerine Nesimi'nin cevabı

Ruhittin Sönmez'in 'İman ölçer sahiplerine Nesimi'nin cevabı' adlı köşe yazısı... Devamı

10
KASIM

2025

Atatürk'ü camilerden kovma histerisi

Ruhittin Sönmez'in 'Atatürk'ü camilerden kovma histerisi' adlı köşe yazısı... Devamı

06
KASIM

2025

Yalanın normalleştiği ülke

Ruhittin Sönmez'in 'Yalanın normalleştiği ülke' adlı köşe yazısı... Devamı

03
KASIM

2025

Toplu iğne psikolojisi

Ruhittin Sönmez'in 'Toplu iğne psikolojisi' adlı köşe yazısı... Devamı

30
EKİM

2025

1948'den bugüne Filistin gerçeği

Ruhittin Sönmez'in '1948'den bugüne Filistin gerçeği' adlı köşe yazısı... Devamı

İlgili Haberler

Kızılkaya'da üretim güçleniyor! Başkan Güngör'den desteğe teşekkür
Bölgesel

Kızılkaya'da üretim güçleniyor! Başkan Güngör'den desteğe teşekkür

Başkan İlkay Güngör, belediyenin üretim çalışmalarına ekipmanlarıyla katkı sunan emekli belediye personeli Nurhan Candan’a teşekkür etti

Karamanlı'da ekmek fabrikasında 3 çeşit ekmekle kesintisiz üretim
Bölgesel

Karamanlı'da ekmek fabrikasında 3 çeşit ekmekle kesintisiz üretim

Karamanlı Belediye Başkanı Fatih Selimoğlu, KARBEL Ekmek Fabrikasının çiçek, susamlı ve normal ekmek üretimiyle ilçe halkına hizmet verdiğini açıkladı.

Çilek üreticilerinin tarlada hummalı çalışması devam ediyor
Bölgesel

Çilek üreticilerinin tarlada hummalı çalışması devam ediyor

Denizli'nin Buldan ilçesinde bin 980 dekar alanda, bir dekarda 1 ton çilek üretimi gerçekleştirildiği yüksek kesimlerdeki çilekler için üreticiler tarlalarda hummalı bir çalışma yürütülüyor.

Karamanlı Belediyesi ekmek fırını yarın üretime başlıyor
Bölgesel

Karamanlı Belediyesi ekmek fırını yarın üretime başlıyor

Karamanlı Belediye Başkanı Fatih Selimoğlu, belediyeye ait ekmek fırınının yarın üretime başlayacağını duyurdu. Paylaşımda, 250 gram ekmeğin 12,50 TL’den satışa sunulacağı bilgisi yer aldı. Açılışın yarın saat 11.00’de yapılacak.

Ceviz üretimiyle Avrupa'daki maaşından daha çok kazanıyor
Bölgesel

Ceviz üretimiyle Avrupa'daki maaşından daha çok kazanıyor

Yıllarca gurbette çalışıp emekli olduktan sonra memleketine dönen 61 yaşındaki Ziya Nacaklı, 35 dönüm alanda bin 200 ceviz ağacında üretim yaparak marka olma yolunda ilerliyor.

300 Kişilik istihdam kaybı Burdur’daki Kot Fabrikası faaliyetlerini sonlandırdı
Bölgesel

300 Kişilik istihdam kaybı Burdur’daki Kot Fabrikası faaliyetlerini sonlandırdı

Burdur’un önemli sanayi tesislerinden Junior Weans Kot Fabrikası, ekonomik koşullar nedeniyle üretimini durdurdu. Yaklaşık 300 kişinin istihdam edildiği fabrika, faaliyetlerine İstanbul’daki tesisinde devam edecek.